Bugün dünyada tüm kaosların, terörün ve savaşların ardında Büyük Britanya İmparatorluğu yer alıyor. İstihbarat raporu hazırlayan Kraliçe'nin MI6'sı, "Irak'ta kimyasal silah üretiliyor" dedi. Anglo-Sakson, yani İngiliz kültürünün hakim olduğu ABD, bu yalan rapora balıklama atladı. Irak'a girip, yakıp-yıkan, milyonlarca insanı öldüren Amerika bir gram kimyasal silah bulamadı.
İngilizler tek mermi atmadan Irak petrollerinin yüzde 80'inin yer aldığı güneye kondu.
ABD Irak'tan çekildiğinde, darmadağın olmuş Irak'ta terör, iç savaş ve parçalanma kaçınılmazdı artık. Tam İNGİLİZ OYUNU içeren bir tiyatro yaşandı. Ortadoğu Irak'ta oynanan bu oyunla alıp başını giden terörle mücadele ediyor. Kimse ne yapacağını bilmiyor, herkes herkese saldırıyor. Aynı İngilizler'in The Daily Telegraph gazetesi dün "Türkiye iç savaşın eşiğinde" diye haberler yapıyor.
PKK'yı akla hayale gelemeyecek övgüler yağdırarak öpüyor.. Türkiye'yi "PKK 'yı vurarak IŞİD'e yardım etmek"le suçluyor. Türkiye IŞİD'e karşı ABD ile anlaşıp ortak operasyonlara başlıyor. Ancak buna rağmen FİTNE TOHUMUNU ana rahminde alan İngiliz aklı hala Türkiye'yi IŞİD'e yardım etmekle suçluyor. Suriye'de IŞİD üzerine tek uçak kaldırmayan İngiliz hükümetine "GIK"ı çıkmıyor. Londra'dan akın akın gelip Rakka'ya koşan İngiliz militanlar neden yoldan çevrilmiyor diye kendi istihbarat örgütüne tek kelime etmiyor.
İngiliz gazeteciler işi gücü bırakmış bizim Güneydoğu'da cirit atıyor. Guardian gazetesi Şemdinli sokaklarında gezip, berberle, bakkalla konuşarak "Hareket 1984'te burada başladı" diye olaya dalıp PKK propagandası yapıyor. Satır aralarında terör örgütünü neredeyse "KAHRAMAN " ilan edip "Şemdinli'de yürüyün koçlar" demeye getiriyor. Ama KRALİÇE'nin adamları dedik ya FİTNECİNİN KRALI olup taç giymiş durumda. Şemdinli'de PKK gazı verip Türkiye'ye saldırırken, Adıyaman'da da FİTNE ateşi yakmak için bir başka muhabir gönderiyorlar aynı günde. Sokaklarda gezen Times muhabiri de "Adıyaman IŞİD'e miltan yağdıran merkez" imasında bulunuyor. "Şehirde Kürt nüfusu hakim ama bunlar PKK 'lı değil" diye yazıyor.
Adıyamanlı Kürt kardeşlerimizi PKK'ya hedef gösteriyor. Yılan gibi bir İngiliz aklı var ortada. 24 Mayıs 1907'de Londra'da bir cemiyet kuruldu. Bu Cemiyetin adı "Priglims Society"di. Hacılar Cemiyeti anlamına geliyordu. Anglo-Amerikan grubu olarak ABD ile İngiltere arasındaki resmi olmayan ittifakı kurma görevini üstleniyordu.
New York ve Londra'nın Yahudi Baronları, işadamları, iki ülkenin en zenginleri bu çatı altında buluşuyordu. Ardından Bankalar, CFR, AIPAC gibi Yahudi lobileri bu İngiliz-
ABD ittifakı cemiyete tam destek yağdırmaya başladı. Hristiyan-Yahudi ittifakı SAVAŞ çığırtkanı Neoconlar da tetikçi olarak sahaya sürüldü. "Kraliçe'yi ve İngiliz Başbakanı'nı ben yönetiyorum" diyen Rotschild de Londra'nın ABD'deki çıkarlarının temsilcisi olarak kervana katıldı. 20. yüzyılın başında bu ittifakın 20 ultra zengini, hanedan evlilikleri ile ABD bankalarını ve ekonomisini ele geçirdi. ABD'ye hakim olan Londra'da Kraliçe, 1940'lara gelindiğinde tam 31 ülkenin topraklarına sahip oluyordu artık.
Dünya kara parçalarının 6'da biri Kraliçe'nin malıydı, topraklarının değeri o dönemde 28 trilyon dolardı. İşte şu anda dünyada bu İngiliz yağmacılığına karşı gelişen, büyüyen öfke ve savaş var. İlk kez bir ABD Başkanı lobileri çağırarak "Beni artık çıkarlarınız uğuruna savaşa sokamayacaksınız" diyerek Kraliçe'ye ve onun kapitalist muhafızlarına rest çekiyor. Gelip Türkiye ile ortak hareket ederek, Ortadoğu'daki İngiliz ve Avrupa hakimiyetine son vermek istiyor.
Londra aptal değil, onun içindir Şemdinli'de, Adıyaman'da sokaklarda gezip, berberle, terziyle konuşuyor. Onun içindir PKK liderleri Kraliçe'nin resmi televizyonu BBC'den mesaj yağdırıyor. Onun içindir sadece İngiliz'in kurabileceği, Londra bağımlısı solcu, dindar, laik, PKK'lı inanılmaz ittifaklara tanıklık ediliyor. Onun içindir PKK'ya tam destek veren İran Dışişleri Bakanı'na, düne kadar "İran olacağız" diye korku pompalayan Cumhuriyet gazetesi sayfalarında Başyazarlık yaptırıyor. Onun içindir PKK ile aynı safa katılıp ittifak kuran Paralel'in savcısı, İngiliz BBC'ye konuştuktan sonra Ermenistan'a kaçıyor. Peki bizim Hürriyet gazetesi kaçan savcı için neden 1. sayfasından "Ermenistan'a GEÇTİ" diyor? Niçin "Kaçtı" yazamıyor? Ben bulamadım... Onu da siz bulun!!!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.