İçimizdekiler…

Uluslararası anlaşmalara aykırı olarak adaları silahlandırmaya ve bu arada ABD tarafından işgal edildiklerini de gizlemeye çalışan Yunanlı siyasetçiler saçmalamayı sürdürüyor.

Umarız, ateş olsa cirmi kadar yer yakacak Yunanistan, taşıma suyla değirmen dönmeyeceğini fiili olarak tecrübe etmek zorunda kalmaz. Hele de Ukrayna örneği ortada iken.

Bu arada adaların statüsü ile ilgili hukuki metinleri enine boyuna okudukları da umulur. herhalde. Çünkü adaların bir oldu-bitti ile elimizden alındığı kanaati oldukça yaygın ve konunun tekrar gündeme gelmesi, herhalde Yunanistan'ın hiç işine gelmez. Bizden söylemesi...

Ekonomik olarak battıkları için, ülkedeki değerli her şeyi Avrupalılara kaptıran ancak plajların halen kendilerinin olduğunu zanneden Yunanlıların, durumun ciddiyetini ne zaman kavrayacakları kendi problemleri.

Fransa'nın, İngiltere Manş Denizi'ndeki adaları üzerinden münhasır ekonomik bölge talebinde bulunmasın diye uluslararası mahkeme kararı aldırdığı, malum. Aynı Fransa'nın, Akdeniz'deki küçücük Meis Adası bahanesiyle Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de hakları olduğu iddiasına destek çıkması, ikiyüzlülüğün zirve noktası.

Avrupa Birliği'nin diğer ülkeleri ve bu arada esas olarak ABD'nin de Fransa ve Yunanistan'la aynı telden çalmaları, iflah olmaz tarafgirliklerinden. Uluslararası hukuka göre münhasır ekonomik bölge konusunda ana karanın esas olduğunu ABD gibi Fransa ve Yunanistan da bal gibi biliyor oysa.

Kendilerini çağdaş medeniyetin temsilcileri olarak tanıtmaktan hoşlananların, Türkiye söz konusu olunca hukuku ve teamülleri rafa koyma alışkanlıklarına medyalarının desteği de sıradan. Her birisi 'sahibinin sesi' haline gelip, objektifliği de çoktan unutan batı medyasından başka bir şey de beklenmez zaten.

ABD'si, Avrupa'sıyla, ülkemizin bugünü ve yarını hususunda hiç de hayırlı düşünceleri olmayanların yaptıkları ve yapmaya çalıştıklarının 'vız gelip tırıs gitmesi', işin en güzel tarafı.

Boyuna ve kilosuna bakmadan yüksek perdeden tehditler savuran 'şımarık' Yunanistan'ı, kuralları kendisi için başka bizim için başka işletmeye çalışan Fransa'sı, kendisine teslim olmayı reddettiğimiz için hafakanlar geçiren ABD'si ile tek dişi kalmış canavarın canını sıkan esas konu, Türkiye'nin masadaki haklılığını sahada ispatlayabilecek güce de sahip olması…

Manzaranın en sıkıntılı tarafı ise ABD'nin, Fransa'nın, başka bazı Avrupa ülkelerinin ve hatta onların kışkırtmasıyla kendini ateşe atmaya niyetlenen Yunanistan'ın tezlerini neredeyse onlarla aynı şekilde benimseyip tekrar eden, 'içimizdekiler'…

ABD'nin, Fransa'nın, diğer Avrupa ülkelerinin ve tabii mini minnacık Yunanistan'ın söyledikleri hatta yaptıklarının pek anlamı yok. Ancak içimizdeki ABD'liler, içimizdeki Fransızlar ve içimizdeki Yunanlılar, ciddi bir durum…

Siz onlara 'içimizdeki beyinsizler' de diyebilirsiniz…