Geçtiğimiz cuma gününden bu yana küresel gündem ve Türkiye'yi yakından ilgilendiren pek çok başlığa yönelik gelişmeler Uzak Doğu'da yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G-20 Liderler Zirvesi kapmasında Japonya'nın Osaka kentinde dünyanın önde gelen liderleriyle gerçekleştirdiği temaslar, Kyoto'da 'Hazineler ve Osmanlı İmparatorluğu'nda lale geleneği' ile 'Ara Güler Sergisi' ve ardından Tokyo'da Japon iş dünyası, İmparator Naruhito ve Başbakan Abe görüşmeleri, Türkiye-Japonya ilişkilerini 21. Yüzyıl'da çok daha zenginleştirilmiş bir ticaret ve yatırım ilişkisine dönüştürmek adına kritik önemdeydi.
Tokyo'daki izlenimlerimiz Japon iş dünyasının da Türkiye merkezli olarak, Afrika, Orta Doğu, Körfez, Balkanlar ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nde Türk iş dünyasıyla birlikte pek çok fırsattan yararlanılabilecek yatırım ve ticaret fırsatlarına hazır olduklarına işaret etti. Başbakan Abe'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ağırlarken, konuşmasında 'Türkiye ile Japonya arasındaki stratejik ortaklığı daha yüksek seviyeye çıkarmaya çalışacakları'ndan söz etmesi, Japonya temaslarının adeta özeti gibiydi. Ekim ayında İmparator Naruhito'nun tahta çıkma töreni vesilesiyle, Türkiye ile Japonya arasında ticaret ve bilhassa doğrudan yatırımları daha iddialı seviyelere taşıyacak bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanması ihtimali hayli güçlenmiş gözüküyor.
Pekin'de ise, Pekin Expo için büyük bir hareketlilik söz konusu. Bugün, Pekin Expo'da Ticaret Bakanımız Pekcan'ın liderliğinde, Türk Pavyonu'nun açılışı ve 'Türk Günü' yürüyüşü gerçekleşecek. Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin Devlet Başkanı Şi ile gerçekleştireceği görüşme öncesinde, Çin'in önemli yayın kuruluşlarından 'Global Times'da Cumhurbaşkanımızın yayınlanan makalesi, Türkiye'den başlayıp demiryolu ile Gürcistan'dan Azerbaycan'a, buradan da Hazar Denizi'ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan'ı takiben Çin'e ulaşan Orta Koridor'un, Kuşak ve Yol projesinin en önemli bileşenlerinden birini oluşturduğunun altını çizmekteydi. Mevsimsel nedenlerle 12 ay çalışabilen bu koridor, Çin için de hayati önem arz etmekte.
Halen tek kutuplu bir dünyada yaşanıyormuş gibi bir yanlış anlayışın ürünü olan küresel tehditlerin, dünya barış ve istikrarını da zedelemekte olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanımız, Türkiye olarak dünya barışı, güvenliği ve istikrarının korunması, çok taraflılığın teşvik edilmesi ve serbest ticaretin sürdürülmesi gibi alanlarda Çin ile aynı vizyonu paylaştığımızı da bilhassa vurguladı. Çin iş dünyasına da, Türkiye'ye yapacakları yatırımın 82 milyonluk genç ve dinamik nüfusu ile dünyanın 16. büyük ekonomisine yapacakları bir yatırımın ötesinde, aynı zamanda Türkiye'nin hinterlandında bulunan 1,6 milyarlık bir nüfusa ve 24 trilyon dolarlık bir satın alma gücüne de yatırım anlamına geldiğini hatırlattı. Erdoğan'ın Asya-Pasifik hamlesinin yankılarını önümüzdeki dönemde de görmeyi sürdüreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.