BEKİR HAZAR

Manda

Türkiye gözlerinde "MANDA" ülkesiydi.
1. Dünya Savaşı sonrasında bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendine yönetecek düzeyde olmadığı iddiasıyla başka ülkelerin idaresine vermişlerdi.
Buna "Manda" deniyordu...
Bazıları Türkiye gibi "Gizli manda" ülkesiydi.
Son 15 yıldır Türkiye o Manda elbisesini üzerinden çıkarıp, postun üzerine oturdu.
Mandacılara "Başka kapıya" dedi.
İşte ülkemizde tam 15 yıldır ANKARA'yı kaybedenlerin "Manda krizi" yaşanıyor.
Tekrar aynı postu üzerimize giydirmeye çalışanların bitmek tükenmek bilmeyen saldırılarına maruz kalıyoruz.
Her saldırı sonrasında o postu kafalarına çaldığımız için de deliriyorlar.
Öyle şaşkaloza döndüler ki, "Terörist" dedikleri örgütlerle bile Türkiye'ye manda postu giydirme uğuruna göstere göstere işbirliğine gidecek aptallıklar yapıyorlar.
Tüm aptallıkları, ülkemizde başlayan UYANIŞIN kartopundan ÇIĞA dönüşmesine neden oluyor.
Türkiye referanduma giderken bizi tekrar MANDA görmek isteyen BATI'nın tamamı çılgın bir "HAYIR" kampanyası başlattı.
Hatta kampanyada öyle ileri gittiler ki, Türkiye'deki Anamuhalefeti bile solladılar.
Şaşkalozlukta, bildiğimiz normal türden canlı olan Mandaları bile şaşkına çevirdiler.
Nasıl mı?.. Alman Dışişileri Bakanı Sigmar Gabriel'in açıklamalarına bakarsınız ne demek istediğimi anlarsınız. Kafayı yemiş bir siyasetçi olarak karşımıza çıkan Gabriel dün, "Türk entellektüeller, sanatçılar, gazeteciler ve sivil toplum örgütleri için niçin vize muafiyeti getirmiyoruz. Herkes için değil ama referandumda HAYIR veren kesime yani" diyor.
Böylesine kafayı yemiş bir PLANA bırakın kargaların gülmesini, Mandalar bile "ÇÜŞ" diyor. Ancak bu açıklama, geldikleri çıldırma noktasını belgeleme açısından büyük önem arz ediyor. Bizdeki anamuhalefet referandumu nasıl iptal ettirebiliriz diye "Kırmızı kar yağışı" için çaba harcarken 2019'da ülkemizde yapılacak Başkanlık seçimleri için BATI şimdiden hazırlıklara başladı bile.
Planlar, projeler Berlin-Brüksel-TelAviv- Londra-NewYork hattında peşpeşe hazırlanıp servis ediliyor. İşte onlardan biri de Amerika'da yayın yapan bir dergide kendini gösteriyor. ABD Yahudi Lobisi'nin amiral gemisi Washington Enstitüsü'nün maaşa bağlayıp Ortadoğu uzmanı ilan ettiği bir Türk'e makale yazdırılıyor. Siyonist-Haçlı ittifakı Neoconların, Erdoğan konusundaki temel görüşlerini özetleyen ısmarlama bir makale çıkıyor ortaya. TÜSİAD ve Kemalist çevrelerin CHP ile ortak hareketini sağlamak, yerli işbirlikçiler ile "Erdoğan karşıtlığını" diri tutmak ön plana çıkarılıyor.
Türkiye'yi sürekli kaosta bırakarak, Ankara- Washington görüşmelerinde pazarlıkta kendilerine de yer açıp avantaj sağlama stratejisi tavan yapıyor.
O makaleye "Erdoğan Mustafa Kemal'in 1923'te modern Türkiye'yi kurmasından sonra en güçlü Türk oldu" ağıtı ile başlanıyor.
"Ülkenin zenginlerinin büyük kısmı hala laik, BATI taraftarı Türkiye'nin en zengin 500 kişisinin oluşturduğu TÜSİAD üyesidir." diye devam ederek bir rahatlatma ve sırt dayanılacak nokta gösterimi yapılıyor.
Ardından işi en sancısız şekilde halletme yolu olarak "Zor gibi görünse de Erdoğan muhaliflerini birleştirmeliyiz." PLANI ortaya atılıyor. Türk ve Kürt milliyetçileri, libareller, muhafazkarlar, aleviler, laiklerden oluşan Erdoğan karşıtı koalisyonun çok dağınık olduğundan yakınılıyor o makalede.
Ve "Ancak karizmatik bir lider bu dağınıklığı bitirir" diye çağrı yapılıyor son cümlelerde. Evet taa Amerikalarda 2019 başkanlık seçimlerinde Erdoğan'ın karşısına karizmatik lider aranmaya başladı.
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP tayfası AİHM'e giderek referandumu iptal ettirebilirim mi diye boş işlerle uğraşa dursun, elin oğlu Amerikan dergilerinin sayfalarından onu tarihten silecek karizmatik lider arayışında...
O karizmatik liderde aranan en büyük özellik "Erdoğan'ı devirecek kudrette" olması ve Türkiye'yi yeniden "MANDA günlerine döndürecek" vasıfları üzerinde taşıması...
Manda severler, okyanus ötesinde planlar yapıyor, kafa patlatıyor, stratejiler belirliyor "Bu iş Kemal Bey ile olmaz" diye ağlıyor, "CHP-HDP'yi nasıl birleştiririz" diye kafa patlatıyor. İçerideki işbirlikçilere "Bana karizmatik, BAŞÜSTÜNE diyecek lider bulun" diye Amerikalarda tellal bağırtıyor.
Manda yuva yapmış ABD-NEOCON dalına... Bizim muhalefet kavak ağacına çıkmış geziniyor... Durdurulamayan Ankara'ya gelince; "Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz" atasözüyle tam yol devam ediyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.