Bazen anlayamıyoruz, şaşırıyoruz. "Neden böyle" diye soruyoruz birbirimize. Niçin bu ülkede malum yapılar çıkıyor? Nasıl ülkemizi gammazlıyorlar yurtdışına.
Devlete ait belgeleri sızdırıyorlar.
İsrail'i İsrailli'den çok seviyorlar.
Türkiye'ye saldıranlarla ittifak yapıp aynı koronun parçası oluyorlar. "Neden" diye sora sora bir hal oluyoruz. Bir kısım yerli görünen medyaya bakıyoruz. Teröristin partisine destek yağdırıyorlar. Batı basınında çıkan saldırıları ertesi gün manşetlerine taşıyorlar. İngiliz veya Amerikalı binlerce km öteden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına saldırıyor. O saldırılardaki küfürleri, hakaretleri manşetlerine, köşelerine taşıyarak kamuoyu oluşturuyorlar. Aynı küfürleri, hakaretleri milyonlara söyletmek için çırpınıyorlar. Avrupa Başkentlerinde TIPKI Abdülhamid Han'a yaptıkları gibi "Diktatör Erdoğan" veya "Katil Erdoğan" diye başlıklar çıkıyor. 24 saat sonra bizim bir kısım yerli görünümlü solcu-paralel ve KARTEL medyası ağızbirliği etmişcesine sayfalarına taşıyor. Ülkesi, için çırpınanlara yabancı ağzıyla saldırıp, bu ülkeye bir çivi çakmayan, DEVLETİ'ne saldıran küfürbazları KAHRAMAN yapıyorlar manşetlerinde. NEDEN ...NEDEN ... NEDEN ? Sorunun cevabı piyasaya yeni çıkan bir kitapta kendini buluyor. Emekli Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu'nun kaleme aldığı "Bilinmeyen yönleriyle Çanakkale Zaferi" adlı kitap, kafamızda bugün sorduğumuz sualleere geçmişten ışık tutuyor. İşte o kitaptan pasajlar; "Osmanlı İmparatorluğunu batıran İttihat Terakki Partisi'nin elebaşıları olan Talat,Enver, Cemal ve Mithat Paşalar ile diğerlerinin mezarı Şişli'deki Hürriyet-i Ebediye denilen yerdedir.
Burada yakın zamana kadar her sene Halk'ın katılmadığı, sadece bir kısım resmi görevlilerin, siyasilerin, bürokratların askerlerin iştirak ettiği ANMA TÖRENLERİ yapılmaktaydı." Evet Mithat Paşa İngilizci, diğerleri Almancı'ydı. O Mithat Paşa ki, Osmanlı İmparatorluğu bayrağına Balkanlarda HAÇ koyduran, azınlıkların bağımsızlığını isteyen ve bu ülkede Başbakanlığa kadar yükselen bir zevattı.
Zamanın dünyaca ünlü hukukçusu ve Adalet bakanı Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki mahkemede vatana ihanetten idama mahkum edildi. Mahkeme döneminde Mithat Paşa İngiliz elçiliğine sığınıp "Yıllarca size hizmet ettim, beni kurtarın" diye yalvaran isimdi.
İngilizler "Kurtarın size çalışan bendinizi" diye yalvaran Mithat Paşa'yı paketleyip Osmanlı'ya teslim etti. Londra almış adamı tepe tepe kullanmıştı. Son kullanım tarihi geçince de paketleyip postaya vermişti. Abdülhamid Han, onu affedip sürgüne gönderdi. İşte bir İmparatorluğun parçalanmasına yol açan Mithat Paşa ve diğerleri gibi isimler için bu ülkede kısa bir süre öncesine kadar ANMA TÖRENLERİ düzenlettirecek kadar ağırlığı olan, halkın seçtiği Cumhurbaşkanımıza utanmadan "Padişah" diye saldırtan, bir KRALİÇE sistemi vardı bu ülkede. Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu kitabında "O ANMA TÖRENLERİ'ne 1980'li yıllarda Harp Akademileri'ni temsilen ben de katıldım. Törende yer alan herkes birbirine 'Yahu biz niye buradayız' ve 'Neyi anıyoruz' diye soruyordu.. Çok garipsiyorduk.." diyor. Görüldüğü gibi Osmanlı'yı parçalayanlara ÜST AKIL bu ülkede ANMA TÖRENLERİ düzenlettirip, onları KAHRAMANLAŞTIRACAK kadar içimizdeydi. Bugün o AKIL'ı bu ülkeden tamamen kovmak için HALK sandık isyanı başlattı. 1 Kasım seçimlerinin gerçek tarifi budur. İçimizdeki Almancı-İngilizci Talat-Enver-Cemal-Mithat Paşalar, bugün gazeteci-yazarsanatçı- bürokrat-aydın apoletleri ile aramızda dolaşmaktadır. Onun için dışarıda kim bu DEVLET'e ve onun Cumhurbaşkanı'na saldırıyorsa, o manşetlerle sayfalarında, söylemlerinde hata twitlerinde dahi gelmektedir.
Yıllardır bu ülke topraklarında malum yapılar ve malum medyalar ile Baronların medyasını ANMA TÖRENLERİ yapılmaktadır. Dışarısı sayfalarında neyi ANIYORSA, içerisi de aynını ANMAKTADIR... Allah'a şükür Şişli'deki o törenler artık yapılmıyor bu ülkede... O törenlere katılıp "Yahu biz niye buradayız" diye birbirine soranlar yok artık bu ülkede.
İttihatçı zihniyetinde olanlar da ABD'ye, Almanya'ya kaçıyor... Kimi "Terkedeceğim bu ülkeyi" noktasına geliyor. Kimi de Londra'ya kaçıp, ÇOK ÖZEL kişilere verilen altın madeninde yaşıyor. "Çok özel kişi" tabirini ben kullanmadım... Altın madeninde yaşatılanın gazetesi yazdı... 1 Kasım MİLAT'tır...
Devleti'ne SÖVGÜ değil ÖVGÜ döneminin başladığı gündür. Yabancı MANŞETLERİ ANMA TÖRENLERİ'nin bittiği tarihtir!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.