Tarafını seçmek...
Türkiye'nin şimdi olduğu gibi kendi ayakları üzerinde duran ve kendi kararlarını kendisi alan bir ülke olarak devam etmesi ya da tekrar birtakım mihrakların emir ve talimatları doğrultusunda hareket eder hale dönüşmesi... Şıklarımız bunlar.
Daha önce olup bitenleri bir kenara koysak bile, 7 Şubat 2012'de başlayan, Gezi Olayları, 17-25 Aralık Darbe Girişimi ile devam eden ve 15 Temmuz ile zirve noktasına ulaşan faaliyetler, Türkiye'nin duruşundan memnun olmayan mihrakların bunu değiştirmek niyetiyle attıkları adımlardı, olmadı.
15 Temmuz sonrası farkına vardığımız temel gerçeklerden birisi de devlet içinde yuvalanmış FETÖ ve benzeri unsurların, Türkiye'yi zayıflatarak boyun eğmesini sağlayacağı düşünülen girişimlerin hemen tamamına gizli ya da açık destek vermiş olmalarıydı.
Gezi Olayları sırasında emniyetin yetkili pozisyonlarında bulunan bazı FETÖ mensuplarının, gelişmelerin mevcut hükümeti zayıflatacak yönde devam etmesi için gayret ettiklerini, yeni yeni öğreniyoruz.
Ülkenin saldırıya en açık bölgesine yerleştirilmiş askeri birliklerin başında bulunan komutanların, sınır bölgelerimizde ülkemize yönelik saldırılara misli ile cevap verdiklerine inanmıştık, mesela.
Oysa sonradan bırakın misliyle cevap verilmesini, saldırganlara koordinatların içeriden gönderildiği ortaya çıktı.
O GÜNLER GERİDE KALDI...
15 Temmuz gecesi sınır boylarında yapılan bazı hazırlıklardan bahsedilir.
Bu hazırlıkların, darbe sebebiyle meydana gelecek karışıklıklar sırasında bazı terör unsurlarını içeri alarak dış müdahalelere zemin hazırlamak niyeti ile yapıldığı iddiası, işin en ciddi taraflarından birisi.
Yaşadıklarımızın bir gereği olarak devlet mekanizmasının parazitlerden arındırılması sonrası tam da gerektiği gibi çalışmaya başlaması ile, iç ya da dış terörle mücadelenin olması gibi yürütüldüğüne şahit olmaya başladık.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarlara yönelik konuşmasındaki şu sözleri, Türkiye'nin nerden nereye geldiğinin net bir özeti:
"Bizden sınırlarımız boyunca, gözümüz göre göre bir terör devleti kurulmasına sessiz kalmamızı bekleyenler kusura bakmasınlar.
Bizi hiç tanımamışlar demektir.
Geçmişte kurumlarımıza sızmış, ihanet çetesi mensupları vasıtasıyla belki bu tür operasyonlar yapabiliyorlardı ama artık o günler geride kaldı." Kendi istedikleri gibi davranması için Türkiye'yi bundan sonra da zorlayacak birileri.
Bize düşen, tarafımızı doğru seçerek ülkemizin dik durması ve bağımsızlığını güçlendirerek sürdürmesi yönündeki çabalara destek vermek.
Bunun tersi, yani ülkemizi zayıflatacak girişimlere destek olmak, bu toprakların gerçek insanına kesinlikle yakışmaz zaten...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)