Yangın, sel felaketi, ardından Afganistan meselesi araya girince siyaset gündemi biraz geriye düştü. Ancak bu siyaset kulislerinde hareketliliğin olmadığı anlamına gelmiyor. Siyaset kulislerinde müthiş bir heyecan ve aynı oranda da derin bir "korku" var. Özellikle de muhalefet cephesinde.
Muhalefet cephesi, "İktidara geliyoruz"havasını sürdürmeye çalışsa da farkındaoldukları bir gerçek var: Türkiye'ninküresel çaptaki yükselişi ve ekonomidekişaşırtıcı yükseliş, 2023 hesaplarınıaltüst edebilir. Tabii sadece bu değil,aslında muhalif partiler ve siyasi aktörlerde, ne iktidara karşı ne de kendi aralarındaanlamlı bir fark yaratamadı. Mesela,CHP'nin oyu yerinde sayarken, İP'tekiyükseliş de umut verici değil.
En önemlisi, ortalarda çok sayıda "yıldızı parlayan" isim dolaşsa da kimin aday olacağı ve kimin kimlerle ittifak yapacağı bilinmiyor.
Bu da doğal olarak muhalefet cephesinde gerilim ve korku yaratıyor.
Bunu en yoğun biçimde yaşayan isim de CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu.
Son 10 yılda 10 seçim kaybeden bir siyaset mühendisi olarak Kılıçdaroğlu, aday olursa kazanabilecek mi? Kazanamazsa tarihe bir kez daha "kaybeden" siyasetçi olarak geçmeyi kaldırabilecek mi? Ve seçimi kazanmanın tek yolu HDP'yi İP'le ittifak içinde tutabilecek mi?
ASIL KORKUSU İMAMOĞLU VEYAVAŞ
Sorunlar bu kadarla kalsa belki baş edilebilir ama arka planda çok daha zor isimler ve karmaşık ilişkiler var.
En önemlisi de CHP içinde "omakama" şimdiden sahip çıkan Ekremİmamoğlu, Mansur Yavaş ve yancebime koy diyen yakın müttefiki MeralAkşener gerçeği var. Hatta egolarıtavan yapmış Ali Babacan ve AhmetDavutoğlu'nu da yabana atmamakgerekiyor. Buna bir de Hatay BüyükşehirBelediye Başkanı Lütfü Savaş'ın açıkettiği "küresel dostları" ekleyin.
Anlayacağınız, hesap içinde hesap var. Kılıçdaroğlu, kafasında kırk tilki dolaşan İsmet Paşa mı olacak yoksa bu süreci yüzüne gözüne mi bulaştıracak göreceğiz.
Ama görünen o ki, Kılıçdaroğlu şimdiden ecel terleri dökmeye başlamış ki, oportünizmi de aşan "Sınır namustur" gibi post truth bir siyasetle gerilimi artırarak zaman kazanmaya çalışıyor. En yakınındakiler
Acaba yine Gül gibi ithal bir aday mı bulacak?bile yaşadığı korkunun farkında. Bakın bu gerçeği eski CHP Milletvekili Aydın Ayaydın nasıl anlatıyor: "Kılıçdaroğlu, büyükşehir belediye başkanlarını aday yapmayarak bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Birincisi, büyükşehir belediyesini yeniden AK Parti'ye teslim etmek istemiyor. İkincisi ve en önemlisiİmamoğlu ve Yavaş'tan biriniaday gösterip cumhurbaşkanı seçilmesihalinde, genel başkanlığınıntehlikeye girmesini istemiyor."
AKŞENER'İ DE İSTEMEZ
Peki, aralarında hiç sorun yokmuş gibi davrandığı İP Genel Başkanı Akşener için ne düşünüyor?
Sorunun cevabını yine Ayaydın'dan dinleyelim: "Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in adaylığını da istemez. Çünkü her ne kadar Akşener'in partisini TBMM'ye taşımış olsa bile, biliyor ki Akşener'in Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olması halinde, seçilse bile birinci partinin yine AK Parti olacağını ancak İYİ Parti'nin ikinci partihaline gelebileceğini düşünüyor. Zira muhtemeldir ki, cumhurbaşkanı seçilme ihtimalini düşünen seçmenler, cumhurbaşkanı adayı olan Akşener'in partisine yüklenecekler ve İYİ Parti, AK Parti'den sonraki en büyük parti olabilecektir. Böyle bir durumda CHP üçüncüparti konumuna düşer. Böyle bir sonuçta ise CHP'nin ilk kongresinde Kılıçdaroğlu, genel başkanlık koltuğunu bırakmak zorunda kalır."
Acaba yine Gül gibi ithal bir aday mı bulacak?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.