Alem adamlar şu Avrupalılar...
Esas soru şu: Mesela Almanya, Fransa, Belçika ya da herhangi bir Avrupa ülkesindeki bir gazete Cumhuriyet gazetesinin yaptıklarının benzerini, yapsaydı, ne olurdu?..
Şu anda gelişmeleri titizlikle izlediklerini söyleyip, Türkiye'deki basın özgürlüğü konusunda endişeli olduklarını beyan eden Avrupalı yöneticiler, böylesi bir durumu soğukkanlı bir şekilde sineye çekerler miydi dersiniz?
Yani, "Devlet karşıtı yayınlar yapıyor ve ülkemize yönelik yıkıcı faaliyetleri olan terör örgütlerine de destek veriyorlar, tamam. Ama basın özgürlüğü var ve bu da bir gazetedir, dokunmamalıyız" derler miydi?..
Bunun teorik olarak böyle olduğunu söyleyebilecek çok sayıda insan yaşıyor aramızda. Ama işin pratiği yakın zamanlarda yaşandı ve halen de yaşanıyor. Şu açık: Hiçbir Avrupa ülkesi, kamu düzenini hiçe sayan ve hele bölücülük ya da yıkıcılık yönünde yayın yapan medya organlarına zerre kadar müsamaha etmiyor ve etmez de...
15 Temmuz akşamı ümitle beklediklerinin olmayacağını fark ettiklerinde üzülmüşlerdi. Zor olsa da, demokrasinin yanında olduklarına dair açıklamalar yapmak zorunda kaldılar.
Şimdi o yapıyla mücadele konusunu kafaya takmış durumdalar.
FETÖ üyelerinin bir kısmı kamuda kalmaya devam ederse ileride tekrar deneyebiliriz diye düşünüyorlar belki de...
İçimizdeki Avrupalılar...
Terörle mücadele konusunda da aynı tavırları aynı. Terör örgütlerinin saldırıları da dahil olmak üzere, her nasıl olursa olsun ülkemizin elini zayıflatmayı ve böylelikle dik duruşuna bir son vermeyi arzu ediyorlar belli ki. Bu sebeple de, terörle mücadelemizi zorlaştırabileceğini düşündükleri her şeyi yapıyorlar.
'Endişeleniyorlar' sık sık. Bu endişelerine sebep olarak gösterdikleri şeylerin çok daha vahiminin kendi ülkelerinde yaşanıyor olması, önemli değil onlara göre. Kendilerinin birinci, başkalarının ikinci ya da üçüncü sınıf olduğuna inanmışlar bir kere. Avrupalılar'ın canları çok daha tatlı yani.
Temel hareket noktaları, Türkiye'de her şeyin kendi istedikleri şekilde gelişmesi...
Yürütme onların istediği gibi davranmalı, Yasama onların arzu ettiği şekilde kanunlar çıkarmalı ve Yargı da yine onların beklentilerine göre kararlar almalı. Türkiye'nin özellikle de son zamanlardaki dik duruşu, ciddi şekilde canlarını sıkıyor.
Doğrudan sağlayamadıkları kontrolü, PKK, YPG, DHKP-C ya da FETÖ gibi terör örgütleri üzerinden sağlamaya çalışıyorlar. Devlet gerekeni yapınca da, kamu düzenini ve demokrasiyi korumak için atılan adımları kötü göstermek için algı operasyonlarına başlıyorlar.
Bunların kimsenin yutmayacağını bildikleri için, aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyorlar tabii. Avrupa Birliği'ne üyelik ihtimalimiz ve vize serbestisi de tehdit konularının başlıcaları.
Alem adamlar, şu Avrupalılar.
Kafalarına taktıklarını yapma konusunda ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Ama içimizdeki Avrupalılar'ın da aynı havada olmaları, şaşırtıcı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya umurunda değil!.. (25.09.2024)
- Her şeye hazır olmak!.. (22.09.2024)
- AB, para mı dağıtacak?.. (21.09.2024)
- Gaziantep: İş bilenin… (18.09.2024)
- Enerjik bir ülkeyiz… (15.09.2024)
- Sayaç çalışıyor (14.09.2024)
- Elini veren kolunu kaptırır!.. (11.09.2024)
- Her şey kontrol altında… (08.09.2024)
- Dev aynası (07.09.2024)
- Ümit dağın ardında… (04.09.2024)