Bunların o çok demokrat yazarları 15 Temmuz öncesi temenni sadedinde,
"Erdoğan'ı öldürecekler, cesedini bir çöplüğe atacaklar..." demişti.
Nitekim çok geçmemiş,
Gladyo'nun suikast timleri
Marmaris'e doğru harekete geçmişti.
Hedeflerinde
Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı. Muhtemelen o çok demokrat
yazarlarının temennisini gerçekleştireceklerdi.
Böylece...
"Türkiye sokaklarında tank görülmeden iç savaşın çıktığı anlaşılmaz...Türkiye iç savaşın cehenneminden geçmeden iflah olmaz" diyen bilumum yazarçizerlerinin "öngörüsü" tutmuş olacaktı.
Sadece iç savaş değil,
İran'la da sonu gelmez mezhep savaşları başlatılacaktı. Sonuç itibarıyla, Anadolu coğrafyasının mahvına neden olacaklardı.
Şükür ki şükür,
Sayın Erdoğan'ın önderliğinde bu aziz millet, polisiyle, askeriyle 15 Temmuz'da şanlı bir direnişle işgale engel oldu.
"Atatürkçü" okurlarım için hülasa edecek olursam:
Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl ki
Mustafa Kemal Atatürk kurdu, 15 Temmuz'da da
Recep Tayyip Erdoğan kurtardı.
***
Bu ülkeyi kurtaran lideri,
Menderes'in akıbetiyle tehdit etmenin hiçbir tevili olamaz.
CHP'li Engin Altay boşuna tevil etmeye çalışmasın. (Menderes'in akıbetini gerekçelendirmek de darbelerin gerekçesi olabileceğine inanan hastalıklı zihinlerin marifetidir.)
"Erdoğan'ı öldürecekler, cesedini bir çöplüğe atacaklar" diyenlerin neye güvendiklerini 15 Temmuz işgal girişimiyle gördük.
Peki, Erdoğan'ı Menderes'in akıbetiyle tehdit eden bu
Engin Altay'lar ve ondan önce de
"bi şekilde" lakırdısıyla arzı endam eden
Canan Kaftancıoğlu'lar kime güveniyorlar?
Eline iyi bir kâğıt geçince kuyruğunu sallayan
poker oynayan köpek gibi neden ellerini açık etmeye başladılar?
Bunların ellerine kim neyi verdi?
Bu sorular bizi ister istemez
RAND raporuna götürür.
Pentagon için hazırlanan mahut raporda, Türkiye'yi girdiği bağımsızlık yolundan döndürmek için
Erdoğan'ın alaşağı edilmesinin şart olduğunu, bunun için de muhalefetin konsolide edilmesinin yanı sıra
"askerden askere ilişki" kuracak şekilde kompakt bir müdahalenin gerçekleştirilmesi öneriliyordu.
RAND raporunu,
ABD Başkanı Biden'ın Erdoğan'ı hedef alan malum
konuşmasıyla birlikte düşünmekte fayda var.
***
Muhalefetin konsolide edilmesi her şeyden evvel sosyolojiyi operasyona hazır hale getirmeye matuftur.
Erdoğan nefretiyle gözlerini kör ettikleri sosyolojiyi öyle hale getirdiler ki
vatan mevzubahis olsa da görecek veya tepki
verecek halleri kalmadı. Erdoğan düşmanlığı,
hayatlarının anlamı olmuş nerdeyse!
Sosyolojiyi böyle kör ettikten sonra her gerçeği çarpıtabilir, her yalanı rahatlıkla yutturabilirsiniz.
Mahalle baskısıyla da olmadık insanlara olmadık şeyler yaptırabilirsiniz.
O kadar ki vaktiyle Gladyo'nun gadrine uğramış antiemperyalist yurtseverleri bile amacınıza "hizmet" ettirirsiniz de farkında olmazlar.
Mesela...
"Erdoğan olmasaydı Mavi Vatan'ımızı savunmak şöyle dursun Akdeniz'e ayağımızı bile sokamazdık" diyen emekli bir amiralin...
"Montrö'yü araç olarak kullandık" itirafında bulunan, ABD merkezli CFR (Dış
İlişkiler Konseyi) ile bağlantılı GİF (Global
İlişkiler Forumu) üyesi
Ergun Mengi'nin o
bildirisinin altına imza atmasının başka izahı
yoktur.