Senin teröristin benim teröristim muhabbetini bir kenara bırakırsak terör terördür, kimden gelirse gelsin ve kime karşı olursa olsun hep beraber mücadele edilmesi gereken bir olgudur.
Ama kahrolası aşağılık komleksi içinde kıvranan içimizden birileri, Avrupa ülkelerine yönelik basit girişimleri bile terör saydıkları halde, Türkiye'ye yönelik daha ağır eylemlere bile terör diyemiyorlar…
İspanya'yı oldukça uğraştıran terör örgütü ETA ile bağlantılı Batasuna'nın kapatılmasının doğru olduğunu savunan AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, mahkemenin Türkiye'nin terörle mücadelesini görmezden gelen kararını savunmuş ve 'Demirtaş derhal serbest bırakılmalı' demiş. 'Kara kaplı kitaba' bakmış yani…
Oysa AİHM'in Batasuna Partisi ile ilgili kapatma kararının gerekçelerine baktığımızda, bizde buna nazaran çok daha ağır durumlar olduğu görülüyor. PKK ve bununla bağlantılı HDP arasında, ETA ve Batasuna arasındaki ilişkilerden çok daha vahimleri söz konusu.
Batasuna'nın bir toplantısında "mücadele tek yoldur", "yaşasın silahlı ETA" gibi sloganlar atılması ve bir partilinin "ETA bir kapris yüzünden değil, devlete karşı bütün araçları kullanmak gerektiği için silaha başvuruyor" açıklaması, yine bir üyenin ETA destekçisi gösteriye katılması, AİHM'in Batasuna'yı kapatma sebepleri arasında…
Başta eş genel başkanları olmak üzere HDP'lilerin PKK ile sözlerine bakıldığında Batasuna partisi mensuplarının ETA ile ilgili faaliyetleri solda sıfır kalıyor nerdeyse.
Batasuna kararını alkışlayan AİHM eski yargıcı Türmen'in, HDP'li selahattin Demirtaş ile ilgili kararı da alkışlaması, çok garip. Ama uzun yıllar oralarda kalan CHP milletvekili Rıza Türmen de ' Doğu için yeterlidir' anlayışını benimsemiş anlaşılan.
Mahkemenin kararlarını ve işleyişini en iyi bilen isimlerden birisi olarak 'AİHM'in bu kararı çifte standartla maluldür' demesi gereken o idi aslında.
BU KADAR DA OLMAZ Kİ…
Demirtaş ile ilgili AİHM kararı, gerek şekil gerekse esas yönünden oldukça sıkıntılı ve yöneticilerimizin de belirttikleri gibi siyasi bir karar. CHP milletvekili Türmen'in 'Demirtaş serbest bırakılmalı' demesi, hukuken değilse de siyaseten anlaşılabilir belki.
Ancak, "Avrupa Konseyi'ne bu kadar ters düşmenin zannediyor musunuz böyle karşılıklı sözlerle geçiştirilecek yanı var? Parasızlıktan ölüyorsunuz. Kuruş ararsınız kuruş, size bir kuruş para vermezler" diyen CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan'a ne demeli, bilinmez... Ama bu kadarı da olmaz…
Sadece AİHM'in değil Avrupa Konseyi'nin de Türkiye mümessili tavrıyla konuşan Turan Aydoğan'ın 'AİHM kararını yarın uygulayacaksın, hadi uygulama, hadi uygulama da göreyim, hadi uygulama da bak başına neler geliyor' şeklindeki çıkışları ise kelimenin tam manasıyla ibretlik...
PKK'yı terör örgütü olarak kabul etseler de, Avrupa'nın bu örgütü ve bağlantılı kuruluşları kollayıp gözettiğini, herkesin biliyor.
Avrupa'nın Türkiye'nin terörle mücadelesine şaşı bakmasının sebebi ülkemizin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığı. PKK'yı da ülkemizin baş ağrısı olduğu için koruyup kolluyorlar.
Ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlarla hareket eden CHP zihniyetinin tekrar fabrika ayarlarına dönüp dönemeyeceği, ciddi bir soru işareti.
Alabildiğine savrulan ve Türkiye'de Türkiye için siyaset yaptığını unutup adeta Avrupa ve Batı için çabalayan bir CHP var artık karşımızda…
CHP'lilere bu akşam ATV'de başlayacak Akıncı dizisini seyretmeleri tavsiyesi yerinde olur belki. Ama siz seyreder ve anlatırsanız da olur…