Anlayana sivrisinek saz...
The Economist dergisi '3. Havalimanı'nın da açılmasıyla İstanbul'un havayolu taşımacılığında iki yıl içinde dünya liderliğine yükseleceğini' yazmış.
'Avrupa'nın en yoğun havalimanı olma unvanına sahip Londra Heathrow'u bile geçeceğini' vurgulamayı da ihmal etmemiş tabii...
Türkiye söz konusu olduğunda genellikle takındığı düşmanca üslubu ile tanınan derginin, arada sırada da olsa objektif haber ve yorumlara yer veriyor olduğunu görmek, güzel. Esas güzellik ise, işin gerçeğini gizleme ihtilacı hissedilmeden meselenin açık-seçik ortaya konulmuş olmasında.
Bazen en karmaşık meseleleri anlamak için tek bir cümle bile yetebilir.
İstanbul'da yapımı sürdürülen ve bittiğinde dünyanın en büyüğü olacak Üçüncü Havalimanı'na birilerinin neden şiddetle karşı olduğunu anlayabilmek için de, yukarıdaki cümleler yeterli. Hatta birisi bile...
Batılı dostlarımızın hizmete gireni ve girmek üzere olanı ile büyük projelerimizin hemen tamamına karşı çıkıyor oldukları sır değil. Doğrudan kendi açıklamaları ve dolaylı olarak da içerideki muhalefet odaklarına verdikleri desteklerle bu konudaki görüşlerini açık etmekte bir beis de görmüyorlar zaten.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Marmaray ve Avrasya Tüneli'ni engelleyebilmek için yapmadıkları kalmamıştı nerdeyse, tutmadı. Üçüncü Havalimanı da en büyük hedeflerinden birisi. İçimizden olup bu projelere karşı çıkanlar genellikle çevre ve benzeri bahaneler kullanıyor olsalar da, işin arka planı karışık.
Önemli projelerle ilgili olarak çevre muhabbeti yapan ve Üçüncü Havalimanı'na şiddetle karşı çıkanlar, bu hususta kendilerine önemli destekler sağlayan dış mihrakların kendi ülkelerinde aynı hassasiyeti göstermiyor oluşuna dikkat etmezler, nedense. Ülkemizle ilgili birçok konuda olduğu gibi, çevre meselelerimiz hususunda da çok hassas olan Almanya'nın, Frankfurt Havalimanı'na yeni pist inşa ederken bırakın üç-beş ağacı, kocaman bir ormanı yok etmesi bile bizden kimsenin dikkatini çekmedi, mesela.
ŞAŞKINLAR İÇİN KILAVUZ...
Üçüncü Havalimanı'nın özellikle Frankfurt Havalimanı'nı etkileyeceği söylense de, İstanbul Atatürk Havalimanı 2015 itibariyle Frankfurt'u geride bırakmış durumda. The Economist, İngiltere yönetimini de ağır davranmakla eleştirdiği söz konusu değerlendirmede, Frankfurt'tan hiç bahsetmemiş zaten.
Onların derdi, İstanbul'un kısa sürede Avrupa'nın en büyüğü Heatrow'u bile geride bırakacak olması.
Dünya çapında itibar sahibi olan İngiliz The Economist'in konu ile ilgili değerlendirmesinin finali ise şöyle:
"Atatürk Havalimanı da Heathrow gibi tam dolu. Bununla birlikte, İngiltere'nin aksine, Türkiye'nin sıkışıklıkla nasıl başa çıkılacağı konusunda açık bir planı var. İngiliz hükümeti, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Londra'nın ilk tam boy pist inşa edecekleri yerini belirlerken, Türkiye, Heatrow'un yerini alması için 200 milyon yolcu kapasitesi ile dünyanın en büyük havaalanını inşa ediyor." Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ülkemiz yöneticilerine yönelik husumet dolu tavırlarına alışık olduğumuz The Economist'in bu yazdıkları, göğsümüzü kabartacak şeyler. Yaşadığımız bazı olayların arka planını anlamamız için de adeta bir kılavuz aynı zamanda...
Eften püften bahanelerle Üçüncü Havalimanı ve ülkemizi şahlandıracak diğer projelere karşı çıkanlar, The Economist'in yazdıklarını okuyup, ne için kullanıldıkları konusuna biraz kafa yorabilseler keşke...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)