31 Mart yerel seçim kampanyaları son 30 güne hızlı bir tempoyla giriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın il mitingleri hız kesmezken CHP Genel Başkanı Özel de giderek selefi Kılıçdaroğlu gibi kurumların (mahkemenin) önüne giden ve "hesap sorma" temalı sert söylemler kuran bir kampanyaya yöneliyor. Erdoğan'ın "CHP'de iktidar kavgası var, bunlar mı şehirlerimize hizmet edecek" ve "Merkez ile yerel birlikte çalışmalı" söylemlerine karşı Özel de bütün tuşlara basan bir söylem hareketliliği sergiliyor. Konuşmalarında bazen ekonomi başta olmak üzere genel siyasetin konularına değiniyor bazen de CHP'deki değişimcilerin ideoloji boşluğunu doldurmak istercesine polemikler üretiyor.
Bir yandan
Cumhur İttifakı'nı "korku ve suç ortaklığı" olarak niteleyen Özel, diğer yandan "iktidarın Türkiye'de kalıcı olmaması, seçimin yapılabilmesi" için kendilerinin kazanması gerektiğini ileri sürüyor. Bu
"Erdoğan kazanırsa demokrasinin sonu gelir" şeklindeki eski beka söyleminin
yeni formda tekrarlanmasıdır. Mayıs
2023'te kaybeden bir söylemin 2024
seçimlerinde daha etkisiz olacağı açık.
***
Dahası, Özel,
CHP'ye oy vermeyenleri ötekileştiren, mistik tonlu bir Atatürk söylemi seslendiriyor: "Atatürk sizden partisini iktidar yapmanızı
bekliyor. Erzurum'da çalışın diyor,
İstanbul'u kaybetmeyin, İzmir'de rekor
kırın diyor. Bilecik'i sakın ha kaybetmeyin
diyor."
Böylece yerel seçimlere giderken bir yeni tartışma konusu da Atatürk polemiği oldu. Özel'in Atatürk üzerinden mistik ötekileştirmesine cevap dün MHP Genel Başkanı Bahçeli'den geldi: "Bizim anlayamadığımız Özgür Bey'in hangi ara aziz Atatürk'le temas kurduğu, nasıl konuştuğu, mesajları nasıl aldığıdır." Yine dün Bursa aday tanıtım toplantısında konuşan Özel ise kendisine "ne yiyip içtiğine biraz dikkat etmesini" tavsiye eden Bahçeli'ye yönelik "Atatürk senin için zaten öldü, Atatürk'ün adını anma sen" ifadesini kullandı.
Özel, CHP'nin
küskün seçmenini toparlayabilmek için Atatürk'ü sahiplenmeyi siyasallaştırıyor. Ancak
bu polemik belediyecilikte düşük performans
gösteren CHP'yi kurtaramayacağı
gibi tersten vurur da. CHP'nin 2019 ve
2023 seçimlerinde HDP-YSP-DEM Parti
çizgisi ile yaptığı işbirliği ve şimdilerde
yürütülen kısmi işbirliği çabası Atatürk milliyetçiliğine
aykırı işler olarak önüne koyulabilir.
***
Bu seçimlerde CHP'nin beka söylemi üretme ihtiyacı olduğunu düşünen diğer bir CHP'li de İBB Başkanı İmamoğlu.
Sanki Özel ve İmamoğlu polemikçilikte birbirleriyle yarışır gibiler. Belediyecilik konularından çok Cumhur İttifakı adayı
Murat Kurum ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan polemiklere ağırlık veren
İmamoğlu'nun söylemlerinin odağında "tek adamlık" ve "beka söylemleri" bulunuyor: "Köprüden önce son çıkış," "bir kişiye itaat eden aday" "her şeyi ona verirseniz milleti mahveder."
CHP'nin kampanyasındaki bu sert beka söyleminin daha sık tekrarlanmasını bekleyebiliriz. Zira aday çıkaran diğer muhalefet partilerinin tabanlarından oy almak için "Cumhur İttifakı vs CHP" şeklinde bir kutuplaşmanın işlerine yarayacağını düşünüyor olabilirler. Cumhur İttifakı'nın CHP-DEM Parti kısmi işbirliğine yönelttiği eleştiri daha etkili bir beka söylemi üretir. Beka söylemlerinin çarpışması yine CHP'nin aleyhine olur.