Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın Kahire dönüşü uçakta aralarında olduğum gazetecilere verdiği mülakatta Mısır ile ilişkiler ve Gazze krizi öne çıksa da yerel seçimlerle ilgili söyledikleri dikkatten kaçmamalı.
Mayıs 2023 zaferinin verdiği özgüvenle Erdoğan, partisinin önümüzdeki seçimlerden başarıyla çıkacağından emin.
Muhalefetin dağınıklığını ve CHP içindeki çekişmeyi bir süredir gündem yapan Erdoğan, iddiasında bir adım daha ileri gitti: "
31 Mart kesinlikle bazılarının siyaset sahnesinden tamamen silindiğini göreceğimiz gün olacaktır. Nasıl ki 28 Mayıs'ta bazıları silindiyse, bazıları şu anda yarım yamalak ayakta durmaya çalışıyorsa bunların neticesi de benzer olacak."
Bu cümlelere dün Samsun mitinginde CHP yönetiminin çıkar kavgasına tutuştuğu, program ve projesinin olmadığı argümanını şu şekilde ekledi: "
Eski ve yeni genel başkanlarıyla, belediye başkan adaylarıyla, aday olamayanlarla tek gündemi seçim sonrası CHP yönetimini ele geçirmek. Acaba hangimizin elinde kalacak? Bu uğurda birbirlerinin kuyusunu kazmaktan, yoldaşlık ettiklerini hançerlemekten vazgeçmiyorlar. Böyle bir zihniyetin yatırım yapma gibi bir gayesi olabilir mi?"
***
Kuşkusuz 17 seçimde başarılı olan Erdoğan, 18. seçimine de CHP'yi eleştirerek gidiyor. Bunda bir fevkaladelik yok. 31 Mart yerel seçimleri öncesinde farklı olan CHP'nin bu denli dağınık ve çekişme içinde olması. CHP'nin hizmet, proje ve iktidar olma iddiasından uzak olduğu algısının bu kadar güçlü olması. Bu sebeple CHP yönetiminin "iktidar kavgasından, ekipçiliğinden, liyakatsizliğinden" rahatsız olan CHP seçmeni belki de ilk defa Erdoğan'ın part-i lerini eleştirisine içten hak veriyordur.
yönetiminin
"Tıpış tıpış bizim belirlediğimiz adaylara oy vereceksiniz" tavrında
olduğu algısı muhalif yorumcuların da dilinde. Kale
görülen belediyelerin bile kaybedileceği argümanı
öne çıkıyor. Elbette bu
uyarıların CHP seçmenini
konsolide etmek için korkutma
formunda söylendiği
açık. Ancak muhalefet
partileri arasında
yaygınlaşan
üçüncü yol arayışı bu yerel seçimlerin
en önemli olgusu. İyi
Parti, DEM Parti, Zafer
Partisi, YRP ve diğerleri
bu yeni dalgaya katılmış durumda. Bu yeni süreci
yönetmede en başarısız parti CHP.
***
CHP Genel Başkanı Özel, DEM Parti ile hâlâ birkaç büyükşehirde kısmi işbirliği için çabalasa da Kılıçdaroğlu'nun muhalefeti toparlama becerisini hayal bile edemiyor. Bu hâlin temel sebebi Mart 2019 ve Mayıs 2023 ittifaklarının CHP tarafından doğru şekilde değerlendirilememesidir. Bu ittifaklar AK Parti'ye kaybettirmek ve muhalefete kazandırmak için yapıldı, CHP'ye kazandırmak için değil.
İyi Parti'yi ve diğer küçük sağ partileri sürekli suçlayan ve hatta linç eden CHP çevreleri sağ partilerin aldığı riski küçümsediler, elde
ettiklerini ise büyüttüler. Nitekim GP ve DEVA Partisi
yetkilileri bu zorluğu sıklıkla ifade ettiler. Şimdi muhalefetteki
yeni eğilim CHP ile 6'lı masaya oturmadan
siyaset yapabilme alanını keşfetmek. İttifak bloklarını
aşarak hem AK Parti hem de CHP'den oy alabilmek.
***
Aylardır aday belirleme sancısı yaşayan CHP ise şimdi parti teşkilatına gelen tepkilerle uğraşıyor. Bu dağınıklık ve çekişme hâlinin sorunları CHP'li yorumcuların vurguladığı "CHP'ye kaybettirme ittifakı oluştu" söylemi ile karşılanamaz. CHP karşısında "büyük bir sağ koalisyon" oluştuğu argümanına da katılmıyorum.
Bu tür söylem ve argümanların her şeye rağmen muhalefet seçmenini CHP'ye yönlendirme gayreti olarak okunması mümkün. 31 Mart seçim sonuçları partilerin ve seçmenin ittifak siyasetine çok farklı bakacağı bir dönemi getirmeye aday olduğunu da belirtmeliyim.