Yabancı!..

Temel insan haklarından olan kılık kıyafetle ilgili olarak, sadece kanunla ve o da özüne dokunulmadan bazı düzenlemeler yapılabileceği, Anayasa'nın emri… Yasaklama ile ilgili bir kanun bulunmamasına rağmen, başörtüsü konusunun CHP zihniyeti tarafından yıllarca kaşındığı ve yüz binlere hatta milyonlara hayatın zindan edildiği de hepimizin bildiği bir vakıa…

Zaman zaman nükseden başörtüsü yasaklarının kaldırılmasına yönelik bütün girişimlerin CHP zihniyeti tarafından engellenmeye çalışıldığının şahidi de bu ülkede yaşayan herkes. TBMM, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay arşivleri özgürlük düşmanı bu partinin girişimlerinin belgeleri ile dolu. Hem de tıka basa…

Başörtüsü ile ilgili yasağın mümkün olan her yerde devamını sağlamaya yönelik bu müracaatlardaki imzalar henüz kurumadı bile. Böyle bir vasatta güya başörtüsü meselesinin kökten halli için CHP Genel Başkanınca yapılan girişimin samimiyetine kim inanır?..

Öncelikle aklı başında hiçbir dindar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun zaten olmayan başörtüsü meselesini bir daha ortaya çıkmayacak şekilde halletmek niyetiyle kanuni bir düzenleme yapılmasını isteyebileceğine inanmaz…

Böyle bir şeyin olabileceğine inanıp CHP'ye meyledebilecek dindarların, bu girişimi ciddi zannederek partilerine oy vermeyecek CHP'lilere oranla son derece az olacağı da kesin… Öncekiler açısından inanılmayacak kadar güzel olan bu davranış, sonrakiler açısından zinhar kalkışılmaması gereken bir girişimdir çünkü.

Helalleşme girişimini yüzüne gözüne bulaştıran Kemal Kılıçdaroğlu'na bu aklı kimin verdiği şimdilik bir muamma. Yatmadan önce aklına gelen ve anında mesaja çevirdiği bu fikri, ertesi sabahı kanun teklifi haline getirmesindeki hız da, bir şeyleri elden kaçırma telaşı yaşadığının gösteriyor.

Başörtüsü ve tesettürün nerdeyse yeminli düşmanı olan bir zihniyette bu yönde meydana gelebilecek olumlu gelişmeler tabii ki sevindirici olur. Ama CHP söz konusu olduğunda, olumlu zannettiğimiz girişimlerin bile uzun uzun düşünülmesi gerek.

Akşamdan sabaha hazırlanan kanun teklifinin metni de, niyetin başörtüsü meselesini halletmeye yönelik olmadığını açıkça gösteriyor. Alelacele hazırlandığı hemen belli olan tasarıda başörtüsünün hiç zikredilmemesi, öncelikli problem.

Tasarıyı, 'bir mesleği icra eden kadınlar, giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz' şeklinde özetleyebiliriz… İlk akla gelen soru da, başörtüsü mağduriyeti denilince akla gelen üniversite öğrencilerinin metnin neresinde olduğu…

Başörtüsü yasağının tekrar nüksedebileceği kaygısının sebebi, CHP zihniyetidir. Göz boyamaya yönelik son girişimleri de, CHP'nin insanımızın inanç ve değerlerine ne kadar yabancı olduğunu bir kez daha ortaya koydu…