Dünya ekonomisinin önde gelen ekonomilerinin tümünün para birimlerinin ABD Doları karşısındaki değeri, mevcut konjonktürde, ekonomi-politikbir düzlem üzerinde şekilleniyor. Bir cephede, söz konusu ülke para biriminin değerini korumakla görevli merkez bankasının para politikasıtercih ve taktikleri öne çıkıyor. Bir de, ülke merkez bankasının uluslararası rezervlerinin durumu. Bir cephede söz konusu ülkenin makro ekonomikperformansı; yani üretim, ihracat, büyüme ve istihdam ile ilgili genel performansı yer almakta. Bir diğer cephede ise, söz konusu ülkenin ABD ile yaşadığı ticaret savaşlarına ve/ veya küresel ve bölgeselsiyasete dair anlaşmazlıklar, gerginlikler yer almakta. AB'nin ortak para birimi Euro'dan Sterlin'e, Yuan'dan Ruble'ye, Türk Lirası'ndan Real'e, tüm paralar için aynı üçlü sac ayağı çalışıyor. Rusya ve İran cephesinde doğrudan ambargo etkisi, Venezüella cephesinde ise, devlet başkanını iktidardan düşürmeye yönelik vahşi bir operasyonu dikkatle takip ediyoruz. Türk Lirası cephesinde ise, bir çok ülke para birimine göre durumu farklılaştıran önemli bir mesele ise, küresel bir karanlık gücün Hükümetimizi, ekonomi yönetimini köşeye sıkıştırmak adına dövizkuru operasyonları da yürütüyor olması. Bu nedenle, TCMB'nin para politikası tercihleri, Türkiye'nin makro ekonomik göstergeleri ve ABD ile yaşadığımız anlaşmazlıklar doğrultusunda şekillendiği iddia edilen döviz kurlarına yönelik, fazladan manipülatifbir saldırıyla da karşı karşıyayız.
Bu da şu sonucu beraberinde getiriyor; TCMB'den TL'nin değerini korumak adına, ciddi birkararlılıkla devam edecek adımlar; enflasyondanormalleşme ve büyümede dengelemenin hız kazanması; ABD ile ilişkilerde ise S-400, Suriye ve Doğu Akdeniz gibi başlıklarda, Türkiye'nin menfaatini gözeten, aklı selim, tansiyonu düşürecek adım ve çözümler. Üstüne, Türkiye'nin küresel ölçekteki algısına yönelik vahşi operasyonu bertaraf edecek, nötralize edecek karşı ataklar; Türkiye'nin küresel algısını güçlendirecek proje ve stratejiler. Temmuz ayınakadar, bu sac ayaklarınıntümünü etkili bir şekilde devrede tutmamız gerekiyor. Rekor üzerine rekor kıran ihracat ve turizm gelirleri güçlendikçe, döviz kurlardaki normalleşme de hız kazanacak. Bu nedenle, 'proaktif' bir TL yönetimine kitlenmiş olarak sürecin ilerlediğine birlikte şahit olacağız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.