Vizyon
Hiç şüphesiz Çin'de dünyanın en büyük 20 ekonomisini bir araya getiren G-20 ülkeleri liderler zirvesine damga vuran Erdoğan'dı.
Öyle ki; Batı basınında bu öne çıkış karşısında sayfalarında ağlayanlar vardı. Bir önceki zirvede liderler poz verirken Obama ile Erdoğan konuşuyor, Putin uzaktan bakıyordu. Çin'de ise Erdoğan Putin'le konuşuyor, Obama uzaktan bakıyordu.
50 milyar dolarlık inşaat yapıyorduk Rusya'da...
Milyarlarca dolarlık enerji anlaşmamız vardı. 20 milyar dolarlık turizm ve milyarlarca dolarlık tarım ürünleri gelirleri de cabasıydı. 100 milyar dolarların üzerine çıkıyordu ticari ilişkilerimiz. Neler oluyordu?
Dünyada paraya hükmedenlerin midelerine kramp geçirtecek bir durum vardı ortada.
Rusya ile bu kadar yakın ve büyük ilişkiler içinde olmak çakalların kalbine inme inmesi demekti. FETÖ'nün üniformalı teröristleri ne güne duruyordu? Rus uçağını indirerek, Ankara-Moskova hattındaki mükemmel ilişki hattına bomba koydular. Erdoğan, müthiş hamlelerle çok kısa zamanda hasarları onararak hattı tekrar açtı. Çin'deki son liderler fotoğrafı, bölgeyi ve PARAYI kimseye bırakmak istemeyenleri çıldırtacak durumdaydı. Erdoğan, 100 yıl önce içerideki hainlerin Dolmabahçe-Kremlin hattına döşediği dinamitlere ve beraberinde gelen tuzaklara düşmüyordu. Kahroluyorlardı.
Evet 100 yıl önce de İHANET ve ÇIKAR çatışmaları milimetrik olarak aynıydı. Sultan Abdülhamit Han, hatıralarında yazıyordu bunu. "Osmanlı ile Rusya Çarlığı her zaman yakın ilişkiler içinde olmalı" diyordu. Ancak İngiliz fitneciliğinin bunu önlediğini, içeride maşa olarak kullanılan hainler aracılığı ile iki ülkenin çoğu kez savaşa girdiklerini söylüyordu. Özellikle 1877 Osmanlı-Rus savaşını tetikleyen bir hainden bahsediyordu Abdülhamit Han hatırlarında.
İttihatçı-mason Sadrazam Mithat Paşa'nın ihaneti ile girilen o savaştan sonra ilginç gelişmeler oluyordu. Sadrazam Mithat Paşa "Beni kurtarın" diyerek İngiliz elçiliğine sığınıyordu. "İngiliz'in emrindeyim, bunu ispatladım" diyerek Londra'dan koruma isteyecek kadar İngiliz'di. Bugün değişen ne? Uçağı düşürenler de kaçıp Amerika'dan sığınma istemiyorlar mı? Bağlı oldukları FETÖ, "İngiliz'in emrindeyim, koruyun beni" diye yalvaran hain Mithat Paşa gibi "Ben de Batının emrindeyim. Beni koruyun" diye ağlamıyor mu? Şu anda korumuyorlar mı, çiftlik sarayda beslemiyorlar mı? Ne olursa olsun hainlere artık rahat yok.
Çünkü, Osmanlı-Rus savaşını çıkaranlardan Mithat Paşa İngiliz elçiliğine sığındığında derdest edilip, HİZMET ettiği Kraliçe tarafından teslim edildi. Mahkemelerimizde yargılandı ve idama mahkum edildi, Abdülhamid Han sürgüne gönderdi.
Kullanılma süresi dolanları bekleyen akıbetten KAÇIŞ yok. Hainlere Pensilvanya çiftliğinde artık gece uykusu yok. Uyanıkken bile idamla yargılanacakları günün kabusuyla doktor kontrolünde nefes almaktadırlar. Darbe girişimleri kursaklarında kalmış, Türk-Rus savaşını çıkartarak ŞEYTAN'a HİZMET teşebbüsleri ayaklarına dolanmıştır. Rusya ile bugün kurulan ilişkiler tam da Sultan Abdülhamit Han'ın büyük bir vizyonla işaret ettiği gibi oluşmaktadır. Üstelik Erdoğan'ın ustaca manevraları ile bu vizyon Fitneci İngiliz doktirini ile değil, Ankara-Moskova-Washington ekseninde gelişmektedir. Bunun olumlu sonuçlarını yakında hem Suriye'de hem de Ortadoğu'da daha da artan işbirliği ile göreceğiz. Erdoğan dün Çin'de Suriye'de UÇUŞA YASAK bölge konusunda Obama ve Putin'le yaptıkları görüşmeyi aktardı.
"Mutabakat"tan bahsetti. Artık kan gölüne dönen ve durdurulamayan Suriye savaşında Ankara'nın tezleri öne çıkıyor. Bütün bunlar Türkiye'nin bölgesel ve küresel oyun kurucu olarak daha da güçlenmesini beraberinde getirecektir. Nitekim bunun işaretlerini almaya başladık. Suriye konusunda ABD ve Rusya arasında prüzler çıktı. Çin'de devreye Erdoğan girdi, iki ülke arasında Türkiye arabulculuk yapmaya başladı.
Putin, Bloomberg'e açıklama yaparak "Türkiye Rusya ile stratejik ortaklığını güçlendirdi" diye boşuna söylemiyor.
Stratejik ortaklık, örtüşen menfaatler demektir. Putin, Rusya ve Türkiye'nin, Karadeniz, Ortadoğu ve global anlamda pek çok alanda çıkarlarının birbiriyle bağdaştığını bağıra bağıra söylüyor. Unutmayın, bölgede savaşlar sona erecekse, bunun yolu Ankara'dan geçiyor. Yeter ki Abdülhamit Han vizyonuna sahip liderlerimize sahip çıkalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.