EKREM KIZILTAŞ

Ne olacak bu Avrupa’nın hali!..

İhsan'ın attığı odunlarla coşan sobanın başında günün ilk çayları içilirken, sohbeti başlatan Selim oldu:

- Arkadaşlar bence bizim Remzi, oralara gidip ortalığı neden karıştırdığının hesabını bize vermeli. Baksanıza İngiltere'yi yönetmek üzere başbakan olan Liz Truss 45 gün dayanamayıp istifa etmiş… Ekip gülüşmeye başlayınca Remzi söz aldı:

- Hoop, bir dakika! Öncelikle, ben Almanya'da idim. İngiltere'ye filan gitmedim. Hem problem sadece İngiltere'de değil ki... Bizdeki 6'lı masanın ısrarla getireceğiz dediği parlamenter sistemle yönetilen birçok ülkede ciddi problemler var. İtalya, Estonya, Peru, İsveç, Bulgaristan, hatta İsrail'de… Selim şaka için başlattığı konunun renklendiğini anlayıp, soruyu genişletti:

- Vay, demek sadece İngiltere'yi değil oraları da karıştırdın ha!.. İngiltere'de neler olup bittiğini azıcık biliyoruz ama saydığın ülkelerde yaşananları da sen aktar o zaman…

- Peki, İngiltere'deki durumu değerlendiren ve diğer ülkelerde yaşananları da aktaran bir haber okumuştum sabahleyin. Hatırladığım kadarıyla, yakın zamanda İtalya'da siyasi kriz çıkmış ve mevcut başbakanın art arda iki defa istifası ile Eylül'de seçime gidilmişti. Estonya Başbakanı istifa edip yeni bir koalisyon hükümeti kurdu. Bu arada Peru'da 1 yıl içerisinde 4 başbakan görevi bıraktı. Bunlardan birisinin başbakanlığı da üç gün sürdü. İsveç'in ilk kadın başbakanı geçen yıl göreve başladıktan 7 saat sonra istifa etmek mecburiyetinde kalmıştı… Bulgaristan'da azınlık hükümeti ancak 6 ay dayanabildi ve düştü. 2 Ekim'de erken seçim yapıldı ve hükümet kurma çalışmaları sürüyor… Remzi başka ne söyleyeceğini düşünürken, Mustafa hatırlattı:

- İsrail'den de bahsetmiştin, orada ne oldu?..

- İsrail'de son 3 üç buçuk sene içinde yapılan 4 seçim sağlıklı bir netice vermeyince 1 Kasım'da tekrar erken seçime gidiyorlar. Üç buçuk senede 5 seçim yapacaklar anlayacağınız… Söz alan İhsan:

- Birilerinin yere göğe sığdıramadığı parlamenter sistem öyle pek de övüldüğü gibi değil anlaşıldığı kadarıyla. İngiltere ve başka bazı ülkelerde sistemin sağlıklı olduğu ve yeni hükümet arayışlarının hayatın normal akışına pek etkisi olmadığı düşünülebilir. Ama mesela Bulgaristan, Peru, Estonya gibi ülkelerde ciddi problemler yaşanmaktadır herhalde… Remzi'nin bir şeyler söyleme ihtiyacı duyduğu belli idi:

- Sadece zayıf olduğunu düşündüğümüz ülkelerde değil güçlü gözüken ülkelerde de ciddi problemler var… Salgın sebebiyle oluşan zorluklar Rusya Ukrayna çatışması ile iyice zirve yaptı. Dışarıdan pek belli olmasa da şu anda İngiltere'nin yanında Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Avusturya gibi ülkelerde de hayat şartları oldukça zorlaştı. Enflasyonlarla ilgili açıklanan rakamlar bence aldatıcı. Çünkü yüzde 9 ya da 10 civarında enflasyon var denilen ülkelerde markette ve pazarda yaşananlar oldukça farklı… Remzi, çayından bir yudum alarak devam etti:

- Yaklaşık 20 gün Almanya'da kaldım. 10 gün Berlin'de ve 10 gün de Frankfurt civarındaydım. Orada çocuklarım var biliyorsunuz. Görebildiğim kadarıyla Almanya'da hayat ciddi şekilde zorlaşmış durumda. Çocuklar belli etmemeye çabaladılar ama, geçim konusunda ciddi sıkıntılar olduğu aşikar. Berlin'deki oğlum, haftalık alış veriş için eskiden ayırdığı paranın iki mislinin yetmediğini söyledi. Özellikle elektrik ve doğal gaz fiyatlarında ciddi artışlar var. Tabii kış yaklaştı ve sadece yüksek fiyatlar değil gaz akışının olup olmayacağı da onları kara kara düşündürüyor… Bir süre susan Remzi, devam etti:

DURUMLARI BİRBİRLERİNDEN BETER!..
- Çevre ülkeleri bilenlerden duyduklarıma bakılırsa Fransa, Belçika, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerdeki durum Almanya'dan da beter… Bazı ülkelerde market raflarında boşluklar varken başka bazılarında satışları adetle sınırlıyorlar. Fransa'da bugünlerde yaşanan gelişmeleri haberlerde duymuşsunuzdur. Rusya Ukrayna savaşının doğrudan ya da dolaylı etkileri sebebiyle zaten kışı korkuyla bekliyor insanlar. Pahalılık bir yana doğal gaz, akaryakıt ve elektrik konusunda bir de yokluk tehlikesi söz konusu…

Selim merakla sordu:
- Akaryakıt fiyatları ne alemde?..

- Ben orada iken mazot yaklaşık 2,2, benzin 1,90 Euro civarındaydı. Avrupa ülkelerinin de bizim gibi petrolleri yok malum. Onlar da dışarıdan alıyorlar… Çayları tazeleyen İhsan, söze karıştı:

- Petrolümüzün şimdilik sadece yüzde 8'ini kendi kaynaklarımızdan temin edebiliyor olsak da Türkiye, diğer ülkelere nazaran birçok açıdan çok daha iyi durumda. Elektrik ihtiyacımızın çoğunu yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elde edebiliyoruz ve doğal gaz açısından da hakikaten rahat bir konumdayız, hamdolsun. Gelişmelere bakılırsa yakında belki de bu konuda Avrupa için tedarik merkezi olabilmemiz söz konusu… Mustafa da katkıda bulundu:

- Karadeniz doğal gazımızın sisteme eklenmesi için de gün sayıyoruz. Sanırım önümüzdeki yılın ilk aylarında gerek tedarik ve gerekse fiyat açısından Karadeniz doğal gazının ciddi katkıları olacak hepimize… Söz devralan Mehmet, Remzi'ye hitaben sordu:

- Bizde devletimiz doğal gazda yüzde 80'e ve elektrikte de yüzde 70'e yakın sübvansiyon uyguluyor. Orada benzer devlet katkıları yok mu?..

- Almanya'da ve sanırım Avrupa ülkelerinin tamamında sistem bizdeki gibi değil. Hemen her şey özel ve devlet sistemin dışında olduğu için sadece kısmi desteklerde bulunuyor. Ödenen faturalarda iki ya da üç misli fark oluşsa da devlet bir kereye mahsus yıllık 300-500 Euro gibi destekler sağlar. Bu da ailelerin ihtiyaçlarına göre neredeyse devede tüy mesabesinde… Merakını gideremeyen Mehmet, yine sordu:

- Senin anlattığına bakılırsa oradaki hayat pahalılığının bizden aşağı kalır yanı yok hatta belki daha da vahim. İyi ama güya çok ciddi bu ülkeler neden enflasyonu yüzde 9 ya da 10 diye açıklayıp duruyorlar ki?..

- Bunu bilmem. Herhalde sistematik bir şey. Bizde TÜİK her ay 400'den fazla kalem mal ve hizmetin 900'den fazla çeşidinin fiyatlarını tespit edip enflasyon hesabını yapıyor… Oralardaki benzerlerinin nasıl çalıştıkların bilmiyorum ama hayat pahalılığının öyle yüzde 9 ya da 10 olmayıp belki iki misli, hatta bazı mallarda çok daha yüksek olduğunu biliyorum…

'BU MAL ON BEŞ BİNİ GÖRDÜ!..' YALANI…
- Bizim TÜİK, var olanı tespit ederken, Avrupa'daki benzerleri sadece fiyatı az artan ürünler üzerinden enflasyon hesabı yapıyorlardır belki… Bu sözleri söyleyen Selim'di. Gülüşmeler arasında, sözlerini sürdürdü:

- TÜİK'in açıkladığı ve hakikaten gerçekleri aktardığında şüphe olmayan enflasyon oranlarına itiraz edenlerin haddi hesabı yok. ENAG diye bir yer var mesela. TÜİK'in rakamlarını iki ya da üçle çarpmak suretiyle enflasyon oranı açıklayıp duruyor. TÜİK yüzde 80 derse, bu yüzde 180 diyor. Hepi topu birkaç çalışanı varken, 4 bin kişinin çalıştığı TÜİK'i itibarsızlaştırmaya çabalıyor yani. Avrupa'daki enflasyon oranları açıklananın çok üzerinde olduğuna göre, orada ENAG gibi atmasyon değil de gerçekten araştırma yapıp işin doğrusunu aktaracak kuruluşlar yok mu?..

- Yerinde bir soru. Öncelikle, oralarda ENAG gibi atmasyon enflasyon oranları açıklamaya cüret edebilecek bir kuruluşun çanına anında ot tıkayacaklarını biliyorum. Pahalılıkla alakalı gerçek oranları tespit edecek araştırmalar tabii ki yapılıyordur. Bunların neden açıklanmadığı ya da açıklanamadığı Avrupa sistemi ile ilgili belki… Tekrar söze karışan Selim:

- Şu mübalağalı oranlar açıklayan ENAG'ın gelir kaynağını öğrenmek gerek aslında. Bilmem ama bana kalırsa Avrupa fonlarıyla desteklenmektedir ve insanımızın kafasını karıştırmaktan başka bir hedefi de yoktur büyük ihtimalle. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve her birimiz fiyatların ne kadar yükseldiğinin farkındayız. Benim yüzde 80 artığını bildiğim bir şeydeki artışın yüzde 180 olduğuna beni inandırmak için bin dereden su getirenlerin başka hesabı vardır büyük ihtimalle… Sakin sakin konuşmaları dinleyen İhsan, söze girdi:

-ENAG'ın açıklamalarında 'sonuçların doğru olduğunun garantisi yoktur' benzeri bir ilave vardır her zaman. Onlarla ilgili haberleri okurken de aklıma, pazarlarda hayvan alışverişi yapanların meşhur 'bu hayvan on beş bini gördü' lafı gelir nedense. Malum, satıcı normalde fiyatı on bin lira olan bir hayvana on beş bin lira gösterir ve almaya niyet edene de 'bu hayvan on beş bin lirayı gördü' yalanını söyler. ENAG da internette kendi oluşturduğu fiyatları bize bu mantıkla satmaya çalışıyor… Remzi, sözlerini sürdürdü:

- Bu örnek iyi oldu İhsan. Avrupa'da böylelerine müsaade edilmez. Bizdekileri ise Avrupa destekliyor herhalde… Remzi'nin artık susacağını anlayan Selim, son noktayı koydu:

- İyi de birader, Ne olacak bu Avrupa'nın hali?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.