EVANJELİZM, küresel Amerikan hegemonyasının dinî temel taşlarıdır. Bugün 100 milyonu aşkını ABD'de olmak üzere tüm dünyada 500 milyonu aşkın Hıristiyan Evanjelist olduğu tahmin ediliyor. Katolik, Ortodoks gibi mezheplerin günümüzde yetersiz kaldığını iddia ederek ortaya çıkan, aslında Yahudi olan kişiler tarafından yeni inanç şekli oluşturulan bir Hıristiyan mezheptir. Yani kutsallıktan uzak insanlar tarafından geliştirilen ve yazılan bir mezheptir.
Kaleme alan reformcuların Yahudi olduğu o kadar barizdir ki, fazla delil aramaya gerek yoktur.
Onlara göre İsa Mesih'in ikinci kez döneceği yer güya İsrail'dir.
Yahudilerin Tanrı tarafından özel seçildiğine inanırlar. Bu dünyada Yahudi krallığına hizmet etmeyi, Cennet'in krallığını Hıristiyanlara verilmesi olarak görürler. Onlar ne yaparsa yapsın, ister çocuk bebek katletsin, ister soykırım yapsın mutlaka Yahudileri onaylamak gerekir. Yoksa bu Tanrı'ya isyandır. Cennet'in krallığını kaybetmek demektir.
Her Evanjelist Hristiyan Yahudileri sınırsız desteklemelidir.
Çünkü onlar sayesinde kutsal kitapta yazılı büyük savaş Armegedon gerçekleşecektir.
Evanjelistler Armagedon'un İsa Mesih ile Deccal arasında yaşanacak bir nükleer savaş olduğuna inandırılmıştır. Yedi yıl sürecek olan kaostan sonra Yecüc ve Mecüc orduları tarafından İsrail işgal edilecek ve ABD ile İngiltere İsrail'in yardımına koşup kurtaracaklardır.
İsa Mesih'in yeryüzüne dönüşünü hızlandırmak için savaşlar çıkarmak ardından kurtuluşu gerçekleştirmek, için İsrail'in hizmetinde olmayı emreder. Tanrı bu hizmet için Amerika'yı seçmiştir. 6 milyar insanın yok edileceği Armegedon sonrası 500 milyon Evanjelist ve 150 bin Yahudi İsa Mesih'in başkanlığında dünyada yeni imparatorluk kurup sorasında elele Haçlı-Siyonist ittifakı olarak cennete gidecektir. Bu amaçla her yıl Evanjelist Hıristiyan- Yahudi kongreleri düzenlerler.
Madem birlikte cennete gidecekler o halde birbirlerine ne olursa olsun sınırsız destek vermek cehenemden kurtulmak demektir. Terör örgütü FETÖ ise bunu daha da genişleterek "Yahudi ve Hristiyanlarla birlikte cennete gideceğiz" diyerek yeni bir uydurma akım başlattı. Tabii perde arkasında hep Siyonizmin parmak izleri var. Sistem hep aynı. ABD'de iktidarı belirleyen Evanjelist Hıristiyanlar kısa bir süre öncesine kadar 4 milyon üyeye sahipken bir anda 100 milyonu aştılar Amerika'daki yahudi lobisi onlara yol gösterdi.
Proje kapsamında okullar, üniversiteler, işveren dernekleri, hayır kurumları, gayrimenkul vakıfları, öğrenci örgütleri, radyo ve televizyon istasyonları ve gazeteler kurdular ve çığ gibi büyüdüler. Okullar onlar için çok önemliydi. ABD'nin kılcal damarlasına kadar Siyonizm eksenli bir sızma sağlamak gerekiyorsa bunun yolu Evanjelist Hıristiyanların okullara hakim olmasından geçiyordu. İlk ve ortaokullarda bile okul aile birliği yönetimlerinin tamamı Yahudi lobilerin desteği ile Evanjelist Hıristiyanlara verildi.
Böylece okullar egemenliği kuruldu. Bu yapılaşma bize hiç yabancı gelmiyordu. Okullar, vakıflar, medya kuruluşları da FETÖ'nün çıkış noktasıydı.
Çünkü örgütleyen akıl aynıydı, Siyonizm'di. FETÖ, üyelerini Mason localarına soktu. Artık Mason imamları vardı. Bazı üyeleri Evanjelist Hıristiyan isimleri alıp kimliğine bile işletecek kadar cesurdu.
ABD'de Saylorsburg diye küçük bir kasaba vardı. Wikipedia orayı tanıtırıken "Saylorsburg, Amerikan kara ayısı , gri ve kızıl tilki , beyaz kuyruklu geyik , dağ sıçanı , Virginia keseli sıçanı , rakun ve balıkçıl gibi bazı yaban hayatı türlerine ev sahipliği yapmaktadır " diyordu.
Devamında ise kasabanın en önemli kişisi diye bir başlık vardı. Wikipedia en önemli isim olarak "Fethullah Gülen" diye yazıyordu. FETÖ lideri yıllarca CIA korumasında Sylosburg'ta yaşadı. Bir de Evanjelist Hıristiyanların en çok sevdiği St. Luka vardı. Evanjelizmin babası olarak gösteriliyordu.
Amerikalı Hıristiyanlar18 Ekim'i onun adına bayram olarak kutluyorlardı. Onun adına hastane bile kurmuşlardı. O hastanenin sitesinde "Evanjelist sağlık kuruluşu" yazıyordu.
FETÖ elebaşısının yeğeni o hastanede ölüverdi. FETÖ'nün yeğeni Evanjelistlerin St.Luka adlı bayram gününe işaret ediyor "Amcam 18 Ekim'de öldü, iki gün sakladılar" diyordu. CIA, MI6 gibi istihbarat örgütlerinde at koşturan MOSSAD, mason imamlarla örgüte hakim oluyor, kucağına alıyordu. İngiliz istihbaratının kurup ABD'ye kaptırdığı FETÖ terör örgütü artık istibarat örgütlerinin bir oyuncağıydı. Ancak merkez MOSSAD karargahıydı.
Amerikalı bir stratejist "Washington'daki ofisime zaman zaman bu FETÖ'nün bir elemanı geliyordu. İçeri girer girmez lavaboya koşuyor, uzun süre ağzını çalkalıyordu. Nedeni gayet basitti. İstihbaratçıydı aslında ve FETÖ'nün yanından geliyordu. Örgüt liderinin ayağını öptüğü için ağzını çalkalıyordu" diyordu. FETÖ'nün ölümü ile birlikte şimdi ortaya tam 200 milyar dolarlık bir servet kavgası çıkacaktı. Parayı CIA kontrol ediyor görünse de bu ölüm diğer istihbarat örgütlerinin iştahını kabartacak. Örgüt birbirine girip parçalara bölünecek.
İngilizci, Amerikancı, Almancı vs diye. İstihbarat örgütlerinin cirit attığı ve mücadeleye girdiği bir paspasa dönüşecek.
Ancak sonuçta Haçlı-Siyonist ittifakın kullanışlı alt kadrosu olmaktan kurtulamayacak.
Tıpkı Evanjelistler gibi dünyanın her yerine yayılı okullarını ve 200 milyar dolarlık servetini ne MOSSAD ne de CIA ve MI6 görmezden gelemez. Şu anda istihbarat örgütlerinin FETÖ'nün ölümünden sonra örgütün üst kademedeki elemanlarına verdiği talimatların içeriği bana kadar geldi. Amerikalı aradı dün. "CIA ve MOSSAD FETÖ örgütüne Türkiye'deki kripto üyelerinizi diğer cemaatlere yönlendirerek hem kamufle olmalarını sağlayın hem de oralarda ileride yükselip cemaatleri ele geçirme veya bölme imkanını sağlamalarına yol açın" diye talimat gönderdiğini söyledi. Çünkü FETÖ parçalara ayrılıp etkisi daha da azalacak. Kullanışlı eleman kullanmayı ve Türkiye'yi güçsüzleştirmeyi seven istihbarat örgütlerine yeni elemanlar lazım tabii. Adamlar boş durmayacak. Dikkatli olmalıyız.