İngiliz uçakları Libya'da Kaddafi Ordusu'nu bombalıyordu. Aynı anda İngiltere başbakanı Blair, Kaddafi'yi arıyordu. "Muammer çember daralıyor, seni seviyorum, kaç ülkeden hatta yardımcı olalım" diyordu. Bu uydurma değildi, İngiltere'de çarşaf çarşaf sayfalara girmiş haberdi.
O dönemin Başbakanı Blair, Kaddafi'ye yardım etmekle suçlanıyordu.
Adamlar böyle çalışıyordu.
Bombalarken bile konuşuyorlar, düşmanı kurtarmaya çalışıyorlardı.
Tüm bunları Ankara'daki bombaların hem PKK, hem de IŞİD tarafından birlikte organize edildiğine dair bulgular ortaya çıkınca yazma ihtiyacı hissettim. Kobani'de birbirini bombalayanlar, Ankara'da kolkola giriyordu. Başbakan Davutoğlu "Haseke'de yapılan gizli toplantının tutanakları elimizde, kim ne konuştu hepsini biliyoruz" diyordu. Esad, IŞİD ve PKK'nın PYD'sini Haseke'de kurduğu masada bir araya getiriyordu. Şam rejimi ordusunun elinde olan antik kent Palmira tek mermi atmadan IŞİD'e veriliyordu. Bunun karşılığında Türkiye sınırındaki Tel Abyad'ı elinde bulunduran IŞİD, şehirden çekiliyor, yerine elini kolunu sallayarak PKK'nın PYD'si giriyordu. İki gün önce tam 300 yerleşim yerini elinde bulunduran IŞİD'in aniden bu merkezlerden sessizce çekildiği ve PYD'nin buralara güle oynaya girdiği açıklanıyordu.
Ve üç gün önce de Türkiye'deki hücre evleri hücrelerine kadar bilen İngiliz istihbaratını manşetlerine taşıyan Küresel Baronların gazeteleri HEDEFİ şöyle açıklıyordu: "Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak ve bu ülkeye terör ihraç etmek." Evet terörist diye bombaladıkları Libya'da bile, Kaddafi'yi nasıl kurtarırız diye kendini yırtan AKIL, şu anda Suriye'de de devreye giriyordu. IŞİD ve PYD birlikte Özgür Suriye Ordusu'na saldırıyor, Rusya-İran-Şam onlara destek atıyor, ABD'de de gökten silah yağdırıyordu. Sınırımızda gerekli temizliği yaptıktan sonra ülkemize manşetlerden "TERÖR İHRACI"nı ilan edenler avuçlarını ovuşturacaktı. "Başkanlık sistemini" gündeme getiren ve enerji hatlarına fazla inen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına "Seni Başkan yaptırmayacağız" kampanyasıyla Cici çocuklar sürülüyordu.
O cici çocukların Kandil'deki ağabeyleri de Ankara'da bombanın patladığı gün, Türkiye ile petrol anlaşması yapan Barzani'ye K. Irak'ta eş zamanlı "Seni başkan yaptırmayacağız" diyerek saldırıyordu. Avrupa'da batan Wolkswagen ülkesi Almanlar'la ortak olan bizim medya da Türk askerini öldüren ve Devleti katil olmakla suçlayanları öpüyor kokluyordu. Aynı zamanda da HDP'li belediyelerin bomba yüklü kamyonlarını, hendek kazan grayderlerini görmezden gelip yerli otomobile ilk günden çakıyordu.
Bizim merkez medyayı "Yerli otomobil intihar olur" diyen Boğaz çok seviyordu. O yalılar bu topraklarda yıllardır tüm parçaları Avrupa'dan gelen montaj arabaları satıyordu.
İçlerinde yabancı ortaklarının ortağı olan HANEDANLAR vardı. Onlardan biri de 1.1 trilyon dolar servet sahibi ROTSCHİLD hanedanıydı. Ve Hollanda meclisi dün, şu çağrıyı yapıyordu: "Kandil'de siviller ölüyor, Türkiye derhal PKK ile barış görüşmelerine başlasın." Hollanda'ya da ne oluyordu? Bu sorunun cevabı İspanyol basınından geliyor ve şu analize yer veriliyordu. "Baron Edmond de Rotschild Hollanda parlamentosunda liderlere baskı yaptı.
Özellikle Sosyalist Parti lideri Emile Roomer bu baskıya boyun eğip meclise önerge verdi." Rotschild hanedanının Hollanda parlamentosunda ne işi vardı, neden teröriste kalkan oluyordu? Portakal rengi bayrağı olan ülkede Kraliyet Ailesi'nden damatları alıp, İngiltere Kraliyet Ailesi'nden prenseslerle evlendiren ailedir Rotschild hanedanı. Onun için en büyük bankalarından biri kendine PORTAKAL rengini seçmiştir.
Terör ve terörist ihracatının ardında enerji hatları, petrol boruları, arabalar, köprüler, ikinci boğazlar, 3. havalimanları vardır. Yani PARA savaşları uğuruna kullanılanlar toprağa girer. Ama kullanıcıları, Portakalı soyup yer. Bizim merkez medya "Frankfurt Havaalanı açıldı" diye "Süper proje" şeklinde haberler yapar. İş bizim 3. Havaalanına gelince yerden yere vurur. Peki neden? Yerli arabaya neden saldırdılarsa ondan. Bu ülkenin yarısı yerli araba alsa bazıları batar. Yurtdışı ihracatı ve gelecek milyar dolarlar cabası...
Ve dahi süper ucuz elektrikle çalışacak arabaların petrole bağımlılığı dibe vurdurma ihtimali... Bunu kimler ister, kimler istemez?
IŞİD ve PKK öpüşmesine böyle bakmadıkça ÖPTÜRENLERİ anlayamayız!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.