Aman dikkat!
Duygularla ve öfkelerle hareket edildiğinde, kullanılma ihtimaliniz artıyordu. Çünkü böyle ortamları, bu ülke üzerinde kirli emelleri olan AKBABALAR çok seviyordu.
Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kutlamak için Taksim'e çıktığımızda büyük coşkuyla hoplayıp zıplıyorduk yıllarca önce binlerce kişi. Ve bir anda kendimiz ABD konsolosluğu önünde bulup "Kahrolsun Coni" diye bağırıken ve taşlarken bulduk aynı binlerce kişiyle. Ülkücüydüm, heyecanlı bir gençtim, ülkemi seviyordum ve solun kullandığı "Bağımsız Türkiye" sloganını atanlara ABD konsolosluğu önünde eşlik ediyordum. Biz şampiyonluğu kutlarken nasıl oraya gitmiştik? Hangi el bizi sarıp sarmalamış ve oraya taşımıştı, hiç anlayamamıştık. Dün akşam Mecidiyeköy'den, Beşiktaş Balmumcu'daki atv, Sabah, Takvim, aHaber binasına giderken yıllar önceki bu olay geldi aklıma.
Yüzlerce genç, ellerindeki bayraklarla yürüyor, "Şehitler ölmez" diye slogan atıyordu. Binlerce araç sıkışan trafikte korna çalarak destek yağdırıyordu. On adımda bir seyyar satıcılar tezgahlarda Türk bayrağı satıyordu. Gayet olgun, sağduyulu bir şekilde gösteri yapan grupla adım adım giden trafikte aracımla birlikte yanyana hareket ediyorduk. Ben de kornaya basarak teröre gösterilen tepkiye HEYECANLA eşlik ediyordum.
Demokratik hakkını kullanan gençlerin yanındaydım. Derken çalıştığım medya kurumu binasına yaklaştığımda, polisin kapattığı yollarla karşılaştım. PKK'yı lanetleyen yüzlerce genci de atv, Sabah, Takvim, aHaber binası önünde gördüm.
Öfkeyle binaya girmeye çalışıyorlardı.
Bir el onları "Kahrolsun PKK" sloganı ile yürürken, terör örgütüne lanet yağdıran medya kuruluşuna taşımış ve öfkenin yönünü tamamen değiştirmişti.
Dedik ya hava pusluydu ve bu havaları sevenler vardı. Bir patron, görüştüğü önemli bir kişiyle, o grubun alınıp, başka bir hedefe yönlendirilmesini sağlamıştı.
Aynı anda da rakip bir tv kanalı, bizim medya grubumuzun önünden canlı yayına geçmişti. Çok ilginçti! Dedik ya öfkelerden ve duygulardan nemalanan iç ve dış mihraklar çoktu bu ülkede.
IŞİD, Kobani'ye saldırıyor, bir el intikam için Güneydoğu'da öfkeli halkı sokağa döküp 50 kişiyi öldürtüyordu. Katil İŞİD'di, intikamı ise Güneydoğu'da Kürt Kürt'ü öldürerek alıyordu. Ardından IŞİD, Suruç'ta bomba patlatıyor, 32 gencimizi öldürüyordu. Ancak bunun da intikamını almak PKK'ya düşüyordu. Katil IŞİD'in başkenti Rakka yerine, Türkiye'de polis lojmanlarına götürüyordu onları bir el.
İki polisimizi öldürterek IŞİD'den intikam aldırıyordu. Bu topraklar üzerinde oynanan oyunlar, duygusallığımızı bilen güçler tarafından hep kullanıldı. Kullanılmaya da devam edecek. Siyasetçiyim diyen herkesin herkesi sağduyuya davet etmesi gerekiyor. Ancak HDP eşbaşkanı çıkıyor "Binalarımıza saldıranları analarından doğduğuna pişman edin" çağrısı yapıyor. Neden? Çünkü Avrupa medya baronlarının gazetelerinden "İç savaş" naraları atılıyor. Cizre Belediye başkanı Yahudi Baronların medyasına "İç savaş" diye ötüyor. Birileri bu ülkeyi ısrarla bir yere taşımaya çalışıyor. Sevgili gençler öfkenizi, duygularınızı inanın en az sizin kadar yüreğimde taşıyorum. Hangi görüşte olursanız olun aman dikkat diye size bir ağabey olarak çağrıda bulunuyorum.
Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanalım ama bizi taşkınlığa taşımak için pusuda bekleyen akbabalara teslim olmayalım. NATO'da en büyük ikinci güç olan Ordumuza sonuna kadar güvenelim.
Bakın dün PKK'nın yayın organı Cizre'den canlı yayın yapıyordu. "Bittik" diye ağlıyordu ve yayından aldılar hemen o kıskaca alınan bir PKK'lıyı.
Elbet yüreğimiz yanacak ama terörle mücadele kolay değil... Ancak, kaybeden onlar olacak. Yeter ki birlik, teröre karşı "BİZ " olalım... Oyunlara, tezgahlara, tuzaklara düşmeyelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)
- Güneysu (01.11.2024)
- Deli danalar-papağanlar (30.10.2024)
- Terör kurucuları (28.10.2024)
- 105'i tutturamayan (26.10.2024)
- Oyuncak (24.10.2024)