Cennetin kapılarının açıldığı ramazan ayınca siz de sinenizi açın. Dilinizi, kalbinizi, gözünüzü ve sözünüzü temizleyin. Sadece O'na yönelin, her şeyi geride brıakın. Unutmayın, cennet önünüzde cehennem arkanızda. Bu ramazanla birlikte artık sadece önünüze bakın…
Yüce Rabbimiz bize yine rahmet edecek. Yine cennet kapılarını açacak. Yine şeytanlara zincir vuracak. Yine merhametiyle muamele edecek. Yine melekler inecek. Yine aramıza dağılacak ve "Ya Rabbi şu tövbe eden tövbekârlara rahmet nazarıyla bak" diyecek.
Yine Rabbimiz yer semasına tecelli edecek. "Yok mu bağışlanma dileyen bağışlayalım" diyecek, "Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim" diyecek, "Yok mu rahmet dileyen rahmet edeyim" diyecek.
Kardeşlerim. Cennet kapıları açıldı. Ziyaretçilerini bekliyor. Yok mu burası için gayret eden, yok mu burasını özleyen, yok mu yanıma gelecek olan diye sesleniyor. Cennetin sonsuz ırmakları, nihayetsiz güzellikleri, sınırsız nimetleri, bahçeleri, bostanları, miskten daha güzel kokuları sizi bekliyor. Siz cenneti özlüyorsunuz belki ama esasen cennet sizi özlüyor.
Tıpkı cennetin Hz. Ali'yi özlediği gibi. Cehennemden uzaklaşmaya hazır değil misiniz?
Mahşer önünüzde. Yakın. Ölüm de, yaşam da o kadar yakın, o kadar acil, o kadar apansız. 'Cennet birinize ayakkabısının bağları kadar yakın. Cehennem de öyle' demiyor muydu Hz. Resul.
Gelin bu mevsim Rabbinizle ahdinizi yenileyin. Sözünüzü tekrarlayın. Ahd-u cezmu kast ettim deyin; tam bir kararlılıkla söz verdim deyin, mümin olmaya, mümin kalmaya. Cennete talip olmaya. Günahlara dönmemeye söz verin.
DİLİNİZİ TEMİZLEYİN: Küfürden, gıybetten, suizandan, düşmanlıktan, hakaretten, başkasının namusuna, iffetine dair söz söylemekten.
KALBİNİZİ TEMİZLEYİN: Kinden, art niyetten, niyetsizlikten, buğz etmekten, haset etmekten, Rabbe asi olmaktan, isyanınızı yatıştıramamaktan, hatta buğza buğz etmekten temizleyin. Namaza hazırlanırken; yanına gelip de bir sahabe hakkında aleyhte söz fısıldayan sahabeye "İçinize çıkarken benim kalbimi meşgul etmeyin, birbiriniz aleyhinde söz fısıldamayın" diyen Hz. Peygamber (s.a.v.)'i düşünüp niyet kurun kalbinize, söz yerleştirin, iş yaptırın elinize, adım attırın ayağınıza işte böyle.
GÖZÜNÜZÜ TEMİZLEYİN: Başkasının duvarına, penceresine, namusuna, özeline, cebine, şerefine, makamına, izzetine, iffetine, varlığına, yokluğuna, sizi ilgilendirmeyen işine gözünüzü dikmekten temizleyin.
SÖZÜNÜZÜ TEMİZLEYİN: Ayrı gayrı yapmaktan, insanları; mezhebine, meşrebine, ırkına, diline, aidiyetine, memleketine, siyasi bakışına, dünya görüşüne göre hedef yapmaktan sözünüzü temizleyin. Bu açık, bu kapalı, bu solcu, bu ateist, bu budist, bu mümin, bu münafık gibi keskin sözlerden uzak durarak 'bu insan', 'bunu da Hak yarattı, buna da Rahman tecelli etti.' diyerek nazar et. Sonra nazarını onun kalbine yönelt. Orada bir âlem bulacaksın. Belki o an içten, Ya Rabbi bu insanımıza da iman ve İslam hidayet ver dersen faydası olur. Yankı bulur. Makes bulur. Haydi bakalım. Cennet önünde. Cehennem arkanda.
RAMAZANA KENDİNİZİ TANITIN
Ramazan öncesi Efendimiz (sav) şöyle konuştu: "Ey insanlar! Sizi büyük ve mübarek bir ay gölgeledi. O ay içerisinde bir gece vardır ki, bin aydan hayırlıdır. O, öyle bir aydır ki; Allah, gündüz orucunu farz, gece ibadetini nafile kıldı. O ay içerisinde bir hayır işleyen, diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur. O ayda bir farz işleyen, diğer aylarda yetmiş bin farz işlemiş gibi olur. O sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. O yardımlaşma ayıdır. O ayda müminin rızkı bereketlendirilir. Ramazanda kim bir oruçluyu iftar ettirirse, bu, günahlarının bağışlanmasına, cehennemden azat olmasına sebep olur ve oruçlunun sevabından hiçbir şey eksiltilmeksizin onun sevabı kadar sevap alır."
Bunun üzerine sahabe: 'Ya Resulullah! Hiçbirimiz oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz', dediklerinde, şöyle buyurdu: "Allah bu sevabı oruçluyu bir hurma ile veya bir içim su yahut bir yudum süt karşılığı ile iftar ettirene de verir. Ramazan ayı öyle bir aydır ki, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluştur. Bu ayda hizmetçisinin yükünü hafifleteni Allah bağışlar ve cehennemden kurtarır. Ramazan ayında şu dört şeyi çok çok yapınız. Bunlardan ikisini yapmakla Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisini yapmaktan da boş durmayınız. Rabbinizi razı edeceğiniz dört haslet şunlardır:
1- Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahadet getirmek.
2- Allah'ı anıp istiğfar etmek.
3- Allah'tan cenneti istemek.
4- Cehennemden O'na sığınmak.
SORU - CEVAP
Kabir azabı var mıdır?
İslam inancına göre kabir azabı vardır. Bazı ayetler buna işaret eder. Sahih hadisler de bunu açıklar (İbrahim Suresi 27; Mümin Suresi 46). Peygamberimiz, "Kabir, cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur" buyurmuştur.
Ramazan orucunu tutamayacaklar, her gün için ne kadar bedel ödeyecekler?
Bu yıl oruç tutamayacak olanların ödeyeceği bir günlük bedel bir kişinin bir günlük doyumu kadardır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yılki fitre ve fidye bedelini 15 TL (onbeş TL ) olarak belirledi. Bunun altında ödemek doğru olmaz. Ama daha üstü verilebilir. Yani üst sınırı yoktur. Sadaka-i fıtır da aynı miktardır.
Gebe olan bir kadın oruç tutabilir mi?
Gebe olan bir kadın doktoruna danışmalıdır. Bu konuda inancınız hakkında bilgisi olan bir doktorun beyanı bizim için esastır. Ancak bu hususta sizin de kararınız ve durumunuz önemlidir.
BİR AYET
"(Ey Muhammed!) De ki: "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız."" (En'am, 151)
BİR HADİS
"Hurma bulabilen hurma ile orucunu açsın, hurma bulamayan da su ile iftar etsin. Çünkü su temizdir." (Ebû Dâvûd, Sıyam: 21; İbn Mâce, Sıyam: 25)
BÜYÜKLERİN DUALARI
Zeynelabidin'in Duası
Rabim! Günahlarım dilimi lal etti, konuşamıyorum; zira elimde hiçbir gerekçe yoktur. Ben (günahım) musibetimin esiri, amellerimin rehinesi, günahlarımın müdavimi, hedefimin şaşkınıyım. Kendimi sana karşı cüretkârca davranan, tehditlerini küçümseyen bedbahtlar yerine koydum. Aman Allah'ım! Hangi cesaretle sana karşı cüretkârlık yaptım, kendimi hangi kuruntularla aldattım? Efendim! Ayak tökezlemelerime ve yüz üstü düşmelerime acı. Cehaletime hilminle, kötülüğüme iyiliğinle mukabele et. Ben günahımı ikrar, hatalarımı itiraf ediyorum. İşte bu elim, bu da alnım. Kısas uygulaman için kendimi sana teslim ediyorum.