Suç duyurusu(!)...
Mezhepler sonradan çıkmıştır zaten.
Ama ana dayanağımız Kur'an-ı Kerim'dir. Dolayısıyla ona bakacağız, orada ne yazıyorsa inanacağız ve ona göre yolumuza devam edeceğiz..." Çok değil 15- 20 sene evvel, hele de siyasetle uğraşanlardan birisi tarafından söylenseydi, CHP'lilerin 'laiklik karşıtı olduğu iddiasıyla' suç duyurusu yapmak için birbirleriyle yarışabilecekleri türden sözler bunlar...
Bilmeyenlere ilk bakışta garip gelecek ama, bunları söyleyen de, vaktiyle benzeri sözler sarf edildiğinde 'suç duyurusunda' bulunabilecek olan CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
Her ne kadar, dinleyenlerin anlaması gereken manada değil, bir tartışma ortamında siyasi prim sağlamak amacıyla sarf edilmiş olsa da, Türkiye'nin nereden nereye gelmiş olduğunu göstermesi açısından da dikkat çekici sözler bunlar...
Üzücü olan tarafı ise, söyleyenin müdahil olmaya çalıştığı tartışmayı hiç anlamamış olması yanında, aslında tam olarak neyi kastettiğini de bilmiyor oluşu.
Konuya 'Kur'an'daki hadisler' ya da 'Peygamber Efendimiz'in (sav) ayetleri' diyecek kadar Fransız olmasa da, Kılıçdaroğlu'nun yukarıda alıntılanan sözlerin tam olarak ne manaya geldiğini anlayabilmesi mümkün değil.
İslamiyeti bu topraklarda siyaset yapan birisinin bilmesi gerektiği kadar bilmeyen ve dahası bilmediğinin de farkında olmayan birisinden bahsediyoruz çünkü.
Bilgisizlikte eşitlik sağlayabilmek maksadıyla olsa gerek, orta kısımları öncelikli olmak üzere İmam-Hatipleri ve bu arada Kur'an Kurslarını ve benzeri eğitim-öğretim veren yerleri kapatma hevesinde CHP Genel Başkanı... Dahası, öğrencilerin asgari seviyede olsun dini bilgi alabilecekleri Din Kültürü derslerinin kaldırılması için de istekli.
CHP YENİ ŞEYLER BULMALI
Dolayısıyla: 'Ana dayanağımız Kur'an-ı Kerim'dir. Dolayısıyla ona bakacağız, orada ne yazıyorsa inanacağız ve ona göre yolumuza devam edeceğiz' demiş olsa da, bunu benimseyerek değil, başka niyetlerle söylemiş olduğu kesin.
CHP'nin tepe kadrosu da aynı durumda olmalı. Çünkü genel başkanlarının tam olarak ne söylediğini anlamamış olmalılar ki, suç duyurusunda bulunmayı(!) bile akıl edemiyorlar...
'Kur'an-ı Kerim ana dayanağımızdır, ona göre yolumuza devam edeceğiz' sözünü başka bir siyasi söylemiş olsaydı, ortalığı karıştırırlardı oysa...
Kur'an-ı Kerim'deki 'yalan söylememe' emrini hatırlattığı konuşmasında Kılıçdaroğlu'nun Afrin konusunda yalana başvurması, Türkiye'nin 'İslami kurallara uymayan bir ülke' olduğu iddiasıyla bağlantılı belki de...
Şubat başında, 'Afrin'e girilmesin' demişti Kılıçdaroğlu. Ancak şimdi, 'dikkatli olmak lazım' dediğini söylüyor...
Esas mesele şu ki, İslam'a karşı mesafeli bir parti CHP. Tabanı olmasa da, tepe noktasında bulunanların çoğunun dindarlarla kan uyuşmazlığını sürdürmeye kararlı olduğu da biliniyor.
Bu toprakların temel değerlerinden olan İslam Dini ile aralarına koydukları mesafe, önlerindeki en önemli engellerden birisi. İslam'ı bilmediklerini bile bilmiyor ve insanımızın kendilerine neden soğuk baktığını da anlayamıyorlar.
AK Parti dönemine kadar, hatta bu partinin iktidarının ilk yıllarında işe yaradığını düşündükleri 'laiklik' vurgulu söylemlerin artık prim yapmadığının farkındalar. Ancak, derslerine yeteri kadar çalışmadıkları için, söyleyebilecek yeni bir şeyler bulamadıklarından, savrulup duruyorlar.
CHP'nin, şimdi dini bilgiler konusunda epey bilgili bir Cumhurbaşkanı adayı bulma mecburiyeti ile karşı karşıya olması da, işin en ironik tarafı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)