OSMANLI'NIN son yüzyılında Latin Amerika ülkelerine 1.5 milyon civarında insanımızın göç ettiğini kaç kişi biliyor. Brezilya'dan Arjantin'e Şili'ye hatta Küba'ya kadar gitmedikleri yer kalmamış ecdadın.Ulaşımın çok zor olduğu dönemde dahi bu topraklara ayak basanlar kayıtlara "El Turco" diye geçmiş. Osmanlı arşivlerinde yer alan en eski tarihli bir belgede İspanya elçiliğinin Osmanlı Dışişlerine sunduğu talepler yer alıyor. O belgede "Haşmetli Kraliçe Hazretlerinin emirleri gereğince, gerek bağlı olduğum devlet vatandaşlarının ve gerek yabancı devletlerin vatandaşlarının Küba adasına pasaportsuz gitmelerine şimdiye kadar izin verilmişti. Ancak Kraliyet hükümeti tarafından bu uygulamanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bundan sonra Küba adasına gidenlerin her giriş yaptıklarında gereken pasaportu almaları gerektiğinden, adaya gidecek olan Osmanlı tebaası mensuplarının bilgilendirilmeleri gerekmektedir." deniyor. İspanya, sömürgesi olan Küba'yı Türklerin göçlerinden etkilenmemesi ve kontrol etmede sorun yaşamamak için bu yola başvuruyordu. Küba'ya farklı kaynaklarda 4500 Osmanlı'nın yerleştiği bildirilmiştir. Osmanlı göçmenlerden birçoğu, Küba'nın bağımsızlık mücadelesine askeri güç olarak da destek vermişler, bunda pay sahibi olmuşlardır.
Hatta o dönemde Osmanlı da vatandaşlarının bulunduğu bu ülkeye kayıtsız kalmamış, Enver Paşa'yı, çatışmaların şiddetli olduğu bir dönemde gözlemci olarak Küba'ya göndermiştir. Hatta bağımsızlık savaşında yaşanan çatışmalarda Enver Paşa aldığı kurşunla yaralanmıştır. Arjantin'e göç eden Osmanlı sayısının 131 bin olduğu belirtilmektedir. Brezilya içinse bazı kaynaklar 1 milyonun üzerinde Osmanlı'nın bu ülkeye yerleştiğini iddia etmektedir. Şili'den Ekvadar'a kadar gitmediği yer kalmamıştır ecdadın. Osmanlı Arjantin ve Brezilya'da konsolosluklar açarak vatandaşlarının siyasi ve ekonomik haklarını korumak için mücadele etmiş, bölge ülkeleriyle hem bu konuda hem de ticari alanda sayısız anlaşmalar imzalamıştır. Tüm bunlar uçakların olmadığı, ulaşımın aylar sürdüğü bir dönemde yapılmıştır.
El Turco olarak anılan Devlet Başkanları bile çıkmıştır bazı Latin ülkelerinde. Buna rağmen ihmal ettiğimiz bir alan olmuştur.
Osmanlı'dan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde Latin Amerika adeta senelerce unutulmuştur. 1996 yılında Süleyman Demirel Arjantin, Brezilya ve Şili'yi kapsayan bir geziye çıkmış ve Latin Amerika'yı ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan Latin Amerika seferleri başlatmış, tıpkı "Afrika yılı" ilan ettiği gibi bu bölge için de özel çalışmalar yürütmüştür. Şu anda 18 Latin Amerika ülkesinde 18 elçilik açılmış, Brezilya'da da konsolosluk oluşturulmuştur. THY de bu ülkelere seferler düzenleyerek büyük kuşatmada büyük pay sahibi olmuştur. Son yıllarda başlatılan seferberlik sayesinde bunun meyveleri de alınmaya başlamıştır.
Nitekim BBC dün "Türkiye'nin Latin Amerika atağı" manşetini atarak bir haber yayınladı. "Latin Amerika'da 20. yüzyılın sonuna kadar neredeyse hiçbir Türk şirketi yoktu." diye başlayan haber "Bugün ise başta otomotiv, madencilik ve taşımacılık sektörlerinde olmak üzere yirmiden fazla şirket bölgede faaliyet gösteriyor. Son olarak Orta Amerika ülkesi El Salvador, tarihindeki en büyük özel yatırım" için bir Türk şirketiyle anlaştığını duyurdu.El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, 12 Ağustos'ta X'te yaptığı paylaşımda ülkesinin Türk şirketi ile 1,6 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladığını açıkladı.
Anlaşma kapsamında Türk şirketi Pasifik Okyanusu'ndaki Acajutla ve La Union liman şehirlerine yatırım yapacak ve bu limanları 50 yıl boyunca işletecek." diye devam ediyordu. Aynı Türk şirketinin Karayipler'de de beş liman işlettiğini duyuruyordu. Aynı haberde konu başlıklarının bazıları ise şöyleydi.;
Fındık üreticisi Balsu Gıda, Ocak'ta Şili'de bir tesis inşa etmeye başlıyor..2022'den beri Brezilya'da faaliyet gösteren Türk enerji şirketi Karpowership de Mayıs'ta Brezilya'nın devlet enerji şirketi Petrobras ile doğal gaz alanında iş birliği yapmak için anlaşma imzaladı. Arjantin'de 2014'te faaliyetlerini durduran Kordsa, Brezilya'nın en iyi iş verenleri arasında sayılıyor.
Türkiye'nin bölgedeki yatırımları ağırlıklı olarak özel şirketlerden gelse de kamu şirketleri de bölgedeki ayak izini artırıyor. Türk savunma devi ASELSAN, Nisan'da Latin Amerika'daki ilk ofisini Şili'de açtı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ve Arjantin merkezli INVAP, Ankara'da kurulan ortak iştirakleri GSATCOM Uzay Teknolojileri bünyesinde uydu yapımı alanında iş birliği yapıyor.
Ve finalde Türkiye ve Latin Amerika'nın 2023 ticaret hacmi, 2002'ye kıyasla yaklaşık 14 kat arttığı belirtiliyor. 2002'de karşılıklı ticaret hacmimiz 950 milyon dolardı. 2023'te 13,9 milyar dolara ulaştı. Latin Amerika'nın yaklaşık 5,5 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılası ve 700 milyonu aşkın nüfusuyla Türkiye için dev asa bir pazar. ABD'nin son dönemde Latin Amerika ülkelerine 1.5 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet ticareti yaptığı biliniyor. Geçmişte ülkemizi yönetenler "Ne işimiz var Latin Amerika'da" diyordu. ABD'nin hemen dibindeki pazara girmenin başa bela olacağını dahi düşünler vardı. "Aman Washington'u ürkütmeyelim" diyorlardı. Şimdi son 20 yılda kararlılıkla yürütülen çalışmalar sonrası büyük adımlar atıldı. 1 milyar dolar civarında bölgede yatırımlarımız var. Ve bu rakamlar hızla katlanarak artıyor.
Şu anda sıfıra yakın olan ticaret hacmimiz 13.5 milyar dolara çıktı ancak bu da yeterli değil.
Önümüzdeki yıllarda bu rakamlar daha da artacak. Devlerin yuvasına çomak sokuyoruz şu anda. Çin Latin Amerika ile 500 milyar dolar ticaret hacmine ulaşırken, Avrupa'nın ise 320 milyar dolar seviyesinde. Neredeyse 100 yıl unuttuğumuz Latin Amerika ülkeleri ile yeni bir ticaret alt yapısı oluşturup anlaşmalar imzaladık.Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip Venezuela'da bir Türk şirketi petro kimya, gaz ve maden çıkarma haklarını aldı. Bir Türk şirketi bu ülkede altın çıkarıyor. Türkiye de devlet olarak Venezuela ile Ocak ayında petrol ve doğal gaz alanında işbirliğine yönelik mutabakata imza attı. BBC Türkiye'nin Asya ülkeleri ile 110 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaştığını yazıyor.
Erdoğan bir süre önce sıfıra yakın olduğumuz Afrika için de seferberlik başlatmış ve ticaret hacmimiz bir anda 40 milyar dolarları görmüştü.
Şimdi Latin Amerika taarruzu başladı. Ecdadın insan gücüyle girdiği ve 100 yıl unuttuğumuz Latin Amerika'ya şu an, torunları olarak ticaret gücümüzle giriyoruz.
Sessizce 2006'da güncellenen "Latin Amerika ve Karayipler Eylem planı"mız büyük aşamalar kat etti. Bu harekat ilk olarak paranın kokusunda uzman olan İngilizlerin dikkatini çekti. Devletin resmi yayın organı BBC'nin "Türkiye'nin Latin Amerika atağı" diye manşet atması boşuna değil. Sömürgecilerin 18 ülkede İspanyolca, sadece Brezilya'da Portekizce ile kök saldığı topraklarda şu anda "Kazan kazan" modeliyle El-Turco rüzgarları esiyor. İnşallah yakın bir gelecekte muazzam gelişmeler yaşayacağız.
Ağustos ayı ihracatımız 22.1 milyar dolar olarak açıklandı. Cumhuriyet tarihinin en yüksek Ağustos ayı ihracat rakamlarına ulaştık. Bunun içinde Savunma Sanayimizin de ciddi katkıları var. Ve dahası tam 171 ülkeye satış yapan Savunma şirketlerimiz Latin Amerika'da ofisler açmaya başladı. ABD'nin önde gelen küresel savunma yayın organlarından Breaking Defense Türk savunma endüstrisinin Latin Amerika'da giderek büyüyen bir pazara sahip olduğunu yazdı. Daha bu başlangıç... Türkler "Vamos" yani "Hadi gidelim" diyor.
Daha çok gideceğiz oralara...