Geçtiğimiz günlerde
atv Son Durak'ta Koronavirüs'ün yayılma
hızıyla ilgili sorularımızı yanıtlayan
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta şu uyarıyı yaptı:
"Unutmayınız ki, sosyal
medyada felaket haberlerinin yayılma hızı, Koronavirüs'ün yayılma hızının katbekat üzerindedir." Doktorumuz iğneyi cebinde saklayıp çuvaldızı gazetecilere saplıyor ama sonuna kadar haklı.
Zira gazeteciler olarak kimi zaman
haberi ilk duyuran olmanın hevesiyle aceleci davranabiliyoruz. Mesleğin temeli olan
teyit etme, doğrulama refleksini ihmal edebiliyoruz.
Hata yapıp,
yalanın yayılmasına neden olabiliyoruz.
***
Çuvallamanın bir diğer nedeni de
meslekten ziyade kişiliğimizle alakalı olabilir.
Eğer farklılıklara kapalı, kendi dünyasına hapsolmuş ve ön yargılarıyla idare eden biriysek,
nalıncı keseri gibi algıladığımız her veriyi kendimize yontabiliriz. Elinde çekiç olanın her şeyi çivi gibi görmesi misali, gerçeği eğip bükebiliriz.
Ama bir olur iki olur hadi üç olur değil mi?
Her
seferinde tufaya geliyorsak, zırt pırt sosyal medyada yaydığımız enformasyonu dönüp siliyorsak, sonra da hiçbir olmamış gibi
ıslık çalıyorsak daha ciddi sorunlarımız olduğu kesindir.
***
Bir de
yalan çobanlığı alışkanlık haline getirip yalama olmuş tipler var
ki, onlar için ne söylesek boş.
Yalnızca "
Koronavirüs Türkiye'ye girdi" diye önden giden, ardından da
"Sağlık Bakanlığı tedbir alamıyor" diye "duyar kasan" ve milleti paniğe sevk
eden çamurlardan bahsetmiyorum.
Her ani ve beklenmedik gelişmede benzer karakterler devrede.
Garip olan,
yaşayanı öldürdüklerine, ölüyü de dirilttiklerini defalarca şahit olduğumuz bu güvenilmez tiplere
hala itibar ediliyor olması.
Bakıyorum, anında yalanlanan sosyal medya paylaşımları binlerce kez retweet ediliyor, beğeni alıyor.
Muhtemelen
ilk gazı, her türlü manipülasyon hanelerine artı yazılan FETÖ'nün trolleri veriyor. Sonrasında ise etkileşimin,
paylaşımın çok olması sazanları çekiyor.
Gerçek ortaya çıktığında hiçbir yaptırımı olmadığı gören gazeteci kılıklı simsarlar da, reklamın kötüsünün iyisinden daha etkiliymiş diyerek vuruyorlar yalanın dibine.
Yalandan kim ölmüş ki?