İHSAN çayları getirdiğinde, dışarıyı seyreden Mehmet:
- Evet, anlaşılan dışarıda kahvaltı yapmak için birkaç hafta daha beklemek zorundayız...
Selim:
- Nasıl olsa bunun olacağını biliyor ve ümitle bekliyoruz. Ancak, yıllardır beklenen ama bir türlü gerçekleşemeyen CHP'nin Türkiye'nin partisi olması konusunda benim ümitlerim neredeyse bitti. Melih Ağabey'in bu duruma ne dediğini merak ediyorum...
Çayını yudumlayan Melih Bey:
- Gene de ümidini kaybetme diyeceğim, ama açıkçası benim de pek ümidim yok. Rahmetli Kadir Mısıroğlu'nun, 'CHP yöneticilerinin kötüden daha kötüye gideceği' şeklindeki yorumunun doğru olduğunu gösteren gelişmeler yaşanıyor sürekli...
Mustafa:
- İmamoğlu'nun gözaltına alındığı günden beri ortaya saçılan iddialardan bazılarına olsun cevap vermek yerine devamlı ortalığı germeye çalışan Özgür Özel'in, başta İngiltere olmak üzere Batı'dan destek dilenmesi ve ülkemizi onlara şikayet etmesi yetmiyormuş gibi şimdi bir de Cumhurbaşkanımızı Cuntacı olmakla suçlamaya kalkması, akla ziyan bir durum...
İhsan:
- Tarihimiz boyunca cuntacıların safında olan bir partinin genel başkanının cuntacı suçlaması komik.
Daha da komik olan ise İmamoğlu'nun ABD Başkanı Trump'tan izin alınarak tutuklandığı şeklindeki saçmalık. En iyi savunma hücumdur sözüne çok inanıyorlar demek ki...
Melih Bey:
- Şaşkın ördek misalini hepimiz biliriz. İBB'de ve bağlantılı yerlerde neler yaşandığını en iyi bilenlerden birisi de Özgür Özel. Unutmayın, şimdi iptal edilmesi kuvvetle muhtemel 38. Kurultayda genel başkanlığı, İmamoğlu'nun İBB kaynakları ile satın aldığı rivayet edilen delegeler sayesinde kazandı. Biraz bunun diyet borcu ama daha çok kendisini oraya getirenin gerek duyarsa götürebileceğini bildiği için olsa gerek, makul olup olmadığına aldırmadan güya destek atışları yapıyor...
Remzi:
- Bunu yapmak yerine şu ana kadar ortaya saçılan ve her birisi diğerinden beter iddialardan bazılarına cevap verse, kendileri için daha iyi olmaz mı?..

KİM İNANIR...
- Elbette iyi olur.
Ancak, hangi konuda ne söyleyebilir ki!.. İddia dediğimiz şeyler bizzat işin içinde bulunan CHP'li isimlerin ihbarlarından oluşuyor ve hepsinin de son derece sağlam delilleri var. İmamoğlu'nun 1 milyar 800 milyon liralık üç villayı 15 milyon liraya aldığına kim inanır, mesela. Üstelik bunlardan birisini de yıllığı 6 milyon liraya kiraya vermişken...
Mehmet:
- Benim aklımın almadığı, iddialarla ortaya saçılan bu para trafiğini izah etmekte zorlananların işin başında bunun olacağını tahmin edemeyişleri. İnsan bu kadar da fütursuz olmaz ki...
- Doğru. Ancak İmamoğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adaylığı zırhını giyerse, kendisine dokunulamayacağına inanmış olmalı ki, para hareketlerini bu kadar korkusuzca yapmış.
Zaten istese de aksini yapamazdı bence. Çünkü az buz paralar değil bunlar ve teknik izahı çok güç. İBB'den ihale alan şirketlere yapılan ödemelerin önemlice bir kısmı, birtakım paravan şirketlerde döndürülüp dolaştırılıp İmamoğlu'nun şirketine ya da kasası olarak bilinen isimlerin hesaplarına akmış. Bu yüzden ki sorulduğunda izah edemediği için, bu soruları muhatap almıyorum demek zorunda kaldı...
Selim:
- Benim asıl dikkatimi çeken, partinin çelik çekirdeğini oluşturanlar başta olmak üzere CHP'lilerin büyük kısmının hala olup bitenlere inanmak istemeyişleri. Bu kadar ayan beyan gerçeklere rağmen insanların İmamoğlu'nun yolsuzluk yaptığına inanmayışları, garip...
- Bunda haklısın.
Sadece onlar değil bizim çevremizde bile inanamayanlar var.
Ancak İmamoğlu'nun yolsuzluklarına inanmayanların, 6 yıldır İBB'nin başında olan İmamoğlu'nun bu sürede toplamda 1 trilyon 200 milyar lira civarındaki İBB bütçesi ile ne yaptığını sorgulaması ve buna cevap bulması gerekiyor. Bu para, CHP'liler de dahil olmak üzere bütün İstanbulluların parası ve bununla ne yapıldığını sorgulamak en tabii hakkımız...
İhsan:
- Hakkımız olmanın yanında görevimiz de bence. Çünkü hakikaten algı oluşturmakta çok becerikli olan İmamoğlu ve ekibi, 6 yıl boyunca yapılan hizmetler sorulduğunda, kent lokantaları ve kreşlerden başka bir şey sayamıyorlar...
TRİLYONLUK BÜTÇE NEREYE HARCANDI?..
- Eskilerin tabiriyle zurnanın zırt dediği yer burası işte. İmamoğlu'nun masum olduğunu düşünenler, 6 yılda toplamda 1 trilyon 200 milyarlık İBB bütçesinin nereye gitmiş olabileceğini izah etmek mecburiyetinde.
Bu yönde tek kelime edebilen var mı?.. Yok. O yüzden, siyasi sebeplerle İmamoğlu masumdur şarkısı söylemenin kimseye kazandırabileceği bir şey yok. Hele de her birisini CHP'ye mensup olanların ihbar ettiği bilinen yüzlerce son derecede ciddi yolsuzluk, rüşvet ve irtikap olayı söz konusu iken...
Mustafa:
- Olağanüstü kurultayda genel başkanlığı tekrar kazanmış olsa da Özgür Özel'in içi rahat değil belli ki.
Bunun sebebi ne ola?..
- Şaibeli olduğu söylenen önceki kurultay iptal edilirse, olağanüstü kurultayın geçersiz olma ihtimali söz konusu. Özel, hem bu ve hem de kendisini kazandıran delege yapısının hala belki İmamoğlu'nun kontrolü altında olmasını bilmesi sebebiyle rahat değil, sanırım...
Remzi:
- Bu yüzden mi yolsuzluk sebebiyle tutuklu olan ve diploması da sahtekarlık sebebiyle iptal edilmiş birisini hala CHP'nin cumhurbaşkanı adayı diye tanıtıp duruyor?..
- Sanırım öyle. Ama buna bir CHP klasiği de diyebiliriz. Tıpkı Altılı Masa'da parlamenter demokrasiye geçiş konusunda yaptıkları gibi. Özel de İmamoğlu o zamana kadar çıkamazsa onun yerine aday olacak birinin kazanması; o kazanınca İmamoğlu'nun dışarı çıkması ve onun yerine cumhurbaşkanı ya da başbakan olması gibi saçma sapan teoriler dillendiriyor...
Selim:
- Bunlara inanan var mı peki?..
- Bu önemli değil ki. CHP kitlesi, denilenleri yapması ile bilinen bir kitle. İşin garibi, AK Partilileri biat etmek ve istenilen her şeyi yapmakla suçlamaları. Son mahalli seçimler, AK Partili kitlenin ne kadar sorgulayıcı olduğunun en açık delili oysa...
Mustafa:
- Hakikaten, son mahalli seçimde AK Partili ve Cumhur İttifakına mensup kitlenin pireye kızıp yorgan yakması sebebiyle büyük kayıplar yaşandı. Terör örgütü bağlantılı DEM parti başta olmak üzere yaptığı kirli iş birliklerine rağmen, CHP'nin oyları yükseldi...
Selim:
- Ve İstanbul ve Ankara başta olmak üzere hizmet etmediklerini çok iyi bildiğimiz belediye başkanlarının tekrar kazandıklarını gördük. Bu iç karartıcı bir durum ve nasıl düzeleceği konusuna kafa yormak gerek...
ÖNEMLİ VE DAHA ÖNEMLİ...
- Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz, ama bu hakikaten önemli. İnsanımızın kendisi açısından önemli ve daha önemli olanların neler olduğu konusunda bilinçlenmesi gerek.
Olumsuz algılara kapılarak, yapılan her şeye karşı çıkmak ve eleştirmek dışında yapabilecekleri bir şey olmayanlara meydanı bırakmak, ciddi bir problem.
Ve maalesef son zamanlarda sıklıkla böylesi durumlar yaşıyoruz...
İhsan:
- Haklısın. Durum bu ve bunun önünün nasıl alınabileceği önemli bir husus. Manzaraya bakın, Başından beri CHP'li olan yerlerin durumu zaten belli. AK Parti'den CHP'ye geçen belediyelere bakın, hizmet denilen şeyin zerresi bile yok. Neden oldu bu, insanlar neye kapılarak kendilerine hizmet yerine çalıp çırpan kadrolara belediyeleri teslim ettiler ve halen neden uyanamıyorlar, anlamak güç...
Melih Bey:
- Yaşananlarla ilgili olarak mevcut tabloya bir göz atmakta fayda var.
İBB mesela. 2019'dan beri verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmemiş. Aynı dönemde sadece İstanbul'un AK Partili belediyeleri bile, başta kentsel dönüşüm olmak üzere hizmette adeta destanlar yazarken, İBB nal toplamış. Ama algıya bakarsan çok başarılı. Soruyorlar sokakta birilerine, 'İmamoğlu ne yaptı?' diye. Adam ya da kadın, 'çok şey yaptı' diyor, ancak 'üç tane say' denince apışıp kalıyorlar. Bu kadar kolay kandırılmamalıyız oysa...
İhsan:
- Haklısın. Birileri, dillerine doladıkları ekonomi, emekliler, asgari ücret ve benzeri algı oluşturmaya müsait konularda tepinip dururken, hiçbirimizin aklına toplamda 16 milyondan fazla olan emeklileri neden en düşük maaş alan 3 milyon kişi üzerinden değerlendirdiğimizi sormak gelmiyor, mesela...
Melih Bey:
- Yine toplamda 33 milyon çalışanın olduğu ülkemizde neden asgari ücret aldığı varsayılan 6 milyonu dile doladığımızı da sorgulamıyoruz. Bunlardan hareketle fikir oluşturuyor ve hizmete ayrılan paraları har vurup harman savuranlara belediyeleri teslim ediyoruz.
Aklımız başımıza geldiğinde de iş işten geçmiş oluyor...
İhsan:
- Evet, bugünlük de bu kadar. Anlaşılan yapılacak çok iş var ve bize de milletimizi varlıklarını yağmalamaya çalışan kifayetsiz muhterislerden korumak için elimizden geldiği kadar çalışmak düşüyor. Cenab-ı Hakk bizleri kötülerden korusun ve milletimizin yardımcısı olsun...
- Amin...