Avrupa'da hemen hemen gitmediğim ülke kalmadı. Başkentlerde devasa kiliseler yükseliyordu. Şehir merkezlerinde havralar inşa ediliyordu. "Bu neya" olmadım asla. Saygı duydum.
İnsan inançları için ibadethaneler olacaktı tabii ki. Medeniyetin ve insanlığın gerektirdiği bir durumdu bu. Hiçbir Türk gazetesi de "Avrupa'da bu kiliselerin,havraların işi ne" diye feryat etmedi. Çünkü bu saçmalığın daniskası olurdu. TAKVİM'in dünkü manşeti müthiş, ibretlik, daha ötesi dehşetti. Dünyayı soyup soğana çeviren Paranın Firavunlarına, yeryüzünün her köşesine dağılmış yüzlerce yayın organı ile TETİKÇİLİK yapan medya imparatoru Murdoch'ın gazetesinde çıkan haberi tercüme ediyordu. Paradorların nasıl bir Türkiye istediklerinin kodlarını çözüyordu o manşet. The Times yayınlıyordu haberi. Murdoch'ın gazetesi kafayı Çamlıca'da yapılan camiye takmıştı. "Eyvah" diyerek çığlık atıyordu.
Mali'den Moskova'ya kadar cami yapan Türkler'in nüfuzu yayılıyormuş. Boğaz'ın her yerinden görünen arsaya cami yapılır mıymış? Ankara Çamlıca'ya yaptığı cami ile İslam markasını dünyaya ihraç ediyormuş. "Oh my god" imiş durumlar. Bu ülke üzerinde oynanan tüm tezgahlarda parmağı olan uluslararası baronların tetikçisi gazete manşetinde ağlıyordu. Boğaz'da her yerden görülen cami, 3911 km ötede Londra'daki bir gazeteyi rahatsız ediyordu. Öfkelendim, "Sana ne" demek geldi içimden. Sonra sağlıklı düşünmeyi seçtim, adamlara hak verdim. Yıllarca Boğaz aslında Londra'ydı.
İngiliz ajanlar İstanbul'da ağırlandıkları kırmızı yalılarda nasıl Türkiye'ye operasyon yaptıklarını, yazdıkları kitaplarda ballandıra ballandıra anlatıyordu. Türkiye BEYAZABÜRÜNMÜŞ Boğaz'daki yalılardan yönetiliyordu ve orada "HER YOLLONDRA" idi. Anadolu sermayesi asla oraya giremezdi. İngilizci Boğaz'a, Cami yapılması adamları delirtiyordu. "Yalılarıkaybediyoruz" endişesinin dışa vurum öfkesiydi The Times'daki o haber. Çok değil kısa bir süre önce HDP mitinglerinde bombalar patlıyor, ne hikmetse solcular ölüyordu. HDP'liler gelmiyordu o gün o mitinglere... Boğaz'da yalılarda bembeyaz Türkler'den oluşan işadamları bir araya geliyordu. O mitinglerin tertiplenmesi için BEYAZ yalılarda "Pamuk eller cebe" deniyor, milyon dolarlar toplanıyordu. Solcu örgütlere, solcu sivil toplum örgütlerine para dağıtarak, HDP'ye destek mitinglerine getirmek için. Ne hikmetse o mitinglerde bombalar patlıyordu. İsimlerle işimiz olmaz.
Devlet her şeyi biliyor. Yalılardan çekilen "SERMAYE'den solcuya HDP içinpara operasyonları" bile artık karanlıkta kalmıyor. Londra-New York-Tel Aviv hattı, Boğaz'daki gücünü kaybettiği için, Çamlıca'da inşa edeceğimiz bir camiye bile tahammül edemeyerek medyaları ile çıldırma güdüsünü dışa vuracak kadar aymazlaşıyor. Ve bir bakıyoruz, dün ülkelerinden vergi kaçırmak, para aklamak için İngiliz hakimiyetindeki adacıklarda paravan şirketler kurarak ülkelerinden para kaçıran işadamlarının Türkiye ayağı deşifre oluyor. Baronlar Türk işadamlarına "Artık güvenli liman, yenivergi kaçırma merkezimiz ABD'ninNevada çölleri" mesajını veriyor. 600'e yakın işadamının yer aldığı listede neredeyse tamamına yakını Beyaz Türklerden oluşan işadamlarımız. Onun için yalısever gazetelerinde "TIK" yok. Birkaç tweet atıp "Ne var bunda suç değil ki" diyorlar, o kadar. Ve Prof. Dr. Nasır... O bir Amerikalı...
Johns Hopkins Üniversite'sinde öğretim üyesi. Aynı zamanda Başkan Obama'nın da Ortadoğu danışmanı. Bir kitap yazdı, Türkiye'yi öve öve bitiremiyor "Erdoğanimkansızı başardı" diyor. Türkiye'nin birçok ülkeye rol model olduğunu söylüyor.
Ve devam ediyor. "Erdoğan'dan önceÖzal iktidarında Beyaz Türkler içinzor günler başladı. Beyaz Türkler'inelindeki İŞ DÜNYASI Anadolu'yakaymaya başladı. O günkü Türkiye'debu durum asla KABUL EDİLEMEZDİ. Ve EDİLMEDİ DE... Ancak bugünlerdeTayyip Erdoğan çok daha güçlütemelleri olan bu Anadolu projesinibaşarıyla hayata geçirdi." Şimdi anladınızmı baronların tetikçisi Murdoch'ın gazetelerineden "Boğaz'daki Çamlıca Camii"ne bukadar kafayı takıyor? Yalılardan baronlarınvergi aklama cennetlerine para yağarsa,o yalılarda hükümetleri devirmek içinoperasyonlar yapılırsa, buralarda küreselsermaye ile montajcı ortaklıklar kurulursa,Ezan sesi rahatsız eder tabii ki birilerini. TheTimes, patronunun ve onun patronlarının"AĞLAMA KAĞIDI" olmuş. O kadar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.