Operasyona maruz kaldığınıza inanıyorsanız, savunmaya geçmek yerine cevap vermek zorundasınız.
Lafla değil elbette, karşı "operasyonla."
Lakin, hedefi iyi saptamalı,
"kuklayı değil, kuklacıyı vurmalısınız."
ABD şayet CIA / MOSSAD üssü haline getirdiği "petrol kuyusu devletlerinden birinin" üzerinden operasyon çekiyorsa, buna (mesela)
Suriye'yle karşılık verebilirsiniz.
Zaten rahmetli
Akif Emre'yle birlikte ilk günden itibaren Suriye politikasının yanlış olduğunu dile getirmiş, karşılığında da tehdit edilmiştik.
Sezai Karakoç üstadımız da "Suriye tuzaktır" diyerek uyarmıştı.
Yazık ki yazık,
"Stratejik Derinlik" belasına bu tuzağa düşürüldük.
İmdi, maruz kaldığınız operasyona en etkili cevabı vermek istiyorsak, söz konusu tuzağı tümüyle bozmanın tam vakti değil midir?
***
Şuncağızı tartışamayız: Türkiye'yi
ABDİsrail rotasına oturtuncaya değin her fırsatta
operasyon çekecekler.
O halde sadece dışarıda cevap vermek yetmez. İçeride de behemehal yapılması gerekenler var.
Malcolm X şöyle demişti: "Eğer dikkat etmezseniz, medya mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize neden olur..."
Fakat malum sosyolojiden dikkatli olmasını bekleyemezsiniz. Zira
Erdoğan nefreti üzerinden dikkat ve rikkatleri mefluç edildi. Yıllar yılı öyle zehirlendiler ki adeta
oyun hamuruna dönüştürüldüler.
Haliyle, "zalimi mazlum, mazlumu da zalim" gösteren o algı operatörü sosyal medya ayartıcılarına karşı dikkatli olmak sorumluluğu da sizin sırtınızdadır.
Bu bilinçle hareket edecek, azami dikkat göstereceksiniz. Kendi mahallenizde bile kimi figürler üzerinden sosyolojiyi nasıl zehirlediklerini göreceksiniz.
Tahrip kalıbına dönüştürülen malum sosyolojiyi de mümkün olduğunca rehabilite edeceksiniz.
Bir tane çürümüşün bile onca emeğinizi algı bakımından berhava edeceğini unutmayacaksınız.
Bunun için de öncelikle "çürükleri" ayıklayacaksınız. Yani, tufeyli takımına, makammevki arsızlarına ve işi gücü küpünü doldurmak olanlara hiç acımayacak, kesip atacaksınız.
Hülasa,
Başkan Erdoğan'ın bu aziz milletle kurduğu gönül köprüsünün aşındırılmasına daha fazla izin vermeyeceksiniz.
Bir de, Ortadoğu'daki hiçbir olayı, ABD emperyalizminden ve onun ileri karakolu mesabesindeki
İsrail'den bağımsız düşünmeyeceksiniz.
***
Filistinliler malumunuz İsrail'in son saldırısına direndiler ve zafer kazandılar.
Irkçı siyonist İsrail'in "aşılamaz" denilen
"Demir Kubbe"sini füzelerle aştılar, dünyanın 4'üncü büyük ordusuna sahip siyonistleri sığınaklara kaçmak zorunda bıraktılar.
Hülasa, Filistinli çocukların paramparça edilmesini
"Ağlama Duvarı"nın önünde zafer çığlıklarıyla kutlayan ırkçı siyonistlere zilletten başka bir şey sunamayan İsrail terör devleti ateşkes yapmak zorunda kaldı.
ABD-İsrail bu yenilgiyi asla unutmaz!
İsrail'in yaptığı katliamlara karşı tüm dünyaya mütemadiyen çağrı yapan
Erdoğan'ın yönettiği
Türkiye'den, Filistin'e para yardımı yapan
Katar'dan ve silah yardımı yaptığı için
Hamas'ın teşekkür ettiği
İran'dan intikam almaya çalışacaklardır.
Bunun için de her yolu deneyeceklerdir.
İsrail terör devleti, tarihindeki ilk yenilgiyi aldığı 2006'daki 33 gün savaşından sonra ne yaptı unuttunuz mu?
ABD ve İsrail'in özellikle de "Arap Baharı"ndan sonra hangi fitne ateşini nasıl yaktığını biliyorsunuz..
Herkes "haklılığına" gerekçe bulur. Önemli olan büyük fotoğrafı görmek.
Sırf kavga etmek içinse haklılığın, yani, etnik ve mezhep asabiyeti nedeniyle İsrail'in önündeki mayınları temizlediğinin farkına bile varamıyorsan, haklılığına lanet!..