BEKİR HAZAR

Güç zamanı

Darbenin odak noktasındaki isimlerden biri Genelkurmay Personel Daire Başkanı Korgeneral'di. İstihbarat Daire Başkanı da darbeci FETÖCÜ'ydü.
Kilit noktadaki en önemli iki birim FETÖ tarafından ele geçirilmişti. Bu ikisini alırsan, Türk Ordusu'nun da geleceğini cebine koyarsın.
Terfi edeceklerin listesini hazırlar, bertaraf edileceklerin de sicilini bozarak ORDUYU yavaş yavaş ele geçirirsin. Durum aynen böyle oldu. Binlerce mikroba rütbe vererek içeriye sızdılar. İki Daire de iç içeydi, FETÖCÜ'ydü.
Sovyetler Birliği dağılmadan önce Türkiye ile Amerika'nın konumu da aynen böyle iç içeydi. MİT'in maaşları bile CIA'dan geliyor, darbecilerimiz "Bizim çocuklar başardı" diye Amerikan başkanlarının kulağına "Müjde" olarak fısıldanıyordu. Sovyetler dağıldıktan sonra dünyada dengeler değişti. ABD ile konumumuz farklı bir noktaya geldi.
Türk-Amerikan ilişkilerinde artık yeni bir TANIMLAMA yapılması gerekiyordu.
Çünkü içiçe iki daire artık birbirine teğet durumdaydı. Türkiye'den bazı Generaller ABD'ye mesaj göndererek ilişkilerde "YENİ TANIMLAMA" yapılmasını istedi. Bu çağrıdan sonra o dönemin Dışişleri bakanı Condoline Rice Türkiye'ye geldi. "Türkiye ile ilişkilerimizde yeni bir tanımlama yapmamız gerekiyor" dedi. Ancak Derin ABD "İç içe iki daire" oluşumundan memnundu. Ordu'dan gelen "Yeni tanımlama" mesajı asap bozucuydu. Üstelik aradan yıllar geçmiş Türkiye'nin Başkomutanı istenmeyen o "YENİ TANIMLAMAYI" örtülü olarak yürürlüğe koymuştu. Okyanus ötesine "İç içeyiz, emredersiniz" demiyor, yaltaklanmıyor, bacak bacak üzerine atan ABD Başkanları önüne eski Türk başbakanları gibi hazırolda ayakta durmuyordu. Ülkesinin çıkarları için masada DİK duruyordu. Bir de üzerine hatalarını yüzlerine açıkça vuracak kadar cüretkardı.
Ellerinde 40 yıldır örgütüne "Orduya sızın, ele geçirin cennete gidin" diye kameralar önünde vaaz veren FETÖ vardı. CIA'nın kucağında oturan Pensilvanya teröristinin kıblesi Ankara'ydı. Düğmeye bastılar, oyuncak çalışmaya başladı. Önce Türk Ordusu'nu darmadağın ettiler. Genelkurmay Başkanı'nı bile "Terörist" ilan edip yüzlerce yıl kilitlediler. Artık Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı bile ellerindeydi. "Cennet" vaadi ve okunmuş üflenmiş "F" serisi 1 dolarlarla kandırılanlar Ordu içinde hızla yükselmeye başladı. Aynı hızlı yükselişler yargıda ve Akademi dünyasında da yaşanıyordu. Biz bu ülkede henüz bıyıkları terlememişken Profesör olan içi boşların füze hızındaki terfisine tanık olduk. Ve hala birçoğu içimizde, bu devletten maaş alıyor.
Aynı operasyonu Polis Teşkilatı'nda da hayata geçirdiler. Polisi ele geçirdikleri dönemde birileri ilginç bir yasa teklifinde bulunuyor kimse anlamıyordu. "Polisi asker gibi ağır silahlarla donatalım" teklifiydi bu. O dönemde tamamen FETÖCÜLERİN elindeki polise neredeyse TANK filosu kurmayı planlıyorlardı. Ahtapot gibi ülkemizi saran bu Amerikan virüsü, Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı aracılığıyla ülkemizde bir CONİ ordusu kuruyordu. ABD ile içiçe olacak bir sistem oluşturuluyor, Amerika'nın Ankara eski Büyükelçisi James Jefrry'nin deyimiyle her defasında Pentagona SELAM ÇAKACAK bir ORDU kuruluyordu bu topraklarda. Kurucubaşı, terfileri hazırlayan, sicilleri bozan Genelkurmay Personel Daire Başkanı'ydı. Onun üzerinde olanlar, o DAİRE'nin adım adım gerçekleştirdiği sinsi yayılmayı göremediler. "MİT" bize bilgi vermezse biz ne yapabiliriz" diyenler çıktı ekranlarda. Anadolu Ajansı bir haber geçti önceki gün. Ankara'da 17 katlı 10 rezidans... 18 katlı 3 rezidans...25 katlı 5 rezidans... Çok sayıda arsalar.... Miktarı açıklanmayan Dolar, Euro ve Yen... Darbeci generallerden birinin servetini böyle açıkladı.
Kimse "Bu serveti nasıl edindi" diye sorgulamadı. "Bu kadar serveti olan biri, stress ortamında yaşayacağına gider Miami"ye yerleşir" diyemedi. Yıllardır bu sütunlarda ve ekranlarda hep "PARAYI takip edin tüm olayları ve kaosları çözersiniz" diye bas bas bağırdık. Dinleyen çıkmadı. Artık kenetlenme, birbirimizi dinleme ve YEPYENİ TÜRKİYE'yi kurma dönemi. Darbe gecesi Cumhurbaşkanımızın uçağına ait koordinatları yayınlayan gölge CIA Stratfor'un başkanı Freidman bile "ABD ve Japonya iç savaştan güçlenerek çıktı. Türkler de darbe girişiminden çok güçlenerek çıktı" demek zorunda kaldı. Şimdi gücümüzü kullanma ve gösterme zamanı...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.