BAYKAR yalnız değil!..

Her Cumartesi sabahı olduğu gibi buluşan ekip ilk çaylarını içerken Selim, Mehmet'in uykulu halini kastederek takıldı:

- Anlaşılan gece yine uykusuz kalmışsın. Beşik sallamadığına göre herhalde tartışma programları izliyordun… Mehmet, gülümseyerek:

- Senden de bir şey saklanmıyor. Evet, sadece dün gece değil, son birkaç gecedir tartışma programlarına fena takıldım… Mustafa, sordu:

- Özel bir sebebi olmalı. Neyi kafana taktın ki?..

- Neyi olacak, Baykar'ı hedef alıp saçma sapan açıklamalar yapan parti genel başkanının sözleri canımı sıkmıştı. Son günlerde bu konuda yapılan tartışma programlarının nerdeyse tamamını izlemeye çalıştım. Tabii aynı anda yayınlananları kanal değiştirerek izleme yanında bazılarını da kaydedip sonradan seyrettim… Selim, dayanamayıp atıldı:

- Kızgınlığın sebebiyle TV programlarını kaydetmeyi öğrenmiş olman iyi. Sanırım benim gibi arkadaşlar da bu tartışmayı kıyısından köşesinden izlemişlerdir. Ama neler olup bittiğini sen anlatırsan daha iyi olur herhalde... Arkadaşlarını bir müddet süzen Mehmet, kaçış olmadığını anlayıp, konuşmaya başladı:

- Öncelikle, Ali Babacan'ın Baykar'ı hedef alan sözlerinin çok ama çok incitici olduğunu söylemem gerek. Çeşitli bakanlıklar yapmış birisi olarak, Baykar'ın İHA ve SİHA üretimi aşamalarında neler çektiğini iyi bilmesi gerekir. Benim konu ile ilgili bildiklerim vardı tabii ama bunları konuyu iyi bilen ve yıllardır takip eden insanların televizyonlarda söyledikleri ile iyice pekiştirmiş oldum. Hemen belirteyim izlediklerimin çoğu da hükümetle ya da AK Parti ile uyumlu insanlar değillerdi… Remzi, araya girerek:

- Desene izlediklerinin çoğu hasmın şahitliği manasında!..

- Evet, aynen öyle. Konunun uzmanı denilebilecek isimlerin söyledikleri ve bu arada Baykar adına yapılan açıklamalar birbirini doğrularken, 'Devletin tüm imkânlarının Baykar'a yağdırıldığı ve rekabetin ortadan kaldırıldığını' iddia eden Babacan'a Baykar'dan Haluk Bayraktar, 'Kurulduğumuz günden bu yana devletten tek kuruş nakit teşvik ya da hibe almadık. Banka kredisi bile kullanmadık. Tüm projelerimizi kendi öz kaynaklarımızla geliştirdik' cevabını verdi biliyorsunuz. Büyük iddialarda bulunan Babacan ise 'yanlış anlaşıldım' demek zorunda kaldı. Ki bu kişi vaktiyle Hazine Bakanlığı bile yapmıştı…

- İddialı bir biçimde ortaya çıkarak bu yalanları söylemesinin sebebi ne idi acaba?.. Bu soruylu Mustafa sormuştu.

TÜRKİYE İHA İHRACATINDA BAŞI ÇEKİYOR!..
- Bilmiyorum. Ancak aklıma gelen iki sebep var ve ikisi de birbirinden kötü. Birincisi, Baykar üzerinden Türkiye'nin İHA ve SİHA üretmesini istemeyen güçlere verilen mesaj olma ihtimali. Bildiğim kadarıyla 2000 ile 2017 arasında İsrail 548, Amerika 402 ve Çin 217 İHA ihraç etmişken, 2018 ila 2021 arasında Çin 173, Amerika 143, İsrail 142 ve şimdi sıkı durun, Türkiye olarak biz 190 İHA ihraç etmişiz!.. Selim dayanamayıp, haykırdı:

- Elhamdülillah!.. Bu müthiş bir şey!..

- Evet, bu hakikaten müthiş bir şey. Babacan'ın Baykar'ın hedef alan sözlerinin ilk sebebi, İHA ve SİHA üretmemize bozulanlara, 'biz bunları engelleriz' mesajı vermek için olabilir. Türkiye'nin İHA ve SİHA ihracatında öne çıkmasının birilerini rahatsız etmesi için çok sebepler var. Vaktiyle bırakın satmayı bu araçları bize kiralamaya bile zor razı oluyorlardı, malum. Hatta bin naz yaparak kiralamaya razı olduklarında da verileri önce kendileri gözden geçirdikten sonra bize aktarıyorlardı… Selim, merakla sordu:

- Bu ne manaya geliyor?..

- Şu manaya geliyor. Diyelim ki sınırlarımıza yaklaşmakta olan terör grupları var ve bize kiralanan ABD ya da İsrail İHA'sı ile bunlar tespit edildi. Bu görüntüler doğrudan bize verilmeyip, İsrail ya da Amerikalıların merkezlerine aktarılıyor ve bazı işlemler yapıldıktan sonra bize veriliyordu. Bu arada koordinatlarla oynamak ya da hedef olarak tespit edilen PKK'lılara bilgi vermek gibi işler de yapıyor olmalılar ki, genellikle F16 uçaklarımızla dağı taşı bombalıyorduk biz de… Herkes gibi Mustafa da sinirlenmişti:

- Vay alçaklar!..

- Evet, vay alçaklar!.. Yani terörle mücadelemiz adamların engellemeleri ile karşı karşıyaydı. Bu oyun ilk olarak Baykar'ın ürettiği İHA'larla bozulmaya başladığı için dışarıdan birileri ve onların içimizdeki uzantıları Baykar'a çok ama çok bozuluyorlar… Selim:

- Babacan'ın Baykar'a yönelik yalanları ile ilgili ilk ihtimal, kötü. Öbürü bundan biraz iyidir umarım…

- Keşke öyle olsa ama ikinci ihtimalin de kötülükte bundan aşağı kalır yanı yok. Biliyorsunuz, HDP ve onlarla birlikte CHP içinde bir grup ülkemizin savunma sanayii ile ilgili üretimlerine çok bozuluyor ve mani olmaya çalışıyorlar. Herhalde Babacan, HDP seçmenlerine göz kırpmak ve kendilerinin de bunların üretimini engelleyeceklerini düşünmeleri için bu sözleri söylemiş olabilir. Aklıma başka bir ihtimal gelmiyor… Mehmet, bir süre düşündükten sonra devam etti:

BAYKAR MİLLETİMİZİN GURUR KAYNAKLARINDAN…
- Bu sözleri duyduğumda, devletin Baykar'ın ve benzerlerini tabii ki desteklemesi gerektiğini düşünüp, araştırdım. Tusaş, Vestel ve benzeri başka bazı şirketlerin üretim yaptıkları bir saha bu. Baykar açık ara önde olsa da bunlar da üretiyorlar ve bununla övünmemiz gerek. Diğerlerini bilmem ama Baykar'ın tamamen kendi imkanlarıyla çalıştığı, kredi, teşvik, hibe almadığı, dost düşman herkesin üzerinde ittifak ettiği bir husus. Dahası ise şu, günlerdir izlediğim insanların anlattıkları da Baykar'a 20 yıldır sürdürdüğü başarılı yolculuğu sırasında adeta kan kusturulduğu. Bu uzun bir hikaye, ama birilerinin zannettiği gibi Cumhurbaşkanımızla yakınlıkları sebebiyle özel bir ilgi gördükleri algısı kesinlikle doğru değil… İhsan, araya girerek:

- Zaten Özdemir Bayraktar ve ailesi bu işlere başlayıp belirli bir mesafe alıncaya kadar ailevi bağlantı da söz konusu değildi, bildiğim kadarıyla. Anlattıkların makul, Mehmet. Sanırım HDP cenahını tatmin etmeye yönelik mesajın hedeflerinden birisi de yine bu araçları üretmemizi istemeyen dış mihraklar…

- Maalesef. Görünüşte ülkemizi yönetmeye talip olan birilerinin tamamen bizim aleyhimize olacak bazı atraksiyonlara girişmeleri, hakikaten moral bozucu. İşin bir başka yönü, Baykar'ın kurucusu olan rahmetli Özdemir Bayraktar'ın çizgisini aynıyla takip eden oğullarının, kredi- teşvik, hibe gibi yollara zerre kadar başvurmadan kendi kaynakları ile artık bir dünya markası haline gelen şirketlerini başarı ile devam ettirmeleri. En son, İnsansız Savaş Uçağı kategorisinin ilk adımlarından birisi olan ve tamamen kendi imkanları ile projelendirip yaptıkları Kızılelma'nın ilk uçuşunu da gerçekleştirdiler, biliyorsunuz… Mustafa, söz alarak:

- Hepimizi çok sevindiren bu gelişme bile Baykar'a saygı duymak için yeterli. Konuyu detaylı bir şekilde bildiği anlaşılan bir genel başkanın, bırakın teşvik ve hibeyi kredi bile almayan bu şirketi iftiralarla diline dolaması, çok çirkin… Mehmet, sözlerini sürdürdü:

- Teşvik, hibe ve benzeri kolaylıklardan hakkı olduğu halde yararlanmayan şirketi diline dolayan ve söyleyebilecek bir şey bulamadıkları için devlet müsaadesi ile ihracat yapmasını eleştiren gazeteci müsveddeleri ayrı bir bahis. Laf olsun torba dolsun kabilinden konuşan bu tipler, milletimizin kendilerini alaycı bir ifade ile dinlediğinin farkında bile değil belki de. Çünkü söyledikleri saçmalıkların alıcısı olduğuna inanıyorlar… Mehmet çayından bir yudum aldıktan sonra, konuyu bitirmek üzere son cümlelerini söyledi:

- Cenab-ı Hakk, rahmetli Özdemir Bayraktar'dan razı olsun ve mekanını Cennet eylesin. Başlattığı işi sürdüren çocuklarına da kolaylıklar versin… İşin özeti, hakikaten saygı duyulacak bir şekilde çalışan BAYKAR'ın yalnız olmadığı…

Öncelikle TUSAŞ, Vestel ve başka bazı İHA ve üreten şirketlerimiz olduğu için rekabet açısından yalnız değil. Esas olarak da siyasi görüşleri ne olursa olsun bütün milletimiz BAYKAR'ın yanında!..