İnsan denen varlığın temel özelliği etkileyen ve etkilenen olmasıdır. Malumunuz eşyalar eskirler, yıpranırlar, kırılırlar ama asla etkilenmezler.
Yanlış anlaşılmasın, etkilenmez dediğim, fikir değiştirmezler.
Yoksa eşyalar da "yaralanır" ve hatta "hasta" olurlar. (Gerçi ben şimdiye değin izmarite çok maruz kaldığı için akciğer kanseri olan kül tablası görmedim.)
Demem o ki, eşyaların aksine insanlar doğaları itibariyle fikir değiştirirler. E tabii değiştirmek için de öncelikle bir fikir sahibi olmak lazım.
Her insan entelektüel donanıma bağlı olarak bilinçli hale gelebilir veya tam aksine körelebilir.
Evet, körelebilir!
"Okumakla" cahil bile olunabilir. Nasıl demişti Sakallı Celal: "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur."
Lakin hiçbir eşya ne cahil olur ne de okur; ne fikir sahibi olur ne de bilinçlenir.
Söz gelimi, masaya eşek yükü kitap yüklesen de gram bilinçlenmez, hiç kitap yüzü görmese de cahil kalmaz.
Ağır yük yüklenen masalara, "yeryüzününezilen tüm masaları birleşin"deseniz de fayda etmez.
Hiçbir masanın "sınıf bilinci" gelişmez. Yükten dolayı itiraz etmez, isyan etmez.
Çok ağır ve çok değişik yüklere maruz kaldığında, Cansever'in o masası gibi en fazla bir iki sallanır durur, bana mısın demez.
***
Algı operatörleri üzerinde çalıştıkları sosyolojiyi zamanla "dramatik nesneler" haline getirdiler. İşlem görmüş veya metamorfoza uğramışbu insanlar masadan farksız hale geldiler; al ordankoy buraya, artık bana mısın demezler.
Öylesine korkunç bir metamorfoza uğramışlardır ki "enformasyon" kör ve sağırlıklarını artırmaktan başka işe yaramaz.
Mesela, orman yangınlarını herkesten önce duyup ayağa kalktılar ama bu yangınları PKK'nın yaptığı ortaya çıkınca kör kütük sağır oldular. HDP il binasının önünde analar dağa kaldırılan çocukları için günlerdir ağlıyor, bunlardan "tık" yok.
Sonuç itibariyle Fetullahçı haşhaşilerdenfarkları yok.
Fethullahçıların afyonu "dine karşı din" yani "Amerikancı İslam," bunların afyonu yalanlamalul algı.
Afyonsuz nefes alamaz hale geldiler.
Gavara kafalı yazarçizerleri hiçbir şey bulamazsa, "megri megri" şeklindeki pespaye analojilerle bu Natotürkçü dangalakları afyonlayabiliyorlar.
***
Bir de menfaatlerini put edinen, şereflerini develerinin sırtında taşıyan çağdaş Ebu Süfyan'lar var.
Bunlar masa değildirler elbette. Ama işlerine gelmediğinde bir masa kadar sağır ve kör olurlar.
Sanatçıyım diye dolaşırlar ama "sol memelerininaltındaki cevahir" kararmış, haberleri yok.
Alayını toplasanız, Bresson'un o (Au Hasard Balthazar) filmindeki koca gözlü eşeğinin gözündeki yaş kadar vicdanları yok!
Bak kardeşim...
Dinsiz ol, kitapsız ol, Allahsız ol, ateist ol, solcu ol, sağcı ol, deist ol, muhafazakâr ol, liberal ol, demokrat ol, Kürt ol, Türk ol, Çerkez ol, Laz ol, Zaza ol, Sünni ol, Alevi ol, İsevi ol, Musevi ol, işçi ol, işveren ol, işsiz ol.
Hülasa kim olursan ol; ister "Cem Yılmaz," ister "Cem Yılan" ol.
Şayet bu topraklarda yaşıyorsan, HDP Diyarbakır il binasının önünde, "Oğlumun cesedine bile sarılmaya razıyım yeter ki geri verin oğlumu" diyen o annenin feryat figanına sessiz kalamazsın.
Hele hele ota b.ka duyar kasıp, o analara sukut suikastında bulunamazsın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.