2002'den beri AK Parti iktidarları tarafından yönetiliyoruz. 2002 öncesi ile günümüzün mukayesesi koalisyonlar yerine tekparti iktidarı tarafındanyönetiliyor olmanınavantajlarını gösterir.
Hemen her sahada muhteşem gelişmeler yaşandığını, ülkemizin hayat standartlarının müthiş bir şekilde yükseldiğini hepimiz biliyoruz.
Durumdan şikayetçi olanlar elbette var.
Ancak bunların şikayetleri, henüz ulaşılamayan bazı mesafelerle değil, nasıl olup da bütün bu gelişmelerin başkası tarafından sağlandığı ile alakalı daha çok.
Tabii anlaşılmaz bir şekilde, ülkemiziçok daha ilerilere taşıyan bütünbu hizmetlerin niçin yapılmışolduğu ile ilgili sıkıntıları olanlarda var. Ama kendileri adına konuşmakyerine daha çok dışarıdan esenrüzgarlara göre tavır alan bu kesimlerkonu harici.
Sadece 2002'den sonrası değil, 1950 sonrası tek parti iktidarı dönemleri de ülkenin çeşitli sahalarda sıçramalar yaptığı zaman dilimleri.
Bunun sebebi de, parlamentersistemin bünyesindeki engellememekanizmalarının tek partidönemlerinde daha az devreyesokulabilmesiyle alakalı galiba.
Bu durumda 2002 sonrası ülkeyi daha da ileri götürmek üzere atılan adımları durdurabilmek için çabalayanların bazı hususlarda maalesef başarılı olabildiklerini hatırlamakta fayda var.
2003'ten sonra kaynatılmaya başlanan bazı fitne kazanları ne ise, ama 27 Misan e-muhtırası, AK Parti'ye yönelik kapatma davası, 7 şubat 2012 MİT krizi, Gezi Olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi ve 15 Temmuz gibi olaylar, önemli kırılma noktalarıydı.
Şükürler olsun ki, milletçe üstesinden geldik ve bunları ucuz atlattık. Ancak, sayılan bu gelişmelerin her birisininülkenin geleceğe doğru sağlıklıyürüyüşünde bazı sıkıntılarasebebiyet verdiği de bir gerçek.
Yönetimde istikrar...
Basitçe söylemek gerekirse, 2002'den sonra birilerinin yürüyüşümüzü durdurabilmek üzere tezgahladıkları bu girişimler yaşanmamış olsaydı, ekonomikve sosyal olarak daha ilerinoktalarda bulunabilirdik şu anda.
Özellikle de Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişiminin ekonomik sahada ciddi sıkıntılar doğurduğu, 2023 hedeflerine ulaşabilme konusunda çeşitli olumsuzluklara sebebiyet verdiği malum.
Ancak aynı olaylarla ve hele15 Temmuz'la koalisyonlayönetildiğimiz bir vasatta karşıkarşıya kalmış olsaydık nelerolabilirdi sorusu, önemli bir soru.
Tam da burada, bir dönemin önemli siyasetçilerinden birisi olan Mehmet Keçeciler'in tek parti iktidarı ve koalisyonlar arasındaki farkı gösteren şu sözlerini hatırlamakta fayda var:
"Tek parti iktidarında da bakanlık yaptım, koalisyon hükümetinde de. Tekbaşına iktidarda 1 saatte yapılaniş, koalisyon hükümetinde bazen6 ayda yapılamıyor." Türkiye şu anda rahat. Tek parti iktidarıyla yönetiliyor ve bu iktidar halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızla tam bir uyum içerisinde...
Ancak yakın gelecek içinsöz konusu olmasa da, ileridetekrar koalisyonlu dönemlerinyaşanmayacağının bir garantisi yok...
Yönetimde istikrar, Türkiye açısından hayati önemde bir konu ve parlamenter sistem bu açıdan ciddi zaaflar barındırıyor...
Günümüz Türkiyesi'nden geleceğe bırakılabilecek en önemli miraslardan birisi, ülkenin yönetimi açısından olarak kırılganlıklara geçit vermeyecek bir sistem değişikliği. Bunun da ancak Başkanlık Sistemi'ne geçmeklemümkün olduğunu biliyoruz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.