EKREM KIZILTAŞ

Bizi bize bırakmak istemeyenler…

Sonbahar yaklaşıp havalar belirgin ölçüde serinlemeye başladığı için olsa gerek, Bahar Kıraathanesi'nin sabah müdavimlerinin her birisi kendi dünyasında gibiydi. İhsan, işleriyle uğraşırken Mustafa gazete okuyor, Mehmet, Remzi ve Selim ise sakince çaylarını içiyorlardı… Sessizliği bozan Mustafa oldu:

- İşe bak! Ekonomimiz 2022'nin ikinci çeyreğinde de yüzde 7,6 oranında büyümüş... Bir yandan pahalılık ve enflasyon varken bir yandan da ekonomimin büyümesi ilgi çekici… Mehmet kardeşim, bu işlere kafası en iyi çalışanımız sensin, bu işe ne diyorsun?..

- Öncelikle on beş puanlık uzman sorusu, diyorum… Ekonomi konusunda laf etmek benim boyumu aşar. Ancak bilebildiğim kadarıyla, büyüme başka bir şey ve pahalılık başka bir şey… Selim, gülümseyerek lafa girdi:

- Ekonomi tabii ki herkesin anlayabileceği bir şey değil, ama yaşananların halkın anlayacağı şekilde bir izahı vardır herhalde… Bildiğin kadarını anlatırsan, iyi olur…

- Peki... Türkiye, son 8 çeyrektir sürekli olarak büyüyen bir ekonomiye sahip. Çünkü fabrikalarımız harıl harıl çalışarak üretiyor ve ihracat rekorları kırıyoruz. 20 yıl önce yıllık 36 milyar dolar olan ihracatımız 2022'de 250 milyar doları buldu… Oldukça iyiyiz ve daha iyiye gidiyoruz. Ancak bir yandan da enflasyon ve hayat pahalılığı var. Salgın sonrası şartlar ve Rusya Ukrayna arasındaki savaş sebebiyle dünyada yaşanan sıkıntıları biz de yaşıyoruz… İhsan'ın getirdiği çayları dağıtmasını bekleyen Mehmet, devam etti:

- Tabii bize özel şartlar sebebiyle bu sıkıntılar daha zorlayıcı. Bu biraz da ülkemizi kendi halinde bırakmak istemeyenlerin saldırıları ile alakalı… Üretim, istihdam ve ihracatta adeta rekorlar kırdığımız halde, döviz fiyatları üzerinden saldırılar bunun örneği… Ancak geçen Aralık'ta ezber bozan bir adımla, nerdeyse 30 yıla yakındır ülkemizi etkileyen kur faiz sarmalından kurtulmak için adımlar atıldı ve daha sağlıklı bir yola girdik… Mustafa, dayanamayıp atıldı:

- Daha önce durum nasıldı?..

- Daha önce de niyet aynı ama uygulamalar farklıydı. Hemen her dönemde, döviz fiyatları ve faiz oranları üzerinden oynanan oyunlar sebebiyle yol alamıyorduk… Birileri döviz fiyatları ile oynuyor ve böylelikle faizlerin yükselmesine sebep oluyordu. Bu da kredi maliyetlerini artırdığı için, üretim ve istihdama yönelik yatırımları zorlaştırıyordu. Yeni ekonomik modelle ilgili en ciddi atak, Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz Aralık'ta açıkladığı Kur Korumalı Mevduat uygulaması oldu…

KUR KORUMALI MEVDUAT İLAÇ GİBİ…

- Kur Korumalı Mevduat konusunda epey gürültü çıkarılmıştı, halen de sürüyor. Bu konuda da üç beş kelam etsen… Dayanamayan Selim, yine araya girmişti.

- Türkiye'de döviz fiyatları yükselince faiz artırılıyor, böylelikle döviz fiyatları bir miktar düşüyor ve biz de memnun oluyorduk. Ancak bu, kredi fiyatları yükseldiği için üretime yönelik yatırım yapanlara değil, paradan para kazananlara yarıyordu. Onlar dövizlerini bozdurup faize yatırıyor, vade sonunda birtakım atraksiyonlarla düşük fiyattan döviz alıp, sonrasında tekrar dövizleri yükseltiyor ve böylelikle zenginliklerimizi sömürüyorlardı…

- Tabii bu durum, ülkeyi ithal mallar açısından uygun hale getiriyor ve dolayısıyla üretimi düşürürken tüketimi artırıyordu galiba… Bunları söyleyen Mustafa idi. Mustafa'yı onaylayan Mehmet, sözlerine devam etti:

- İyi ki hatırlattın. Evet, yerli üretim pahalılaşıp, kur sebebiyle ucuzlaşan ithal mallar konusunda adeta patlama yaşanırdı… Kur Korumalı Mevduat uygulamasıyla ekonomimizin kur-faiz sarmalına girmesi engellenince, üretime yönelik kredi bulmak kolaylaştı ve bu da üretimde, ihracatta ve istihdamda ciddi yükselişler sağladı…

- Kur Korumalı Mevduat epey işimize yaramış anlaşılan... Bu sözleri söyleyen Selim idi, Mehmet devam etti:

- Evet, öyle. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı kısaca KKM dediğimiz uygulama ile mevduatlara döviz fiyatlarındaki artış kadar garanti getirilerek, kurlarla oynayanların hesapları bozuldu. Kararın açıklandığı akşamı hatırlarsınız herhalde. Bir saat içinde 11 liradan 18 liranın üzerine çıkarılan dolar, KKM kararı duyurulunca tekrar 11 lira civarına inmişti… Remzi, merakla sordu:

- Lafa karışmak istemiyorum, ama hem de akşam saatlerinde nasıl oldu da böyle bir şey olabildi?..

- Uzun hikaye. Ama meselenin özeti, açıkça ekonomik bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuz. Türkiye'nin arzu ettikleri gibi davranmasını isteyenler, hemen her sahada olduğu gibi ekonomi üzerinden de saldırıyorlar anlayacağınız… Çayından bir yudum alan Mehmet, devam etti:

- Enflasyon ve fiyat artışları sebebiyle parasını koruma derdine düşen insanımızın döviz bürolarına gitmelerine gerek bırakmayan KKM ile kur saldırıları etkisizleştirilirken üretim, istihdam ve ihracata yönelik yatırımlara uygun fiyatlı krediler sağlandı… Mehmet, Selim'e bakarak sözlerini sürdürdü:

- Şimdi hepinizin kafasındaki sorunun cevabına gelelim: Hazine ve Maliye Bakanımız Nurettin Nebati, geçenlerde KKM kapsamındaki mevduatın 1 trilyon 300 milyar lira civarında olduğunu açıkladı. Mevduatlara döviz üzerinden garantinin bir faturası var. Ancak, bunu değerlendirirken, bu karar alınmasaydı döviz fiyatlarının bugün nerelerde olacağını düşünmek lazım…

- Uçardı herhalde!.. Sözü söyleyen Selim'di… Mehmet, gülümseyerek devam etti:



IMF SÖMÜRÜNÜN MAŞASI!..

- İyi söyledin Selim. KKM uygulanmasaydı, hakikaten döviz fiyatları uçardı. Nerede dururdu sorusunun da cevabı yok. İnsanımız karşılaştığından daha beterinin olmayacağını düşünür genellikle. Ancak dünyaya baktığımızda çok daha beterlerinin yaşanabildiğini görüyoruz. Örnek olarak Arjantin'i gösterebiliriz. Bu ülke 2018'de IMF ile anlaşma yapmak zorunda kaldığında 1 Dolar 19 Arjantin Pezosu idi. Şimdilerde 1 Dolar 145 Arjantin Pezosu civarında… Mustafa merakla sordu:

- Arjantin'i IMF'ye nasıl razı ettiler acaba?..

- Tabii ki ekonomiyi düzelteceğiz diye. Ülkeye 56 milyar dolar borç veren IMF ekonomi yönetimine el koydu ve şimdi Faizlerin yüzde 60'a fırladığı Arjantin'in, 2018'den beri yaşadığı enflasyon da yüzde 600'ü geçti. Dar ve sabit gelirlilerin neler yaşadıklarını tahmin etmek, zor. Sosyal gelişmelerle ilgilenmeyen IMF, kredi verenlerin paralarını ve karlarını garantiye almayı temel öncelik kabul eder…

- Bizdeki muhalifler de IMF'ye gitmekten bahsediyorlar. Selim, bu sözleri söylerken oldukça heyecanlanmıştı.

- Aklı başında olan kimsenin IMF'yi düşünmemesi gerek. Zenginlerin menfaatlerini kovalayan ve zor durumdaki ülkeleri iliğine kemiğine kadar sömüren IMF, çalışanlar ve üretenler aleyhine ve rantiye lehine politikalar uygular… Mehmet'in yorulduğunu düşünen İhsan:

- Seni yorduk biraz. Pek bilmem diyordun ama maşallah oldukça bilgi sahibisin ve bizleri aydınlattın. İstersen genel durumumuz hakkındaki yorumlarını da alalım ve seni azat edelim…

- Peki. Ülkemizde üretim ve ihracat yanında istihdam da artıyor ve işsizlik gittikçe azalıyor. Bunda salgın sonrası şartlara çabucak adapte olmamız yanında, ekonomi ile ilgili yeni sistemin büyük rolü var bence. Günü kurtaracak tedbirler yerine, birtakım sıkıntıları göze alarak üretimi, istihdamı ve ihracatı önceleyen bir yola girdi ülkemiz… Mehmet çayını yudumlayarak devam etti:

- Saldırıların asıl hedefi, seçimlerde bir kırılma yaşanmasını sağlamaktı. Ancak hükümetimiz, milletimizin mağduriyetini önlemek için gerekenleri yaptı. Maaş ve ücretler yanında üreticileri korumak için taban fiyatlarda enflasyonun üzerinde artışlar sağlanması, doğal gaz ve elektrik giderlerinin büyük çapta sübvanse edilmesi gibi adımlar bunlardan bazıları… Selim, araya girdi:

- Bunların bütçeye ciddi faturaları olmuştur herhalde?..

- Evet. Devletimiz 2021'de insanımıza destek olmak için 155 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçti. Bu rakamın 2022'de 250 milyar lirayı bulması bekleniyor. Evlerde kullanılanlarda daha çok olmak üzere doğal gaz ve elektrikte yüzde 80'lere varan sübvansiyonlar sağladı. Kullandığımız elektrik ve doğalgazın nerdeyse yüzde 70'ini devlet karşılıyor. Akaryakıtta yüzde 50 civarında olan ÖTV ve KDV yüzde 20'lere çekildi. Temel ihtiyaç maddelerinde KDV iyice düşürüldü. Üreticileri desteklemek için ürün taban fiyatlarını yükseltilirken, mesela un fiyatları TMO kanalıyla düzenlenerek ekmek fiyatlarının makul bir çizgide tutulması sağlandı… Remzi, lafa karışarak:

- Eh artık nereye doğru gittiğimizi özetleyerek bitirebilirsin. Sen yoruldun ama biz de yorulduk… Mehmet, gülüşmeler eşliğinde konuşmasını sürdürdü:

- Birileri aksini iddia ediyor olsa da, tarımda kendi kendine yeten ve sebze ve meyve yanında un, makarna ve başka bazı ürünler ihraç eden bir ülkeyiz… Sanayiimiz de iyice gelişti. Fabrikalarımız sürekli üretiyor. Enerji ithalatı hariç ihracatımız ithalatı aşmış durumda. Karadeniz doğal gazı bu konuda ciddi bir rahatlama sağlayacak inşallah… Her şeyden önemlisi ülkemizin mali dengesi yerinde ve artık düşme eğilimindeki hayat pahalılığı ile mücadelede zafiyet de yaşanmıyor… Mehmet bir müddet susup arkadaşlarını süzdükten sonra sözlerini sonlandırdı:

- İşin özeti şu: Güllük gülistanlık bir durumda değiliz ama kendi ayaklarımız üzerinde durabiliyor ve saldırılar sebebiyle biraz yara bere alsak da yolumuza devam ediyoruz. Derdimiz, bizi bize bırakmamaya çalışanlar… Sadece olup bitenleri eleştirenlerin de, sıkıntıların çözümü ile ilgili bir fikirleri olmadığı, malum… Hep söylediğim gibi, iyiyiz ve daha iyi olacağız inşallah. Bize düşen, sahip olduklarımızın değerini bilip, bunları elimizden almaya çalışanlara karşı mücadele vermek…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.