Pandeminin ilk haftasından itibaren muhalif güruh "Sokağa çıkma yasağı ilan edilsin!" diye tutturmuştu.
Bir de "Hükümet para bassın dağıtsın" talebinde bulunmuşlardı.
Vaka sayısı artınca da hepten coşmuşlardı.
Ölü sayısı açıklanmıyor diyeninden tutun da ölüler bilinmeyen yerlerde açılan toplu mezarlıklara gömülüyor diyenine kadar gırla gitti.
İşin garibi aynı ağızlardan "Hükümet IMF'den yardım almak için ölü sayısının artmasını istiyor" lakırdıları sudur etti.
İçlerinde en sevimlisi CHP eski Milletvekili
Barış Yarkadaş'tı. Geliştirdiği bilimsel bir yönteme göre test sayısını
444 ile çarpıp vaka sayısına kolaylıkla ulaşmak mümkündü. Ne ki, sevimli dostumuz bir canlı yayında talihsizlik yaşamış, 40 milyon enfekte yurttaşımız olduğu savını kanıtlamak için 444'le çarpacak test sayısı bulamamıştı.
Bir başka CHP milletvekili de Türkiye'nin
İngiltere'den ABD'ye
kadar sağlık malzemesi
yardımında bulunduğu
bir dönemde
"Uganda bile
Türkiye'den iyi" deyiverdi...
Pandemiden umdukları randımanı alamayınca "Tüm yurtta sokağa çıkma yasağı ilan edilsin, yeter artık!" söylemini tekrar terennüm etmeye başladılar.
Haftalar boyu fasılasız sokağa çıkma yasağı uygulanacak, Türkiye adeta kontak kapatacak, en temel ihtiyaç maddelerinde sıkıntı yaşayacak, memurunun maaşını bile ödeyemeyecek, nihayetinde IMF kapılarında diz çökecekti.
Böylece "
Sosyete Faik" de otel odalarında IMF ile gizli gizli görüşmek zorunda kalmayacaktı.
Hülasa, Türkiye teslim olacak, bunlar da iktidar olacaktı.
Lakin, bekledikleri olmadığı gibi Türkiye pandemi koşullarında vatandaşına para dağıttı. Hiçbir gıda maddesinin de yokluğunu yaşatmadı.
Muhalif güruhun önerdiği gibi para da basılmadı. Şayet basılsaydı, "Bir çuval parayla bir ekmek alabiliyoruz!" diye "duyar kasacaklar," kışın da "Isınmak için para yakıyoruz!" diyeceklerdi.
***
Türkiye 2020 ikinci çeyrek büyüme verilerine göre yüzde 9.9 daralınca anında yaygara kopardılar.
Sanki "sokağa çıkma yasağı ilan edilsin" diyen bunlar değilmiş gibi.
Kaldı ki pandemi koşullarında Euro Bölgesi'nde yüzde 15, Fransa'da yüzde 19, İtalya'da yüzde 17.3, Almanya'da yüzde 11.7, İspanya'da yüzde 22.1, İngiltere'de yüzde 21.7 daralma yaşandı. Yani, Türkiye'nin 2020 yılı ikinci çeyrek büyüme verisi bu ülkelere kıyasla çok daha iyi.
ABD mi?
Euro Bölgesi'den nerdeyse 2 kat daha felaket durumda.
"Madem öyle dolar neden yükseliyor?" diyorlar.
Cevabı basit:
AK Parti İkinci Dünya Savaşı'nı kaybettiği için, ABD Doları
rezerv para oldu. Dolar basmanın maliyeti
sadece kağıttan ibaret zaten...
Bu sefer de "Ama Almanya da İkinci Dünya Savaşı'nı kaybetti" diyeceklerdir.
Cevap yine basit:
Almanya 45'ten beri sabah akşam çalıştı ama
Erdoğan, AK Parti ve özellikle de
Berat Albayrak 1945'ten beri yatıyor!
Evet, şaka, ama bu seviye başka cevabı da hak etmiyor.
Yerli otomobile bile direnç gösteren bu kafanın Almanya'yı misal vermesi gerçekten de trajikomik.
Bu kafanın vaktiyle de rahmetli Erbakan'a sırf "
ağır sanayi hamlesi" yüzünden yapmadığı kepazelik kalmamıştı.
***
Her fırsatta eleştirdikleri Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde yaptığı yatırımlar sonucunda, Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz bulununca malumunuz karalar bağladılar.
"
Eyvahlar olsun! Japonya olmayı hayal ederken, Suudi Arabistan olacağız!"
yollu feryat ettiler.
Bu feryadı duyan kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye'nin Suudi Arabistan olmasına müsaade etmeyeceklerini kredi notunu düşürerek ortaya koydu, haliyle dolar da yükseldi.
Bu arada, "ekonomik operasyonun" masal olduğuna bizi inandırmaya çalışan
Kemal Derviş'in bilumum dervişleri de hepten masal oldu.
Muhalif güruhun Doğu Akdeniz'de petrol yatakları bulunacak diye ödleri patlıyor.
Oysa en temel yurttaşlık bilgisidir: Bu vatan iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin.