GEZİ ile geldiler olmadı...
17-25 Aralık ile saldırdılar tutturamadılar... 15 Temmuz'da kan döktüler, başaramadılar... Ellerinde tek bir koz kaldı, o da ekonomik saldırıydı. Onu da son dönemde yoğunlukla görüyoruz. İlk çeyrekte 7.4'lük büyüme ile Hindistan'ın ardından dünya ikincisi olmamıza rağmen notumuzu düşürecek kadar soysuzlaşan kredi derecelendirme kuruluşlarıyla, bankalarla, içimizdeki işbirlikçi-paralarını dışarı kaçıran işadamlarıyla geliyorlar, dolarla saldırıyorlar. aHaber'de Yazboz'da geçtiğimiz yıllarda John PERKİNS'in açıklamalarını yayınladık. "Ben birekonomik tetikçiyim" diyordu John... Ülkeleri nasıl dize getirdiklerini, işgal ettiklerini açıklıyorlardı. Tetikçiliği, uluslararası paraya doymak bilmeyen şirketler adına yapıyordu. O şirketlerin baskısıyla bildiğimiz devletler dizayn edilecek ülkelere operasyon düzenliyordu. Önce ikna heyeti geliyordu sopayla dövülecek ülkeye...
Hizaya gelmezse ekonomik tetikçiler gelip uyarıyor, sonuç almazsa çakallar, suikastçılar devreye giriyordu. Son çare orduyla müdahaleydi. Türkiye bunların hemen hepsini yaşadı.
Ellerindeki FETÖ terör ordusunu bile kullandılar. Geçtiğimiz günlerde Karadeniz'de konferanstaydık. Bir katılımcı "Bu FETÖ ne zamanbitecek?" diye sordu. 40 yıllık bir yapının hemen bitirilmesini istiyordu vatandaş. Ancak öyle kolay değildi 40 günde veya 40 ayda bitirmek. Sabır lazımdı. Üstelik biz buzdağının üzerine bakıyorduk. Adamlar bir istihbarat örgütü gibi çalışıyorlardı. 15 Temmuz akşamı Genelkurmay'da bir kuvvet komutanının korumasını vuruyordu FETÖ'cü hainler. O vurulan bile bir süre sonra vicdan azabı duyarak "Ben de FETÖ'cüyüm" diyerek başvuruyordu savcılığa. FETÖ'cü, FETÖ'cü'yü bile vurarak gizleyecek, kahraman haline getirerek, üst yönetimlere sızdırmaya çalışacak kadar sinsiydi. John Perkins boşuna söylemiyordu "Çakallarıgönderirler" diye... Ve dahası buzdağının altında karşımızda CIA vardı. Türkiye PKK, FETÖ gibi teröristlerle mücadele ederken aslında dünyanın en büyük istihbarat örgütü ile savaşıyordu. FETÖ terör dergisinin kapağıydı. İçi CIA'nın tepe adamlarıyla ile doluydu. Şimdi PKK'sı, FETÖ'sü, HDP'si CHP için çalışıyor, mitinglerine koşuyor. Bu inanılmaz destek bir tesadüf değil. Tam aksine okyanus ötesinin iplerini ellerinde tutanların bir projesi. 7 Haziran seçimleri öncesinde Amerika'dan ithal bir genel başkan yardımcısı gelmişti. CHP'ye... "O genel başkanbaşkan yardımcısının göreviCHP'yi HDP'leştirmek" diye yazdığımda bana gülenler olmuştu.
O CHP genel başkan yardımcısı seçimler sonrası "Ailece HDP'ye oyverdik" açıklaması yapınca bazıları dümura uğramış, adamın görevine son verilmişti tepkiler üzerine...
Artık tepkiler de önemsenmiyor.
Hiç umursanmıyor... Proje açık açık tamgaz sürdürülüyor. Bugün CHP yöneticisi ekranlara çıkıyor, "Seçimlerikinci tura kalırsa Muharremİnce HDP'nin Cumhurbaşkanıadayı Demirtaş'a BAŞKANYARDIMCILIĞI teklif edecek" diye hiç çekinmeden haykırıyor. Aslında teklif-meklif de hikaye... Abdullah Gül ile Erdoğan'ın karşısına çıkma projesinde başarısız olanlar, şimdi Muharrem İnce'nin yanına Kandil'in siyasi kanadı Demirtaş'ı yamama kararını aldılar bile... Karar alındıysa önce kamuoyuna şekil a'da olduğu gibi duyurulur, ardından uygulamak için fırsat kollanır. Evet birilerinin CHP'yi HDP'leştirme projesi, bu işin mühendisleri tarafından aleni bir şekilde artık ulu orta sürdürülüyor.
Ankara'yı ele geçirmek isteyenler tabii ki projelerle işlerini, görevlerini ülkelerinin çıkarları uğuruna hayata dökmek için çabalayacaklar. Taşeronlar Kandil de FETÖ de buna avuç ovuşturacaklar... Önemli olan biz nasıl hareket edeceğiz? Sırtlanlara BAYRAM mı ettireceğiz? Karar sizin...
İyi BAYRAMLAR...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.