BEKİR HAZAR

Yumruk oyunları

Ahmet Hakan Coşkun'a yapılan saldırı nasıl gaza geldiğimizin, tezgaha düşürüldüğümüzün tipik örneklerinden biri olarak tarihe geçti. Ahmet'e buradan geçmiş olsun diyorum.
Sadece bizim gibi düşünenlere saldırıldığında ses çıkaranlardan olmayacağız. Terör dahil her türlü argümanı TİCARİ araç olarak kullanan PARANIN FİRAVUNLARI, aşamadığımız bir zaafiyet üzerinde 100 yıldır tepiniyor.
Türkiye'ye rol biçtiler, dediler ki: "Sizi yöneteceğiz." Bölgede lider olmaya aday en yakın ülkeydik çünkü. "Hayır" dediler, yönettikleri ülkenin dünyaya kapanması için kolları sıvadılar. Sahip oldukları medya ile kamplara ayırdılar, gençlerin eline silah vererek birbirlerine kırdırdılar. Korku imparatorlukları kurdular. "Türkiye İran olacak" diye Londra ve Berlin'e bağlı yerli medya üzerinden halka dehşet pompaladılar. Batı'dan geldiler, Uğur Mumcu'ları katlettiler, "İran havaya uçurdu" diye medya yangını yaptılar, baroları, üniversite öğretim görevlilerini cüppeleriyle sokağa döktüler. Köşeleri tutan ama karanlıkta kalan aydınları ayağa kaldırdılar. Darbelerle 50 yıl geriye götürdüler. Susurluk kazasında aynı araçtan çıkan Ülkü Ocakları Başkanı, Kürt aşireti lideri ve Komünist Derneği'nin kurucusu bile "AKLIMIZIN" körlüğünü yok edemedi.
Dedik ya ideolojilerle, fikirlerle bölerek ülkeyi DUYGUSAL kamplara ayırdılar.
O duyguları PROVOKASYONLARLA öfkeye dönüştürdüler. Kardeş kardeşe kavga edip gözümüzü birbirimize diktik.
Onlarsa komşularımızın evine girip soyup soğana çevirdi. Bugün ABD ve Rusya kolkola Suriye'yi paylaşıyor. Ruslar Suriye'ye girerek krizin büyümesine neden oldu, savaş uçaklarımızı sınırımızda taciz ediyor. Krizin büyümesi, petrol fiyatlarının artması demek.
Petroldeki düşüşten 100 milyarlarca dolar kaybeden Rusya krizlerle açığını kapatmayı hedefliyor. İngiliz Shell ve Fransız Total, İran'da 100'er istasyon açmaya hazırlanıyor.
Bağdat'ta, Erbil'de her milletten işadamları, askerler, istihbaratçılar kol geziyor. Halbuki o komşuların malını, canını, namusunu 100 yıl öncesine kadar dedelerimiz koruyordu. Bu coğrafyaya her seyahatimizde karşılaştığımız insanlar "Ne zaman geleceksiniz, kanımızı emiyorlar" diye gözyaşı döküyordu. O gözyaşlarına bakacak mecalimiz yoktu. Çünkü bizi "Göze göz, kana kan, intikam" diye bağırtarak birbirimize kırdırıyorlardı içeride.
Devamlı içerden yumruk yiyorduk. Birileri öldürülen teröristin araca bağlanarak yerlerde sürüklenen görüntüsünü servis ediyordu. Birilerini duygusal öfkeye sokmak için. Hemen HDP başkanı devreye giriyor "Unutmayacağız" diye tweet atıyordu.
O fotoğrafı çeken de, görüntüyü organize eden de, aldanan da hep fitne merkezlerine paralel gidiyor, HİZMET ediyordu. Ahmet Hakan' a yumruklar da AKLIMIZI kör eden AKIL'ın sinsi oyunuydu. Defalarca denemişlerdi üzerimizde, biliyorlardı çok verimli olduğunu. Ahmet Hakan'a saldırıdan sonra çalıştığı yayın grubu ve PARALEL'indeki medya ayağa kalktı. AK PARTİ'yi suçlayarak, "Seçim çalışmaları başladı" diye manşetler attılar. Amerika'nın sesi VOA bir video yayınladı. Ahmet Hakan'ı ziyaret eden Doğan grubunun ünlü gazetecisi, hastane çıkışında ÖFKEYLE açıklamalar yapıyordu. Son seçimde oyunu HDP'ye verdiğini açıklayanlardan biriydi. İsim vermeden yumruğu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye bağlıyor, "Korkmuyoruz, korkmayacağız" diye haykırıyordu. Etraftan "Helal" sesleri ve alkışlar yükseliyordu. "Türkiye İran oluyor" diye cüppe giyip Anıtkabir'e yürümenin tam zamanıydı belki de... Ama sonra bir fotoğraf çıktı ortaya.
Fotoğrafta Ahmet Hakan'ı yumruklayan kişi dağdaydı, üzerinde HDP'nin desteklediği PKK üniforması vardı. Sonra ikinci fotoğraf...
Onda da Ahmet Hakan'ı yumruklayan kişinin tişörtü üzerinde "Biji Berxwedana YPG" yazıyordu. Yumrukçu üzerine giydiği elbiselerle "PKK'lıyım" diye bağırıyordu.
Oyunu kuranlar da Kandil'e teşekkür ediyor, Londra-New York-Berlin-Tel Aviv hattında "Hurra" çekerek finans merkezlerinde şampanya patlatıyordu. Bizim merkez medya her yumrukta Ankara'yı hedef gösterir, sonra da "Oyunu HDP'ye ver Kurtul" diye başlık atardı. Alman meclisindeki Türkiye ile ilgili gizli belgelerin PKK'nın yayın organlarına sızdırılmasını asla sorgulayamazdı. Her hafta Almanya'ya koşan HDP'nin "Ermeni Soykırımını tanıyacağız" diyen seçim bildirgesini canlı yayınlardı. Peki ama neden?.. Bilemiyorum, sormak lazımdı! NOT: Seçime kadar yumruk oyunları durmaksızın sürecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.