Yalan, nerede ve kim tarafından işlenirse işlensin haramdır, çirkindir. Ama ibadet esnasında ise daha da çirkindir, daha da ağırdır.
Onun için "Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse, Allah'ın onun yemesini, içmesini terk etmesine hiçbir ihtiyacı yoktur" (Buhari, Savm) buyurulmuş.
Oruç ve yalan bir araya gelmemeli. Yalan haramdır ama oruçludan çıkarsa daha şiddetli haramdır. Yani her günah aynı şiddette değildir.
Bundan ötürü de Hz. Peygamber'in (s.a.v.) eşlerine gelen uyarı manidardır. Şöyle buyurdu:
"Ey Peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayasızlık yaparsa onun azabı iki katına çıkarılır. Bu Allah'a göre kolaydır. Sizden kim, Allah'a ve Resulüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükafatını iki katı veririz." (Ahzab, 30-31)
Günahı işleyen Allah'a daha yakınsa, günahı daha şiddetle karşılık görür. İyiliği işleyen Allah'ına daha yakınsa sevabı da daha kat kat olur.
Sahabenin bir kısmı peygamberimizin vefatından sonra Mekke ve Medine'den uzaklaşmıştır. Sebebi de şudur: Harem bölgesinde işlenen günahlar işlendikleri yer itibarıyla daha büyük kabul edildiği için o bölgede ikamet etmekten çekinirlerdi. Herkes kendi durumuna göre günahını düşünmek ve teraziye koymak zorunda. Günahınız hesap ettiğinizden daha büyük olabilir. Hesap da daha çetin olabilir. Başkasını tehdit ettiğiniz azabı esasen siz hak etmiş olabilirsiniz.Çünkü ne bu dünyada , ne de öteki âlemde kimsenin cennet garantisi yoktur.
HAVA SOĞUK, YARDIM ZAMANI
Havalar aniden soğudu. Herkesin imkânı bir değil. Yüzlerce mail alıyorum. Evini ısıtamayanlar var. Çevrenizde de vardır. Çocuklar ve yaşlılar daha çok ısınma ihtiyacı hissederler. Duyarlı olalım. Bu aralar biraz daha cömert davranalım. Elbette yardım için harcadığımızın kat kat fazlasını Yüce Rabbimiz lütfeder. İade eder. Ya burada ya da ahirette. Öncelikle çevremize yardım edelim. Olumsuzluklar yardım duygumuzu kırmasın. Bilelim ki şerr beş on kişi ise, hayır yüzbinlercedir. Kötüler beş on kişi ise, iyiler yüzbinlercedir. Sadece kötülerin sesi daha çok çıkıyor. Çünkü kötüler de kötü olduklarını biliyorlar. Karanlıkta kalanın bağırdığı gibi bağırıyorlar.
MAİDE SURESİ NASIL İNDİ?
Kuran-ı Kerim'de en son inen sure Maide Suresi'dir. Medine'de inmiş ve 120 ayettir. Bu sure bir seferde yetmiş bin meleğin kontrolünde Hz. Peygamber'e (s.a.v.) inmiştir. Hz. Aişe "bu surenin helalini helal, haramını haram bilin" demiştir.
Esma binti Yezid (r.a.) der ki: "Ben Peygamberimizin (s.a.v.) devesi Gadba'nın yularını tutuyorken bu sure Hz. Peygamber'e (s.a.v.) inmeye başladı. Vahyin ağırlığından az daha devenin baldırları çatlayacaktı.
Bu surenin üçüncü ayetinden en azından 14 emir ve yasak çıkarılmıştır. Halbuki ayetin uzunluğu netice itibarıyla üç satırdan ibarettir. Bu da, Kuran-ı Kerim'in az kelimeyle çok hususu aktarma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Bu ayetin içerdiği emir ve yasaklar şöyledir:
1- Kendi kendine ölmüş (murdar) hayvanın eti yenmez.
2- Kan içmek haramdır.
3- Domuz eti yemek haramdır.
4- Allah'tan başkası adına kesilen hayvan murdardır, eti haramdır.
5- Boğularak ölen hayvan murdardır. Eti yenmez.
6- Darbe sonucu ölmüş hayvan eti yenmez, haramdır.
7- Yüksekten düşerek ölmüş hayvan eti yenmez, haramdır.
8- Boynuzlanarak ölmüş hayvan eti yenmez.
9- Yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanarak ölmüş hayvan eti yenmez.
10- Kâbe'nin etrafında dikilmiş olan (putu simgeleyen) taşlar üzerine konularak kesilmiş hayvanın eti yenmez.
11- Fal oklarıyla kısmet aramak yasaklanmıştır. (Cahiliye döneminde Araplar bir işi yapmak istediklerinde torbanın içine üç ok koyarlardı. Birinin üzerine "yap" diğerine "yapma" yazılırdı. Diğeri ise yazısızdı. Kura çekilirdi, kurada yazısız çıkınca tekrar edilir. Evet ve hayır çıkınca ona göre hareket edilirdi. Kuran-ı Kerim bunu yasaklıyordu.)
12- Kim zorda kalırsa, aç kalır ve çaresiz olursa bu yasaklananlardan aşırı gitmemek üzere yiyebilir.
13- Boğulmuş, darbelenmiş, yüksekten düşmüş, boynuzlanmış bu tür hayvanlar -mesela bir koyun veya inek- ölmeden önce kesilirse eti helal olur ve yenilebilir.
14- Yüce Allah din olarak İslam'ı seçmiş ve başka bir din kabul etmemiştir.
Denilmiştir ki bu ayet Hz. Peygamber'e veda haccında ve arafatta iken inmiş Kuran'daki son hüküm ayetidir ve bu ayetten sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) ancak 80 gün yaşamıştır.
***
Yine bu surenin 6. ayetinde; Namaz, abdest, gusül ve teyemmüm emirleri getirilmiştir.
Bu surenin 28. ayetinde hırsızlığın cezası getirilmiş; 106. ayetinde ise vasiyet yapmak ve doğru şahitlikte bulunmak emirleri getirilmiştir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.