Özellikle Yunanistan, İsveç ve Finlandiya, ama nerdeyse bütün Avrupa ülkeleri hakikaten birer alem.
Uluslararası hukuk, antlaşmalar, diplomasi ve hatta adalet, hakkaniyet gibi kavramlar umurlarında bile değil bu ülkelerin. Her şeyin istedikleri gibi olması ve aksi kuralların da kendileri lehine değiştirilmesi gerektiğine inanıyorlar.
Arkasına Avrupa'yı ve ABD'yi aldığını düşünen Yunanistan, sonunu hiç düşünmeden Türkiye'yi tahrik etme peşinde… Gelecek kaygısı ile NATO'ya girmeye çalışan İsveç ve Finlandiya'da, bu konuda belirleyici olan Türkiye'nin taleplerini karşılamak yerine topu taca atma çabaları ağır basıyor.
Unuttukları, kendi ayakları üzerinde durup kendi göbeğini kendisi kesme kararlılığında ve yapması gerekeni de mutlaka yapan bir Türkiye var artık…
Bu, bazı hususlarda fazla ileri gitmesi ve tabii şartlar gerektirdiği anda Yunanistan'ın hiç beklemediği cevaplar alabilmesi, demek. Sözlerini tutmak yerine, terör örgütleri ile muhabbetlerini artıran ve buna rağmen NATO'ya kabul edilmeyi bekleyen İsveç ve Finlandiya'nın ummadıkları bir netice ile karşılaşmaları da mukadder…
Avrupa Birliği'ne hizmetçilik sonrası, ABD'nin askeri yörüngesine giren Yunanistan, Türkiye'nin sınır ötesi ile ilgili açıklamasını müteakip Ege'de tacizlerini tırmandırmakla, emredileni yerine getirmeye çalışıyor. Bölgede vekalet savaşı sürdüren terör örgütleri gibi.
Uluslararası hukuk ve anlaşmalar açısından iddialarının herhangi bir karşılığı olmayan Yunanistan'ın, NATO göreviyle bölgede bulunan uçaklarımıza bile düşmanca davranabilmesi, kışkırtıldığının ispatı.
Ancak, kötüsü geldiğinde Yunanistan'ı tahrik ve teşvik edenlerin beklediği gibi davranıp davranmayacakları, tartışmalı. Tahrik etmeyi sevenlerin, üzerlerine düşeni yapmaya pek yanaşmadığı konusunda epey örnekler de var. Ülkemizin güney sınırlarında son senelerde yaşananların, herkes için bir ders olması gerektiği, işin diğer bir yönü.
Birilerinin tahriklerine kapılıp saldıran olmayacağı tecrübe ile sabit olan Türkiye'nin, sınırları sürekli zorlanıp, hele kırmızı çizgileri aşıldığında yapabileceklerinin unutulmaması, önemli…
İsveç ve Finlandiya'da da NATO'ya giriş için atılması gereken adımlarda ciddi tereddütler gözleniyor. Dikkat çekici olan, teröre destek vermekten rahatsızlık duymazlarken, Türkiye'nin haklı taleplerini yerine getirme mecburiyetinden rahatsızlık duymaları...
Terör örgütlerine kol kanat geren bu iki ülke, bildiklerini okurken Türkiye'nin ağabeylerince razı edileceği rüyası görmeyi sürdürüyorlar, anlaşılan…
Bu konularla ilgili asıl dikkat çekici husus ise, başını CHP'nin çektiği ittifaka mensup partilerin Yunanistan, İsveç ve Finlandiya gibi konularda pek konuşmamaları… Herhalde onlar açısından netameli konular.
Konuştuklarında da, kimden yana olduklarını anlamak zor oluyor zaten…