CHP'nin İBB Başkanı "Ben yaptım" diye sahiplenmese, AK Parti'nin İstanbul'da yaptığı hizmetleri öğrenemeyeceğiz.
Hadi biz az çok biliriz de, Z kuşağı bilmez. Bilenler de unutmuştur, insan dediğin nisyan ile maluldür.
Neyse ki AK Parti yaptığı hizmetleri İBB Başkanı'na kaptırmama sadedinde anlatıyor da gençler de öğrenmiş oluyor.
Fakat her şeyi de İBB Başkanı'ndan beklememeleri lazım. Daha ne yapsın... Kaldı ki, Türkiye İstanbul'dan ibaret değil.
Mesela, İskenderun'da hayata geçirilen 2.5 milyar dolarlık yassı çelik üretim fabrikasını veya suda yüzen Güneş Enerji Santrali'ni "Ben yaptım" diyemez ya!
Gerçi belli de olmaz! Onda hadi "yüz" demeyeyim de, bu "yetenek" var.
Lakin ilk milli helikopter motorunu veya İHA ve SİHA'ları "Ben yaptım" demesi diyalektik olarak mümkün değil.
Demem o ki "yetenek" de bir yere kadar.
Bir tek Sayın Davutoğlu var yetenekte sınır tanımayan! Gündüz gözüyle "Yüzde 49'u ben aldım" demişti. Hatta, hâlâ aynı şeyi söylüyor. Bir arkadaşı da çıkıp "Bak hocam, Erdoğan bugün AK Parti'den ayrılsa AK Parti sıfır oy alır. Fakat yeni bir parti kursa AK Parti'nin aldığı tüm oyları hatta daha fazlasını alır. Sen de madem yüzde 49'u ben aldım diyorsun dert etme, aynı oyu alırsın yine..." neden demiyor? Çok merak ediyorum; hayal dünyasından uyanmasını isteyen samimi bir dostu yok mu? Yazık, vallahi yazık!
Yetenek dedim de, Ali Babacan'daki yetenek de kimsede yok.
Sahi o yetenek ne öyle!.. Sen kalk hem 3 Mayıs 2018 tarihinde Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olması için 2. sırada imza ver, hem de eşzamanlı Gül'ün muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı olması için faaliyet yürüt.
Partililerini sevabıma uyarayım: Genel başkanlarının aynı anda başka işler yürütme yeteneğine dikkat etsinler!
***
AK Parti yaptığı hizmetleri anlatabilseydi, muhalefet esnafı "AK Parti ne yaptı ki, tek bir fabrika bile kurmadı" diyecek kadar kaptırıp gidemezdi.
Fuat Uğur arkadaşımız geçenlerde AK Parti'nin bu sorununa değindi. Barajlardan köprülere, ağır sanayiden şehir hastanelerine, toplu konutlardan milli savunma sanayisine, teknolojik yatırımlardan Siirt'te 3 bin kişiye istihdam sağlayacak olan Çinko İzabe Tesisi'ne kadar bir yığın icraatın anlatılamadığını dercetti.
E tabii bütün bunlar anlatılamayınca meydan "Yandık bittik kül olduk" tellallarına kalıyor.
Oysa Türkiye 1 milyar dolar kredi almak için IMF'nin direktifleri doğrultusunda Meclis'ten bir gecede 20 yasa geçirmek zorunda kaldığımız günlerden bugüne geldi.
Ki, o günlerde günümüz muhalif işadamlarından biri, "Güneydoğu'dan toprak satalım, borçlarımızı ödeyelim" diyordu.
Felaket bezirgânlarının "Yandık bitik kül olduk" dediklerine bakmayın...
Almanya'nın bile yeni bir pandemi dalgasına daha ekonomik olarak dayanamayız dediği bir dönemde, harici ve dahili bedhahların iğvasına ve ABD'nin onca ambargosuna rağmen bağımsızlık yolunda yeni fırsatlara yelken açan bir Türkiye var.
***
Hıncal Uluç'u ünlü işadamı arkadaşı Abdullah Kiğılı arayıp dünyayı kasıp kavuran pandemi krizini nasıl fırsata çevirdiğimizi anlatmış.
Ve demiş ki: "Bu gidişle 2021 yıllık ihracatımız 200 milyar doların üstünde gerçekleşecek. Gelecek çok daha güzel. Onlar krizi fırsata çevirme yılları..."
Müthiş değil mi?
AK Parti bunları ve daha nicesini anlatamıyor işte.