Keşke ‘biz de…’ diyebilseler!..
Bir yanda, 20 yılda ülkemizi her alanda en azından 4, 5, 6 kat hatta daha fazla geliştiren ve 'Türkiye Yüzyılı' olarak tanımladıkları bundan sonrası için her birimizi heyecanlandıran muhteşem bir vizyona sahip lider ve kadrosu…
Öbür yanda, yalanlar ve algılarla bu lider ve kadrosuna karşı başarı kazanabileceklerini hayal eden CHP ve beraberindekiler…
Türkiye'yi daha ileriye götürmek ve milletimizin hayat standartlarını yükseltmek için dur durak bilmeden çalışanlarla rekabete kalkışanların, milletimizin lafa değil icraata bakacağını asla unutmamaları gerektiğini hatırlatmak bile gereksiz.
CHP ve Altılı masadaki irili ufaklı diğer partilerin, ortaya herhangi bir plan ve program koymadan milletimizin kendilerini iktidara getirebileceğine inanabilecek kadar saf olup olmadıkları, onların problemi. Ancak, milletimizin CHP ve beraberindekilerin zannettiği kadar saf olmadığını net olarak söyleyebiliriz.
Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı husumeti dışında ortak herhangi bir noktaları bulunmayanlar, zaman geçtikçe ayaklarının altındaki zemini kaydığının farkında bile değil. Bunun sebebi, milletimizi kandırmak için ürettikleri yalanlara inanıyor olmaları belki de.
Güya büyük iddiaları varmış gibi ortaya çıktıklarından beri, henüz nasıl olacağına bile karar veremedikleri parlamenter sisteme tekrar dönmek dışında tek bir fikir kırıntısı bile ortaya koyamayışları, temel özellikleri. Var olanları görmemek ya da itibarsızlaştırmaya çalışmak yanında, problem sayma konusunda başarılı oldukları, kesin. Ancak, çözüm konusunda tam manasıyla dilsiz kesildiklerinin herkes farkında.
Ağızlarını her açtıklarında kullandıkları demokrasi, insan hakları, ifade ve basın özgürlüğü gibi kavramları kendilerine göre yorumladıklarını artık bilmeyen kalmadı.
Demokrasi, 'kendi dediklerinin geçerli olması' onlara göre. İnsan hakları deyince, 'onlar gibi düşünenlerin' sınırsız haklarını anlıyorlar… 'İfade ve basın özgürlüğü' denilince de objektiflik değil, kendilerine alkış tutanların sınırsız özgürlükleri akıllarına geliyor. İhaneti bile bu kapsamda değerlendirebilmeleri, ayrı bir mesele…
'Dostlarımız' dedikleri, ülkemizin bugünü ve geleceğine yönelik uğursuz hesaplar yapan dış mihraklarla 'al takke ver külah' ilişkiler de makul ve mantıklı onlara göre… ABD ve Avrupa ülkelerinin, uluslararası hukuka tamamen aykırı bir şekilde Türkiye'nin haklarını yok saymasına hep sessiz kalmaları bununla ilgili. Onların kendilerini iktidara getirebileceği rüyası görmekten bir türlü vazgeçemiyorlar çünkü...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı 'Türkiye Yüzyılı' vizyon belgesini takip edenleri olmuştur muhakkak… Keşke dikkatli bir şekilde tekrar tekrar okusalar ve bu vizyon belgesindeki hususları tekrarlayıp, yalancıktan olsun 'ben de' ya da daha iyisi 'biz de' diyebilseler bari!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)
- Emeklilerin hali… (01.09.2024)
- Değişim şart!.. (31.08.2024)