Kenan Evren Türk siyasi hayatında bir döneme damga vurdu.
Darbe yaptı, iktidarı aldı, Genelkurmay Başkanı'yken kendini Cumhurbaşkanlığı makamında buldu. Ve derken gelinen son noktada yargılandı, önce ağırlaştırılmış müebbete mahkum oldu. Ardından hafifletilerek müebbete çevrildi.
Yargı darbeyi affetmedi. Ve Azrail onun da kapısını çaldı, hastanede hayata veda etti.
Peki nasıl yorumlayacağız onu ve yaşadıklarınıyaşattıklarını?
En ilginç yorum bir yazardan geldi. Diyor ki beyefendi; "Yargı, kısa döneminde Evren rejiminin, darbe zamanındaki siyasi çatışmalar nedeniyle günde onlarca kişinin öldüğü ülkeye kanun ve düzeni yeniden inşa ettiğini göz ardı etti. Evren, 1980'deki yaralı ve felce uğramış Türk ekonomisini yoluna koydu. Yalnızca istikrara dönüşünü sağlamadı aynı zamanda, Evren'in yönetim tarzının sonucu olarak çok daha refah bir döneme soktu." Evet 12 Eylül darbesine methiyeler düzüyor bir yazar. O 12 Eylül'e nasıl geldiğimizi, sokaklarda birbirimizi kovalayarak nasıl darbeye alet olduğumuzu en iyi bilenlerden biri.
ABD'de Devlet Başkanı'nın kulağına, 12 Eylül'de "Bizim çocuklar başardı" diyenleri de biliyor.
Bu ülkede darbelerin kendilerine nasıl yaradığını en iyi bilenlerin başında geliyor.
Çünkü dünyada o kadar çok darbeye çanak tutuyor ki sevdikleri, oradan nasıl milyarlarca dolar rant elde ettiklerini bilecek kadar zeki bir adam o.
Evet o bir İngiliz. Adı; David Barchard, Guardian gazetesinde yazıyor. 12 Eylül darbesini göklere çıkarıyor. "Türkiye kurtuldu" diyor neredeyse. İngilizler açısından bakarsak evet "Türkiye gerçekten kurtuldu"...
Çünkü onlarda "KURTULMA"nın anlamı İngiliz Finans İmparatorluğu'na söğüşlenecek bir üye olarak göbekten bağlanmaktan geçiyor.
Herşeyi bir kenara bırakın, şöyle bir düşünmeye zorlayın kendinizi. David Barchard'ın yazdığı gazete devamlı Türkiye'ye saldırıyor. Ankara'da demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları olmadığını hemen her gün yazıyor. Bizi yönetenlere "DİKTATÖR" diye nara atarak ve anırarak kişniyor. Ve kalkıyor o demokrasi havarisi gazete, köşe yazarıyla "DARBE"yi övüyor? Övmek ne kelime göklere çıkarıyor. Darbeci halk oyunu toprağa gömüyor, kahraman ve kurtarıcı ilan ediliyor.
Bu ülkede HALK OYU ile iktidara gelen "DİKTATÖRLÜK"le suçlanıyor.
İşte bu aymazlık ve dangalaklık adamların bizim darbelerden ne kadar mutlu olduğunu kabak gibi su üzerine çıkarıyor.
Darbelerle yönetilen bir ülke olmamızı ne kadar hayal ettiklerini ve bunun ateşiyle yandıklarını en anlamlı şekilde belgeliyor.
Dünyaya "Demokrasinin beşiği biziz" diyenler, kendi ülkeleri dışında ise "YAŞASIN DARBELER" diye bağıracak kadar iki yüzlü takılıyor.
Ortadoğu ülkelerinde, Afrika'da darbe yapmadıkları, asıl DİKTATÖRLERİ başa getirmedikleri memleket kalmadı.
Sadece Mısır'da yaptıkları darbelerin sayısısnı hesaplayacak matematikçi yok yeryüzünde. İndiriyorlar, ülkeleri perde arkasından soyup soğana çevirerek yönetiyorlar. Darbecileri ve diktatörleri halklara alkışlatıyorlar böyle yazarlar ve medya ordusu ile.
Bakın, dün araştırma şirketi Dealogic'in yaptığı bir çalışma haber oldu dünya medyasında. Bizim hayal edemeyeceğimiz kadar devasa 50 şirket tam 1.1 trilyon dolar yığmış kenara.
Kasaları ağzına kadar dolmuş. Yer kalmayınca çözüm lazım. E tabi en güzel çözüm vergiden muaf olan VERGİ CENNETİ kara para aklama merkezi adacık ülkelerine kaçırmak parayı...
Öyle yapmışlar, trilyon dolarları vergi kaçırma merkezi adacık ülkelerine yığınak yapmışlar. Yani İngiliz sömürgesi adacıklarına.
Dünyada pişer, İngiltere'de afiyetle yenir.
Onun içindir Guardian yazarı tekrar
bizdeki DARBE'yi iştahla pişiriyor!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.