CHP Lideri Özgür Özel Meclis'te yapılan kapalı oturum öncesi "İsrail'den bize bir tehdit varsa bilmek isteriz" dedi. Koskoca ana muhalefet partisinin lideri, İsrail'in Türkiye'ye karşı yıllardır oluşturduğu tehdidin farkında bile değildi. Türkiye'yi yönetmeye talip bir adamın MOSSAD'ın senelerdir PKK terörünü nasıl besleyip büyütüğünden, FETÖ ile nasıl iç içe sıkı fıkı olduğundan, DEAŞ'ı CIA ile nasıl yönettiğinden, 28 Şubat darbesine nasıl büyük katkı yaptığından haberi bile yoktu. "Bilelim" diyerek hiçbir şey bilmediğini ortaya koydu. İsrail'i yöneten iktidarın, Netanyahu dahil neredeyse tüm bakanlarının vadedilmiş topraklar hayallerini, tv'lerden, sosyal medyadan nasıl haykırdığından haberi bile yoktu. İnsan böyle dünyadan bihaberlerin ülke yönetimine talip olmasına üzülüyor. Daha düne kadar hemen sınırımızda Irak'taki peşmerge bölgesinde illegal devlet kurmak isteyenlarin referundum mitinglerinde İsrail bayrakları dalgalanıyordu. Özgür Bey'in bundan bile haberi yoktu herhalde.
Türkiye'nin kararlı duruşu ve güçlü sesiyle bu İsrail operasyonu Kuzey Irak Kürt devleti hayali sonuçsuz kalmıştı. Ankara'nın bu güçlü sesini Ankara'da yaşamış olmasına rağmen Özgür Bey'in duymamış, bilgisi yokmuş gibi davranmasına şaştım kaldım.
İsrail'in, Türkiye'ye saldırmaya tabii ki gücü yetmez. Böyle bir durumda un ufak olur. Ancak saldırmak, tehdit olmak için günümüzde bir yere illa resmi ordunu göndermek gerekmiyor.
Beslediğin terör orduları ile bunu rahatlıkla yapabiliyorsun. İsrail ile onun tasmalı köpeği ve kölesi Amerika yıllardır gözümüzün önünde, hatta aleni bir şekilde gözümüze sokarak PKK'ya en büyük desteği veren iki ülkedir.
Bunu artık sokaktaki çocuklar bile biliyor ama ülkeyi yönetmeye talip muhalefet lideri bilmiyor. İş bununla da bitmiyor. Özgür Bey Meclis'te yapılan İsrail tehdidi konulu kapalı oturumdan sonra da devam ediyor. Sadece 3 kamera karşısına çıkıyor ve "İsrail'in bize karşı bir tehdidi yok" diyordu.
Adamlar İsrail'in her yerinde "Vadedilmiş topraklar" diye tellal bağırtıyor, önceki gün İsrail Maliye Bakanı'nın işgal edip konacakları ülkeleri açıklayan videosu dolaşıma giriyor, Netanyahu elinde haritalarla kameralar karşısına çıkıyor, Özgür Bey "Ben görmedim, duymadım" diyordu. İsrail'in bir tehdit olmadığını anlatan açıklamasında kendisine sadece 3 mikrofon uzanıyordu. Belli ki bu çok özel açıklama için sadece 3 medya kuruluşuna haber vermişlerdi.
Muhalefetin en büyük destekçisi bir ajans ve tv kanalını anladım da 3. olarak Beyaz Saray'ın resmi yayın organına ait mikrofonu görünce şaşırdım Özgür Bey, Türkiye'ye iki yandaş kanal ile İsrail'in tehdit olmadığını anlatan "Cici" açıklamasını dünyaya da Beyaz Saray'ın resmi yayın organı ile duyuruyordu. İlginçti. Terörist devlet, kucağına aldığı terör orduları ile Türkiye'ye en büyük tehditti.
Tüm bölgenin parçalara ayrılmasını isteyen bir soykırım çetesini "Bize karşı Cici" noktasına getirmek insanı düşündürüyordu. "Ya bunlar iktidara gelirse, vay halimize" dedirtiyordu. Haydi gelin o Beyaz Saray'ın resmi yayın organının dün yaptığı habere gidelim. "Gazze sonrası gerilen Türkiye-İsrail ilişkileri Türkiye'deki Yahudi toplumunu olumsuz etkiliyor" başlığını atılmıştı haberde. Türkiye'deki Yahudi vatandaşlarımızla yaptıkları röportajları yayınlıyordu. Sekiz yıl önce Amerika'ya ailesiyle birlikte göç eden Yakup Şabay da açıklamalar yapıyordu.
"Tabii ki yaşananlardan Türkiye'deki yakınlarımız tedirginlik duyuyorlar.
Türkiye'de 500 senedir yaşıyor Yahudi azınlık.
Bizlere kucak açmış bir ülke Türkiye. Bu desteği iliklerimize kadar hissettik uzun yıllardır. Türkiye'de yaşayan Yahudiler'in ülkelerine, devletlerine bağlılıkları tamdır. Antisemitizm maalesef var. Türkiye'de güvende olmak istiyoruz. Çünkü biz o toprakların insanlarıyız'' diyordu.
Evet Yakup Şabay doğru söylüyordu. Tüm dünyada Yahudi avı yapılırken, bu topraklar onlara 500 sene önce kucak açıp bağrına basıyor, yok olmalarını önleyen yegane devlet oluyordu. Ancak Türk halkı Siyonizm ile Yahudi vatandaşlarımızı ayıracak kadar bilinçliydi. Masumlara zarar vermek bizim kitabımızda yoktu.
Evet son yıllarda tüm dünyada bir Antisemitizm patlaması yaşanıyor. Amerika'da bile Yahudiler'e karşı artan saldırılarda büyük artış kaydediliyor. Beyaz Saray'ın resmi yayın organı ilk önce kendi ülkesinde patlayan Yahudiler'e saldırıları araştırması gerekirken Türkiye'yi ön plana çıkarıyor. Halbuki İsrail'in kurucusu ailelere ait yeryüzünün her yerine yayılmış medya ile önce İslamafobi patlatılıyor, ardından müthiş bir operasyonla "Bunlar hak etti" dercesine binlerce Müslüman çocuk ve bebek dünyanın gözü önünde katlediliyordu. 3 yaşında, beş yaşında Ahmetler, Mehmetler hastanelerde tedavi görürken bile İsrail bombaları ile öldürülüyordu.
Batı'nın parayla satın aldığı ve köle haline getirdiği ülkelerin neredeyse tamamı bu katliama alkış tutuyor, hiçbir suçu olmayan binlerce masum bebeğin öldürülmesina "sınırsız destek" vadediyor, çocuk öldürmeyi meşru, sıradan ve normal hale getiriyordu. Sadece bununla yetinmeyen Batı ülkeleri yeni doğmuş bebeklerin bile toprağa gömülmesi için binlerce ton bomba gönderiyordu. Dünyada 'Antisemitizm'i patlatan aslında önce İslamafobi'yi körükleyen, ardından binlerce çocuğu, bebeği öldüren İsrail terörü Siyonizm ve onun peşinden giden tasmalı Batılı köpeklerinden başkası değildi.
Soykırım üzerinden ABD'yi ve yancıları İngiltere, Fransa ve Almanya'yı da tasmalarından çekerek savaşa sokmaya, yeryüzünü kan gölüne döndürmeye, 3. Dünya Savaşı çıkarmaya kendini adamış bir gözü dönmüş Siyonist İsrail rejimi vardı ortada. 'Antisemitizim'in mimarı zalim Siyonist terörden başkası değildi. Bunu Beyaz Saray'ın resmi yayın organı hiç sorgulamıyordu. Nasıl sorgulasındı.
Maaşlarını aldıkları Beyaz Saray hala çocukların ve bebeklerin öldürülmesi için binlerce ton bomba gönderiyordu İsrail'e.
Bizim zavallı muhalefet İsrail'i "Cici" gösteren, cici bir çocuk şirinliğine bürünmek için çırpınıyor.
"İsrail bizim için tehdit değil" diyebilecek kadar cicileşiyor. Halbuki İsrail şu anda bırakın Türkiye için tehdit olmayı, "DÜNYA İÇİN TÜM ZAMANLARIN EN
BÜYÜK TEHDİDİ" haline geldi.
İsrail televizyonlarında üst düzey yöneticler çığlık atıyor, bırakın çocukları, "Bunların koyunlarını, tavuklarını bile öldürün" diyerek Müslümanlar'ı işaret eden yayınlar enflasyonu yaşatıyor.
Bir devlet düşünün "Saldırın" diyor, "Ne yaparsanız yapın, ister tecavüz, ister bebek katliamı, asla yargılanmayacaksınız" diyerek kanun çıkarıyor.
Firavun Yahudiler'e büyük zulüm yaparak, üzerlerine dönemin en büyük ordusu ile gitti. Deniz yarıldı, zulme uğrayan Yahudiler geçti, peşinden giden dünyanın en büyük ordusu yok oldu. Bunu bile bile İsrail'in Siyonist yöneticileri zulüm yapıyor. Deniz onlar için de mutlaka yarılacak ve Firavun(a dönecekler.
Bizim muhalefet ne kadar zalimleri "Tehdit değil ya" diye kollamaya çalışsa da. Zalimliğin krallığını kuran Siyonizm, 20 milyon nüfusuyla ne yapacak? 1.5 milyar Müslüman'ı yok mu edecek? Şu anda kendi ayaklarına sıkıyorlar, kendilerini bitirmek için çırpınıyorlar. Zalimlerin tamamı insanlığa tehdittir ve hiçbiri ayakta kalamamıştır. Netanyahu için, döktüğü kan denizi mutlaka yarılacaktır.