Bir taşla birkaç kuş…

Hapse mahkum edilen kişinin ve yakınlarının sevinmesi, bu kişinin hapis cezası almasında parmağı olduğu iddia edilenlerin üzülmesi, normal midir? diye bir soruyla karşılaşsak, herhalde şaşırırız.

İBB Başkanının, YSK üyelerine 'ahmak' dediği için aldığı 2 yıl 7 ay 15 günlük mahkumiyet kararı, bu açıdan bir ilk olarak tarihe geçmeye aday. 'Üzülmesi gerekenlerin sevindiği, sevinmesi gerekenlerin üzüldüğü' bir kararla sık sık karşı karşıya kalınmaz çünkü. Bu, tam da, 'bu işte bir tuhaflık var' dedirtecek bir durum…

İmamoğlu için hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci, 28 Mayıs 2021'de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladığı. Dava, İBB Başkanı'nın 4 Kasım 2019'daki '31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır' şeklindeki sözleri ile ilgili olarak YSK'nın suç duyurusunda bulunmasıyla başlamıştı.

2019 Kasımında söylenen sözle ilgili mahkemenin 2021 Mayısında başlaması, belki rutin. Ancak CHP Genel Başkanı ve ekibinin 'daha sürer' diye düşündükleri yargılamanın 14 Aralık'ta mahkumiyetle neticelenmesi, birçok hukukçuya göre 'tuhaf'. Bazılarına göre, söz konusu duruşmaya iki kere ara verilmiş olması da manidar.

Herhalde mahkemenin karar vereceğini bilen İBB Başkanı'nın çeşitli hazırlıklar yapması, İP Genel Başkanı'nın sevinçli bir şekilde Ankara'dan İstanbul'a koşması, gelişmelerin nereye gittiğini anlayan CHP Genel Başkanının Almanya'dan özel uçakla apar-topar yurda dönmesi de çok ama çok manidar.

Olup bitenler, bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışanların iş başında olduklarına ve işin pek de öyle gözüktüğü gibi olmadığına delalet ediyor.

İmamoğlu'nun, algı operasyonları ile geldiği İBB Başkanlığı'nı daha yukarısı için atlama taşı olarak düşündüğü, malum. Altılı Masa'nın muhtemel cumhurbaşkanı adayları arasında ön sıralarda iken, son zamanlarda yıldızının söndüğü de…

Tezgahı kuranlar, mahkumiyetle oluşacak mağduriyet algısının İmamoğlu'nun Altılı Masa'nın adayı olması yanında seçilme şansını da artıracağını hesaplıyorlar belli ki…

Ancak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vaktiyle yaşadıklarını düşünüp, İmamoğlu'nun hikayesinin de benzer şekilde devam edebileceğini hayal edenlerin, 'kendini buğday ambarında gören aç tavuktan farkları olmadığını' söylemek gerek.

İşin özeti, 1998'de Recep Tayyip Erdoğan'ın yolunu kesmeye çalışan ve maalesef başarılı olanların, bugün İmamoğlu'nun önünü açmak için sahte bir mağduriyet oluşturma gayretinde olmaları...

Belediye Başkanlığı sırasında hizmet destanları yazan Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletimizin de beğendiği bir şiir sebebiyle mahkum edildiğini unutmayalım.

Başkanlık dönemi başarısızlıklarla dolu olup, hakimlere 'ahmak' dediği için mahkum olan İmamoğlu'na buradan bir mağduriyet çıkmaz!..

Birileri olmadık hesaplarla birbirlerini yemeye devam edebilirler… Ama milletimiz, onların zannettiği kadar saf değil!..