Kovid-19 küresel virüs salgını kapitalist sistem için tarihi bir 'sınav' özelliği taşıyor. Kapitalist sistemin günümüze kadar çözmediği, çözemediği en zayıf yönlerinin başında sermaye ve tasarrufların tabana yayılamaması sorunu önceliklidir. Ekonomi paydaşları arasında eşitsizlik sorunu,kapitalizme dayalı hukuk ve adalet sisteminin sebep olduğu miras ve servet eşitsizliği sorunu, 'küresel virüs salgını'nın tetiklediği ve tırmandırdığı toplumsal, sosyal ve ekonomik sorunlarla daha da görünür bir hal aldı.
ABD'nin 'vahşi kapitalizm'i, devletin 'sosyal devletçilik' adına en temel görevlerini, sağlık ve eğitim başta olmak üzere, her bir ülke vatandaşının, her bir dünya vatandaşının en temel yaşam hakkıyla ilgili temel hizmetleri ihmal eden, görmemezlikten ve aynı toplum içerisinde 'eşitsizlik' sorununu, toplum içerisinde 'sosyal bölünme'lere yol açan bir dizi kırılmayı derinleştirdi. İşçi-işveren ilişkilerinde 'uzlaştırıcı' yaklaşımlar yerine, 'ayrıştırıcı' tartışmaları alevlendirdi.
Avrupa'nın 'kapsayıcı', 'kucaklayıcı'kapitalizmi bir umut ışığıydı. Ancak,Soğuk Savaş'ın bitimiyle, Avrupa Kıtasıda ABD'nin 'vahşi rekabet'e dayalıkapitalizmine ayak uydurmayı tercihetti. Oysa, kapitalizm açısından bir sonraki'ilerleme'nin özünü 'katma değerinadil paylaşımı' ve üretim faktörlerinin,hem emeğin, hem sermayeninmarjinal faydasının artması oluşturacaktı. Tersine, 21. Yüzyıl'a girmemize rağmen, kapitalizm hem emeğin değerinikorumak, hem de sermayenin değerinikorumak noktasında başarılı olamadı. Bu nedenle, resesyonlara dayalı çöküş (bust) dönemleriyle, ekonomik patlama (boom) dönemleri arasında, bir inen bir çıkan bir kısır döngünün içerisinde saplanmış durumda.
Bu tablo 'KaptilaziminUysallaştırılması', hatta 'tırmanlanma'sıgerektiğine işaret ediyor. 1750'denbu yana var olduğunu varsaydığımız'kapitalist sistem', arz-talep, tasarruf-tüketim-yatırım, satın alma gücü-yaşam koşullar-tüketim alışkanlıkları gibi çok temelbaşlıklarda yaklaşımını 'yenilemek','reforme' etmek zorunda. Dünyavatandaşlarına 'kazandıklarından' dahafazlasını 'harcatan', ihtiyaçlarının önceliğineyerine, 'vahşi pazarlama taktikleri'ylekendi önceliklerine göre yön verenbir kapitalizm anlayışının miladı dolmuşdurumda. Ekonomik sistemde oluşanmilli gelirin, satın alma gücü pastasınıntüm paydaşlar arasında daha eşit dağıldığıyeni bir anlayış.
Peki, kapitalizm, üretimi, üreteni, alın terini önceliklendiren, KOBİ'lerin ülke ekonomilerindeki vazgeçilmez konumunu perçinleyen, ekonomi aktörlerine 'fırsatlar' konusunda eşit imkanlar sunan bir geleceğe mi, yoksa 'mevcut sorunluyapısı'nı 'muhafaza etmek' adına, küresel virüs salgınını ekonomi aktörleri ve toplumlar üzerinde 'alan kazanımı' amaçlı kullanmayı tercih eden bir geleceğe mi yolculuk edecek; Türkiye bu 'kaçınılmaz'dönüşüm ve geleceğin tetikleyicisi, taşıyıcısı, hızlandırıcısı olabilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.