Ortadoğu'daki sistemi yazmıştım önceki gün. Azınlıklara ülkeleri yönettiriyorlardı. Hal böyle olunca da azınlık iktidarlarının tahtını korumak için korumaya ihtiyacı oluyordu. BATI'ya koşuyordu hepsi, "Ülkemizin altını üstünü oyun, soğana çevirin soyun, yeter ki azınlık iktidarımızı koruyun" diyordu. Her şeyin bir bedeli vardı. Kazanan hep, BODYGUARDLIK yapan BATI oluyordu. Kaybedenler ise çoğunluktaki halklardı. Afrika'da da SİSTEM tıpkısının aynısıydı.
Petrol, altın ve elmasın fışkırdığı Afrika'da hemen her ülke AZINLIK İKTİDARLARI ile yönetilerek soyuldu BATI tarafından.
Azınlık çoğunluğu ezerek kin ve nefreti büyüttü bu ülkelerde.
Her zaman bir kıvılcımla ülkeleri iç savaşa girecek hale getirdiler. Böyle bir ortam KORUNMA duygusunu daha da tavan yaptırıyor, bodyguard sömürgeciler daha daha kazanıyordu. İşte o Orta Afrika ülkelerinden BURUNDİ 'de darbe girişimi oldu önceki gün. Ben bu satırları yazarken 10 milyonluk ülkede kimin hakimiyeti ele geçirdiği henüz belli değildi. Belli olan tek şey vardı. Halk yer üstünde inanılmaz fakirdi. Buna karşılık ülkeyi sömüren yabancı bodyguardlar yer altındaki madenlerde KARUN gibi zengindi.
Afrika madenleri ve özellikle ELMAS, Johannesburg'da doğranıyor, Tel-Aviv'de pişiyor, Belçika'da afiyetle yeniyordu.
Dünyada böyle bir üçgen vardı ve madenleri PARAYA dönüştürüp zengin olanlar hep YAHUDİ baronlardı. Onların taşeronu Belçika, Burundi'de yıllardır sömürgeci BODYGUARD olarak ülkeye hakimdi.
Burundi Hutular'la Tutsiler'in birbirini palalarla doğrayarak bir milyon kişiyi bir ayda katlettiği Ruanda ile komşuydu. Tıpkı Ruanda gibi Burundi de Belçika sömürgesiydi. Tıpkı Ruanda'da olduğu gibi Burundi'de de Belçika halkı İNEKLERİ olan hayvancılar ve tarımla uğraşanlar diye ikiye bölüp nüfus kağıtlarına yapıştırmıştı. İnekleri olanlara TUTSİ deyip onları asil ve ELİT kesim olarak kabul etmiş, ineği olmayan tarımcıları HUTULAR diye ETNİK yapıya büründürmüştü. Ve ülkeyi nüfusları yüzde 14 olan İNEK sahibi Tutsiler'le yönetmişti. Nüfusun yüzde 85'ine sahip ineği olmayan tarımcıları yani Hutuları azınlığa yönettirerek ezmişti. Ülkede yüzde 1 içinde yer alan PİGMELER hiç önemli değildi. Aslında ilk iktidara getirdikleri Cumhurbaşkanı çoğunluktaki Hutulardandı.
Ancak ülke zenginleri azınlıktaki Tutsiler o Cumhurbaşkanı'nı öldürdü. Yerine zenginlerin seçtiği azınlık Tutsi bir Cumhurbaşkanı getirildi. O da Hutular tarafından öldürüldü.
Ülke yıllardır böyle birbirini toprak üzerinde yerken, yer altında kaynakları başkaları mideye indiriyordu. Güney Afrika-İsrail-
Belçika üçgeninde şatolarda yaşayanlar "Hurra" diyerek kadeh kaldırıyordu. Üstelik Burundi'de URANYUM da vardı. Azınlık iktidarları oluşturup aynı ırktan insanları "İneği olanlar ve olmayanlar" diye bölüp ırklaştırarak yönetmek, İŞLETME KORUMA maliyetleri açısından çok KARLI'ydı. Varsın ölen ölsün, pala ile doğranan doğransındı. Zaten dünya nüfusu 3 milyar fazla veriyordu. Boşuna mı yeryüzünde nüfus çoğalmasına karşı ülkelerde prezervatif dağıtan ve nüfus planlama kampanyalarına milyonlarca dolar harcayanların altından hep BARONLAR çıkıyordu. Ülkeleri kısırlaştırma kampanyalarının altından hep dünya baronlarına bağlı o ülkedeki ZENGİN aileler fışkırıyordu. "Çocuk yapın" diyen ülke liderlerine savaş açıp dalga geçen medyaları, yazarları da vardı nasılsa her yerde. "Her şey sandık değil" diye yazacak, konuşacak kadar ileriye gittiler bu zevatlar.
Bir Taksim meydanından iktidar çıkarmaya kalktılar. Olmadı paralel-üçgen-beşgen operasyonları yaptılar. Allah'a şükür bizim ülkemizi çok uğraşmalarına, bir zamanlar "70 cente muhtaç" bırakmalarına rağmen "İneği olanlar ve olmayanlar" diye etnik yapılara bölemediler. Çünkü karşılarında artık GÜÇLÜ bir Türkiye vardı. Çatışmalardan beslenenlerin TEZGAHLAR INI gören ve bilen bir HALK'la uğraşıyorlardı şimdi.
Tek umutları; bu ülkede darbeleri seven, azınlık iktidarları hayalleri ile rüyaya yatan İŞBİRLİKÇİLER... Onun için yurtdışından HALKIN SEÇTİKLERİ 'ne "DİKTATÖR" diye bağırıyorlar... Ve onun içindir içerideki AZINLIK iktidarı rüyasına yatanlar da onlara SUFLE yaparak manşetler çekiyor. Bu ülke halkı bir İNEK satın almaya bile yetmeyecek 70 cente muhtaç günleri gördü, yaşadı. O nesil hala duruyor. Onların çocukları da Allah'a şükür çoğunlukta. Ve "Demokrasi-Sandık- Halk Oyu" diyor tamamı. 7 Haziran, kim ne derse desin HALKI, ÇOĞUNLUĞU iktidara taşıyacak.. Türkiye asla BURUNDİ olmayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.