Avrupa ülkeleri çaresiz bir durumla karşı karşıya oldukları için artık savundukları bütün değerleri yok sayıyorlar. Ülkelerinde 'evet' propagandası yapabilme riski bulunanlarla mücadele için adeta seferberlik ilan etmiş durumdalar. Bu uğurda Avrupa Birliğiprensiplerini,uluslararasıanlaşmaları vehatta kendialmış olduklarıkararlarıbile gözlerinikırpmadanyerle biredebiliyorlar.
'Hayır' kampanyasına katkı sunacağı düşüncesiyle, Terör Örgütü PKK'nın daha önce yasakladıkları şekilde gösteri yapmasına bile göz yumuyorlar. PKK bağlantılı kuruluşlar ve FETÖ ile ilgili muhabbetlerini anmaya zaten gerek yok. 'Hayır' cenahı Avrupalıların başlarının tacı yani. Avrupa ülkelerinin çaresizliği,onlara kelimenin tam manasıylaçılgınlık denilebilecek şeyleryaptırıyor. İçimizdeki hayırcılarınçaresizliği ise yalanlar ürettiriyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konusunun gündeme geldiği günlerde başlayan yalan üretimi, referandum yaklaştıkça hız kesmeden sürüyor.
Yalan üretimine yapılanınhükümet sistemi değişikliği değilrejim değişikliği olduğunu iddiaederek başlamıştı CHP Genel BaşkanıKılıçdaroğlu. Böylelikle geniş kitlelerinyapılanın rejim değişikliği değil,hükümet sistemi değişikliği olduğunuaçık ve net bir şekilde anlamalarınaimkan sağlamıştı.
Değişikliğin bir kişinin arzusu olduğu, onun için yapıldığı, tek adam rejimine doğru gittiğimiz gibisinden iddialar üzerinde de epey çalıştı CHP Genel Başkanı. Cevap sadedinde yapılan açıklamalar, Cumhurbaşkanı'nın mevcut sistemdeki yetkilerinin aslında yeni olandan fazla olduğunu, üstelik şimdi sorumsuz olduğu halde yenisinde her hususta sorumluluk üstleneceğini ortaya koydu.
Yalan üretim merkezi
Kılıçdaroğlu'nun piyasaya sürdüğüYasama, Yürütme ve Yargı'nın tekkişinin eline geçeceği şeklindekiyalanın ömrü de uzun olmadı. Yeni sistemde Başbakan'ın yürütme ile ilgili yetkilerini de üstlenen ama Yasama ile bağı kesilen Cumhurbaşkanı'nın Yüksek Yargı ile ilgili yetkileri konusunda herhangi bir farklılık olmayacaktı çünkü.
CHP Genel Başkanı ve ekibinin uzun uzun uğraşarak ürettikleri yalanların, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili detayların gereği gibi anlaşılmasına hizmet etmesinin ironik bir tarafı vardır muhakkak. Yenisistemle alakalı eleştirecek gerçekbir eksiklik bulamayan CHP GenelBaşkanı ve ekibi, bunun için detemeli olmayan iddialar üzerindeçalışmak zorunda kalıyorlardı anlaşılan.
Kılıçdaroğlu'nun, aslında tam da yeni sistemin neden gerekli olduğunu ortaya koyan 'yeni sistemde farklıpartilerden Cumhurbaşkanıve Başbakan'ın birbirleriyleçatışabilecekleri' konulu radyo konuşması, CHP'nin 'pozitif kampanyası'nın zirve noktasını(!) oluşturdu herhalde.
CHP'nin yalan üretme merkezinin işe yaramasa da hızlı çalıştığını vurgulamak gerek. Bu merkez, Dolaşımda kaldığı sürece itibar görmeyen yalanların yeni versiyonları üzerinde çalışıyor şimdilerde.
Ancak yalan üretmek için çalışırken, değişiklik maddelerini gereği gibi okumadıkları için, metinde olmayan iddialar ortaya atıyor ve kısa sürede de refüze oluyorlar tabii olarak.
Muhtarlıkların KHK ile kaldırılabileceği iddiası, TBMM ve Cumhurbaşkanı için getirilen 'Seçim Kararı Alabilme'nin 'fesih' yetkisi olarak yorumlanma çabası da belli ki bu merkezin üretimlerinden. Çılgınca davranışlarda bulunanAvrupa ülkelerinin mi, yoksayalan dolanla insanımızı 'hayır'demeye iknaya çalışan CHP'lilerinmi daha çaresiz durumdaoldukları konusunda, karar sizin...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.