Sekreter, bir adamın kendisiyle görüşmek istediği haberini verince...
"Hangi adam" diye sorar, editör. Ve diyalog şöyle akar:
SEKRETER: "Kim olduğunu bilmiyorum. Daha önce hiç görmedim, garip bir adam. Bir yazara pek benzemiyor doğrusu."
EDİTÖR: "Yazardır. Mutlaka biryazardır. Bugünlerdeherkes bir şeyler yazıyorama kimse yazarabenzemiyor. Ne kadarçok yazara benzemezseno kadar çok kitapyazıyorsun."
(......................) Duşan Kovaçevicünlü oyunu"Profesyonel"de Marta(Sekreter) ile TeodorTeya Kray'ı (Editör) böylekonuşturur.
Evet, artık yazarlar, yazara benzemiyor. Zaten çoğu "yazarkasa" olmanın derdinde.
Ama sadece yazarlar değil.
Karpuz alıyorsun, karpuza benzemiyor.
Patlıcan patlıcana...
Adama benzemeyen biri de, CHP'de bilmem ne komisyonu başkanlığına getirildi, iyi mi?
***
Bir acayip dönem ki...
Bayram geliyor, bayrama benzemiyor.
"Şaire" bakıyorsun (ruhunu satmış namussuz, ablak zibidi) şaire benzemiyor.
"Solcuya" bakıyorsun solcuya benzemiyor, matine - suare ABD'nin gözüne bakıyor.
"Milliyetçiye" bakıyorsun, milliyetçiye benzemiyor; FETÖ'nün kayığına binmek için parti kuracak kadar hem de!
"Atatürkçüye" bakıyorsun, GaziPaşa'nın "Bağımsızlık benim karakterimdir"sözünden habersiz.
Haliyle...
Bu ülkenin bağımsızlığı için "ölümüne,ölümüne" direnen Erdoğan'a çemkirirken,ülkesini "müstevlilere" şikâyet edenKılıçdaroğlu'nun peşinden gitmeyi marifetsanıyor.
"Dindara" yahut "muhafazakâra" bakıyorsun, Müslüman'a benzemiyor.
Dedikodu, iftira gani. Takva sandığımız o halleri de, yoksulluktan ibaretmiş, artık besbelli.
Gösteriş toplumunun maymunları oldular. "Vıııııın... vııın" geçiyorlar aramızdan.
Hani lan...
"Mülk Allah'ın"dı.
***
Şükür ki şükür çok da güzel insanlar var aramızda; dünyanın bir ucunda hiç tanımadığı insanların dramına yüreği kavrulan.
Tıpkı...
Hiç tanımadığı insanların yardımına koşup 22 Ağustos 1992'de Bosna'da şehit düşen Kürt kardeşim Selami Yurdan gibi.
Ah o "önden gidenler" ah!
"Ümmeti gözetmen gerekli" diyen yedi güzel adamdan Cahit (Zarifoğlu) abi mesela.
Mesela, Ayşe Abla (Şasa)... "Gözyaşı çetesi" kurmaya çalışmıştık onunla kaç gece yarısı.
Ve Ahmet Bayazıt ve sarsılmaz çelik adam Orhan Evci ve canım abim AkifEmre.
Bir de Sait Yakut vardı.
En az görüşüp en çok tanış olduklarımdan biriydi. Öfkesinden kelimeler yontar, mürailerin canına okurdu.
Müthişti.
Bir defasında şöyle yazmıştı: "SeniAllah'a, Allah'ı da sana emanet ediyorum,dedi; ayrılırken, şekavetimdenmuzdarip, cami avlusunda kurduğudarağaçlarına şeytanını asan, beş vaktinfelahını ukba hesabına online EFTeden finans kapital mümini, mühendisağabeyim..."
Ne diyeyim...
Önden gidenlere sonsuz rahmet, kalanlara selam olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.