Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur.
Böyle demişti rahmetli
Muhsin Yazıcıoğlu vefatından kısa süre önce.
Yazık ki artık "
fırıldaklık" milli spora dönüştü.
Hani diyor ya Sayın Cumhurbaşkanı, kimler kimlerle beraber, aynen öyle.
İbretle izliyoruz.
Şükür ki şükür adam gibi adamlar da var; "kara siyasayı" iplemeyen klas duruşlarıyla çelik gibi adamlar.
Bunlardan biri sevgili dostum
Mehmet Sadi Bayazıt.
Ramazanın bu ikinci gününde size onun şiirlerinden minik bir seçki sunmak istiyorum..
***
öyle bir soru bekledik ki mesih gibi
girecek bir gün hışımla içeri
bütün cevaplar ayaklanacak
hangi köyün delisi yalnızlık
o gün gelir isterse gelmesin
hak gelir batıl arazi olur
kollar bekleyeni bulur şairler sözlerini
hangi yolun yolcusu yalnızlık
***
sen yine de ayın geçtiği yerlere yakın dur
düşe kalka ölen çocuklara görün
makam sevmemiş kadın sevmiş cinaslı
hüzzam hicaz nihavent
habis nefis muhteris
biz bu gözlere göre gönüller değiliz
şimdi kim sağacak sabahın nur yüzünü
yürekler fora
içimizdeki en safımız demlesin gecenin hüznünü
sonu yok, hiçbir yolu yok, yol alır gider bu kervan
kanatlar kırılır, dağılır devran öteye beriye
ihtiyacı var sana sözlerimizin
sen de gidersen ne kalacak geriye
***
ne kadar derinden okunduysa şereften
bir şey uçtu tüy gibi dört nala
ölen katlar arasında
içimizdeki çocuğa niyetleniyor evrensel sübyancılar
bu kaçıncı keder ölen var ölmeyen var
gitmelerin de bir sonu var
sevdikten sonra ölmek bedava
nasıl dert sahibi olduysa yıldızlar
unuttular aşıkları
bir şey uçtu tüy gibi dört nala
ölen katlar arasında
bu kaçıncı bahar sayan var saymayan var
bizden sonrası kızıl kıyamet
öldükten sonra sevmek bedava
***
bir fani acziyeti ürperir tende bir gece
de ki bir güzelin ağzından
sanki bize hiç yazılmamış gibi ölüm
ne ağır ne huzursuz bir uyku
vahşetin dayanılmaz dedikodusu
aradım bulamadım avizeler altında bir kuytu
iyisi mi biz
ıssız köy camilerinde buluşalım
Allahım
***
huzurumuz kederlidir bizim acelesi var sözlerimizin
hani ölmeyecek kadar yiyecektik
ikincisi yazılacakmış gibi duruyor sessizliğin müsveddesi
aramızda en güzelimiz aşkmış
o da boşanmış tek sufle son nefesinden
yalnızlığı adam edemedik hepsi bu
***
harun namına dur kekeme musa
usulca yere bırak ellerini
koy başını arasına
bırak rüzgar bildiği işi yapsın
gül bildiği işi