ABD Başkanı Roosevelt'in 2. Dünya Savaşı sonrası hayata geçmesini umduğu bir doktrini vardı. Buna 'FourPoliceman' doktrini deniyordu.
Yani yeryüzünü idare edecek 'Dörtjandarma' projesi. ABD, Rusya,İngiltere ve Çin, dörtlü jandarma grubunuoluşturacak, Washington en tepedekomutan olacaktı.
İngiltere son yıllarda Çin'e büyük yatırımlar yaptı. Peşinden küresel Amerikan şirketleri de Çin'e gidince Franklin Roosevelt'in hayaline adeta dinamit konmuş oldu. Zira Çin büyüdükçe ABD ekonomik darbe alıyordu.
ABD derin devleti yıllardır Çin tehlikesine karşı önlemler almaya çalıştı.
Avrupa ve Asya'da Amerikan ittifak sistemlerinin temelini attı. Japonya, Hindistan, Pakistan, İran ve Türkiye üzerinden artık tehlike olarak gördüğü Çin ve Rusya'yı kuşatmaya çalıştı. Bir dönem başarılı oldu. Ancak bugün Amerika'nın ittifak sistemi çatırdamaya başladı. Washington güdümündeki şahların ülkesi İran bugün kafa tutuyor, Rusya ve Çin'e yaklaşıyordu. Pakistan ABD'den arınmaya gidiyor, Çin'le sadece yol ve limanlar alanında 50 milyar dolarlık anlaşma imzalıyordu. ABD de Pakistan'ı teröre yardım eden ülke ilan ediyordu. Hindistan da Rusya ile yakın ilişkilere giriyor, silah ticaretine başlıyordu.
Japonya atom bombasından sonra adeta görünmeyen bir Amerikan eyaletiydi.
Ancak son yıllarda gizliden gizliye konuşulan "ABD hegomonyasındannasıl kurtuluruz?" sorusu artık açıktan dillendiriliyordu. ABD'nin Rusya ve Çin'i kuşatmasının en önemli merkezlerinden biri olan Türkiye de artık bağımsız hareket ediyor, Washington'a "Peki" diyen bir ülke olmaktan çıkıyordu.
Rusya ile sıkı ilişkiler kurarak "Önceçıkarlarım" diyordu. Roosevelt'in"Dört jandarma" doktrininin en büyüksavunucusu ABD'de başkanları yönetenstratejist Henry Kissinger'di.
Ancak Kissinger savunurken ölümcül bir tehlikeye de işaret ediyordu. Ya Moskova, Pekin ve Londra karşı safta buluşursa? İngiltere şimdilik Rusya ile kavgalıydı. Ama Pekin ile adeta iç içe geçmişti. Washington'la da gizliden bir çatışmanın içindeydi. ABD'nin Çin'i sarmalamak için oluşturduğu müttefik başkentleri de artık Washington'a haklı olarak kafa tutuyordu.
Bugün baktığımızda ABD Suriye'de PKK'ya destek vererek, bize saldıran teröristlere silah yağdırarak bizimle çatışıyor. Halbuki Kissinger "Bir olasıçatışmada destekleri son dereceönemli olacak müttefiklerleilişkileri güçlendirmek gerekir" diyordu. ABD PKK'ya destek vererek kendi bacağına kurşun sıktı. Kissinger'ın "Müttefiklerimiz arasında İran,Irak ve karışık Kafkasya'ya bitişikolan devlet Türkiye'dir. Herhangibunalımda işbirliği vazgeçilmezhal almaktadır. ABD'de, hattaAvrupa'da, Türkiye'yi son derecefazla; cepte keklik kabul etmeeğilimi oluşmuş bulunuyor. Sanki iç politika emrinde, bedeliödenmeden kullanılabilecekmişgibi davranılıyor. Sanki Türk milligururu veya içinde bulunduğuözel koşullar göz ardı edilebilirmişgibi hareket ediliyor" diyerek bununBÜYÜK HATA olduğunu dile getirmişti.
ABD'yi yönetenler bu hatanın bedelini ödüyor. "Hayati" derecede önemli müttefikine saldıran teröristlere komutanlık yapacak hale geldiler.
Böylesine bir ahmaklık yeryüzünde görülmedi. Müttefik devlet mi yoksa terörist mi sorusunda tercihlerini katillerden yana kullanacak kadar aptallaştılar. Gölge CIA Stratfor'un başındaki Feidman'ın "Rusya veÇin gibi güçler için önümüzdekiyüzyılda çöküş yaşayacak. Rusçaveya Çince'yi bırakın, Türkçe,Japonca, Polonya ve Meksikadillerini öğrenmeye bakın. Gelecekyüzyılın güçleri bu ülkeler olacak. Türkiye'nin dünyadaki siyasi etkisi2050 yılında Osmanlı haritasınıandıran bir görüntü oluşturacak"şeklindeki açıklamalarını bile unutacakkadar büyük bir aptallıktı bu.
Bizimle beraber yürümek yerine, PKK'yı kullanarak bizi durdurmayı seçenler, 2050'lerde şapa oturacak.
Çünkü Kissinger'in sözünü ettiği "Türk milli gururu ve içindebulunduğumuz özel koşullar" böyle giderse onları fena çarpacak...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.