Kucaklaşma fırsatı!..

Kriz dönemleri çeşitli açılardan fırsatlar da barındırır. Hepimizi derinden yaralayan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin, milletimizle beraber sevinemedikleri gibi üzülmeyi de beceremeyenler için bir fırsat olduğu söylenebilir…

Son sözü baştan söyleyelim: Birileri, depremle ortaya çıkan milletimizle kucaklaşma ve kaynaşma fırsatını yine kaçırıyor!..

Oldukça geniş bir bölgede 10 ili, 78 ilçeyi ve yüzlerce köyü sarsan felakette yapılanları yeter görmemek, anlaşılabilir. Ancak, daha ilk saatlerde harekete geçildiği ve zamanla aksaklıkların giderilip en iyi olanın yapılmaya çalışıldığını kabule yanaşmamak, düşündürücü.

Afet durumunda harekete geçmesi beklenen yerel mekanizmaların ve asıl önemlisi görevlilerin nerdeyse tamamen devre dışı kalması yanında yolların, elektrik, su ve doğal gaz hatlarının ciddi hasar aldığı, herkesin malumu. Kimse sempati duymak zorunda değil belki ama insan olanın empati yapması ve 'biz olsaydık ne yapabilirdik' sorusuna cevap araması gerektiği, açık.

Son 10 günde yaşananlar, her şeye olumsuz bakanların, aksayanlar yanında normal hatta mükemmel işleyişleri de itibarsızlaştırma çabasından vazgeçmediklerini bir kez daha gösterdi. Vazgeçmeyeceklerini de…

Karşılaştığımız yalanların haddi hesabı yok. Çeşitli kaynaklar ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin bülteni gösteriyor ki, birileri yüzlerce yalanı kasıtlı olarak yayıyor!.. Milletimizin acısını umursamayanlarca uydurulan yalanların, ülkemizin birliğini hedef aldığı da son derece açık!..

Yüzlerce yalan arasında neler yok ki. Malatya Kızılay Kan Merkezi yıkıldı, Adana Havalimanı kapatıldı, Mersin Şehir Hastanesi boşaltılıyor, Nükleer Santral patladı, Atatürk Barajı çatladı, İsrail yardım ekibi bekletiliyor, Kızılay'ın afet bölgesinde hiç çadırı yok…

En vahim olanları, arama kurtarma yapanlar işlerini bıraktığı için can kaybına sebep olan 'Hatay'da Yarseli barajı çöktü' ve '8,6 deprem olacak' şeklindeki yalanlar.

Siyasi rant için söylenen ve nispeten zararsız yalanları söyleyenlerin, yaptıkları küçücük işleri büyütürken sahadaki muhteşem gayreti inkar etmeleri, ibretlik.

Moloz taşımak üzere bulunan üç-beş hafriyat kamyonu bahanesiyle 'Hatay Havalimanı'nı Ankara Belediyesi'nin onardığı' ve 'İskenderun Limanındaki yangını birkaç itfaiye aracı ile İBB'nin söndürdüğü' şeklindeki mübalağalar, anlaşılabilir. Ancak 250 binden fazla personelin gece gündüz görev yaptığını bile bile 'devlet yok' teranesini tekrarlamanın, iyi niyetle alakası olmadığı, net.

Hele polis sayısının 70 binden, asker sayısının 60 binden fazla olduğunu, 160 helikopter ve uçağın, 26 geminin, 5 bine yakın iş makinasının çalışmalara eşlik ettiğini bilerek bunu yapmak daha vahim...

Bir türlü milletimizle kaynaşamayanlar için fırsat henüz kaçmamıştır belki!..