Gerek reel kesim güven endeksi verisi, gerek kapasite kullanım oranı, gerekse de nisan ayı sanayi üretim verisi, 2021'in 2. çeyreğinde GSYH büyümesinin Cumhuriyet tarihinin en yüksek artış oranlarından birisine işaret edeceğini gösteriyor. Şimdiden bu oranın yüzde 28 ile 30 aralığında olacağını beklediğimi belirtebilirim. Elbette, bu oranlar 2020 yılının 2. çeyreğinde, küresel pandemiden kaynaklanan gerilemenin matematiksel düzeltmesi.
Bununla birlikte, önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin belirli bir bölümünde üretimin ve ihracatın hala toparlanmakta zorlandığını dikkate aldığımızda, Türkiye'nin ortaya koyduğu performans uluslararası ekonomi çevreleri tarafından dikkatle takip ediliyor.
Küresel pandeminin sebep olduğu tüm küresel ekonomik tahribata rağmen, 'Kovid-19' olmasaydı dahi 2020 yılında 200 milyar dolar hedefini zorlaması zor gözüken ihracat hacmimizin, 2021 yılında 200 milyardolar hedefine dolu dizgin koşuyor olması, Türkiye'nin ihracat esnekliğinin ne kadar yüksek olduğunun da ötesinde, Türkiye'nin küresel pandemi sürecinde, çok daha kuvvetli bir şekilde, 'güvenilir liman' tedarikçi ülke olduğunu bir kez daha kanıtladığını teyit etmekte. Bu nedenle, Çin ve Asya başta olmak üzere, küresel pandemi sürecinde tedarik sorunu yaşamış olan ülkeler siparişlerini Türkiye'ye yönlendirmiş durumdalar.
Bu durum, Türk reel sektörü açısından yatırım harcamalarına devam etmesi gerektiği anlamına da geliyor.
Nitekim, son yayınlanan ReelKesim Güven Endeksi verisinde,yatırım harcamaları ve üretim hacmieğilimi ve beklentiler son derece pozitifve güçlü. Bunun yanı sıra, ihracatbeklentisinin ve istihdam beklentisininde hayli pozitif olması, küreselvirüs salgınının tüm negatif etkilerinibertaraf etmek adına her türlü imkanıseferber etmiş olan Türkiye'nin, 2021yılında da uluslararası ekonomi çevrelerinive Türkiye ekonomisine yöneliktahminlerini paylaşan tüm uluslararasıekonomik kuruluşların ve uluslararasıfinans kurumlarının ekonomistlerinişaşırtmaya devam edeceğini gösteriyor.
Geçtiğimiz eylül ayından bu yana perakende, nisan ayından itibaren de hizmetler sektörü toparlanmayı hızlandırırken, aşılama oranlarının yükselmesi ve kısıtlamaların azalması, sektörlerdeki toparlanmayı daha da perçinleyecek.
İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ve tüketici güven endeksindeki toparlanmayı da hesaba kattığımızda, kuvvetle muhtemel, Türkiye Ekonomisi'nin 2. çeyrek büyüme oranı verisi çok şaşırtıcı olacak gibi gözüküyor. Bu durum, tüm uluslararası ekonomik kuruluşların ve finans kurumlarının Türkiye Ekonomisi'ne yönelik 2021 yılı büyüme beklentilerinin de yukarı doğru revize olmasına sebep olacak. Nitekim, hem açıklanan verileri, hem de Türkiye'de rekorlarkırarak hızlanma periyoduna geçmiş olan aşılanma süreci, kimi uluslararası finans kurumlarının Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminlerini revize etmelerine sebep oldu. Bununla birlikte, bu revizyonları paylaşmayacağım.
Çünkü, 2. çeyrek büyüme verisi herkesi şaşırttıktan sonra, kuvvetle muhtemel bu tahminlere bir revizyon daha gelecek. Bu nedenle, ağustos ayı başında nokta vuruş 2. çeyrekbüyüme tahminimi paylaşacak olsam da, şimdiden yüzde 28-30 aralığında bir büyüme oranına kendimizi hazırlayalım, derim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.